15 Şubat 2021

Yasal olmayan fakültenin dekanı Selami Kuran'a sorular

Barış Akademisyenleri bildirisine imza atan meslektaşlarınızın üniversiteden ihracı için Marmara Üniversitesi'nde oluşturulan komisyonda görev aldınız mı?

700 sayılı KHK... 7 Temmuz 2018 günü Resmi Gazete'de yayımlanarak, yürürlüğe giriyor.

Nedir o KHK?..

"Cumhurbaşkanına fakülte kurmak yetkisi tanıyor."

Yıllardır var olan sistem değişiyor. Bir zamanlar bir fakülte kurulacaksa, buna o üniversitenin senatosu karar veriyor. Senato kararı YÖK'e gönderiliyor. YÖK gerekli görürse, Milli Eğitim Bakanlığı'na, o da personel politikaları açısından uygunluğunu denetlemek açısından Devlet Personel Başkanlığına soruyor.

E, para gerekiyor bir fakülte kurmak için. O nedenle Maliye Bakanlığı ile Devlet Planlama Teşkilatı'na  soruluyor, son kararı Bakanlar Kurulu veriyor.

Yeni bir fakülte, bilim açısından, ekonomik açıdan, personel açısından gerekli mi, değil mi, o araştırılıyor, her şey uygunsa, yeni bir fakülte ancak o zaman kuruluyor. Öyle, "ben yaptım oldu" değil!..

Devletin bir zamanlar, "devlet" olarak, nasıl işlediğini gösteren bir örnek.

Otoriter rejimle birlikte, bu işleyiş ortadan kaldırılıyor, tek bir kişinin iradesine bağlanıyor. 7 Temmuz 2018 tarihli KHK bunun belgesi.

Sadece iki gün sonra

Devletin otoriter sistemde nasıl işlediğine ilişkin harika bir örnek, şu fakülte kuruluşu!.. Devamında...

7 Temmuz'daki KHK ile "fakülte kurmak yetkisi Cumhurbaşkanına ait" ya...

Şimdi sıkı durun!..

"7 Temmuz'dan iki gün sonra... Evet, sadece iki gün sonra...

9 Temmuz günü yeni bir KHK yayımlanıyor, 703 sayılı KHK...

Bu KHK, fakültelerin ancak kanunla düzenleneceğini öngörüyor!..

Bu da, Resmi Gazete'de yayımlanıyor!.."

Bunlar ne yaptıklarını bilmiyor!.. Yönetim bunların elinde oradan oraya savuruluyor!..

Kendi yetkisini iptal etti

Hani, yine ve her şeye rağmen, "hukuk" içinde kalınacaksa...

Kural var...

"9 Temmuz KHK, ilkinden iki gün sonra yayanlandığı için 7 Temmuz KHK'sını ortadan kaldırıyor.

Yani:

Cumhurbaşkanının tek başına fakülte kurma yetkisini iptal ediyor!.."

Kendi yetkisini, iki gün sonra, kendisi iptal ediyor!..

Dolayısıyla:

"Tayyip Erdoğan'ın Boğaziçi Üniversitesi'ne Hukuk ve İletişim Fakülteleri kurulmasına ilişkin kararının hiçbir yasal dayanağı bulunmuyor.

Yasal açıdan, öyle bir fakülte yok!..

Kendi yetkisini kendi iptal etmiş!.."

Melih yardımcı bulamayınca 

Boğaziçi Üniversitesi'nde bu fakültelere gerek var mı?.. Yok!..

O zaman neden bu "yasal olmayan" fakülteler?..

Rektör Melih Bulu kendine yardımcı bulamayınca... Ona destek olmak üzere...

"Yasal olmayan fakültelere, kendilerine bağlı, dışarıdan dekan atayarak, Melih çevresinde kadrolaşmaya gitmek..."

Yoksa, bugün Türkiye'de Hukuk Fakültesi'ne ihtiyaç filan yok. Hele İstanbul'da hiç yok, çünkü İstanbul'da 29 Hukuk Fakültesi var!..

Değerli Anayasa Profesörü Kemal Gözler'e göre:

"Türkiye'de 2019 yılı itibariyle 82 Hukuk Fakültesi var. Bu fakültelerde 82 bin 322 öğrenci okuyor. Bu rakam Türkiye'nin ihtiyacının çok üstünde."

Daha vahimi ise, artık her türlü akıl ve mantık dışı, yine Prof. Gözler'e göre:

"82 Hukuk Fakültesi'nden 20'si, kendisine hukukçu bir dekan bulamıyor. 20 Hukuk Fakültesi dekanları ziraatçı, tıpçı, kimyacı ve ilahiyatçı dekanlarca yönetiliyor!.."

Hukuk Fakültesine ilahiyatçı dekan?.. Günümüzde normaldir!..

AİHM Selami Kuran'ı kabul etmedi

Boğaziçi Üniversitesi'nden Melih çevresinde kadrolaşmanın ilk adımı olarak, yasal dayanağı olmayan Hukuk Fakültesi Dekanlığına, Erdoğan Selami Kuran adında bir hukuk profesörünü atıyor.

Bu vatandaş AKP'ye o kadar yakın ki... Zaten aksini düşünmek söz konusu değil.

"Birkaç yıl önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) bir Türk yargıç atanması gerek. Erdoğan, AİHM'e önerdiği yargıçlar arasında Selami Kuran da var, ama o liste AİHM'den dönüyor, AİHM Kuran'ı kabul etmiyor!.."

Yandaş medya, durumdan vazife çıkarmak için kolları sıvıyor, Selami Kuran'ı cilalamakla meşgul:

"Türkiye'nin önde gelen milletlerarası hukuk uzmanı" filan diyerek!..

Madem, "milletlerarası hukuk uzmanı", AİHM böylesine değerli bir uzmanı neden geri çeviriyor?..

"Çünkü, siyasi kimliği!.. AKP bağlantısı, siyasi bağımlılığı uzmanlıktan önde geliyor."

Selami Kuran'a sorular

"Milletlerarası değerli hukuk uzmanı" Selami Kuran'a sorularım var, bilmiyorum, soruyorum:

"1-Siz AKP'den milletvekili adayı oldunuz mu?..

2-Kardeşiniz AKP milletvekili oldu mu?..

3-Barış Akademisyenleri bildirisine imza atan meslektaşlarınızın üniversiteden ihracı için Marmara Üniversitesi'nde oluşturulan komisyonda görev aldınız mı?

4-AKP adaylığı yanı sıra, MHP'ye yakınlığı ile bilinen Aydınlar Ocağı üyeliği ya da o kurumun herhangi bir bölümünde Başkanlık yaptınız mı?"

MHP ile ilişkisi açısından... Hani, belki bu atamada MHP'nin parmağı var mı?..

Bu soruların yanıtlarını bilmiyorum, sadece soruyorum.

Melih'in çevresinde yer alacak bir ismi yakından tanımak amacıyla...

Boğaziçi Üniversitesi'nin bundan sonraki yolculuğunun tahminine katkı sağlaması açısından...

Yazarın Diğer Yazıları

Colani-Türkiye: “Maslahata destek!”

Colani, bir röportajında “Türkiye ve Suriye’nin arasında geçmişten gelen tarihi ve coğrafi bir bağlılık var. Bunu çok iyi idrak ettik. İki halkın maslahatına destek vermek istiyoruz” diyor. Burada kullandığı “maslahat” sözcüğü İslami bir kavram. Türkiye ile kurmak istediği ilişki diplomatik olmaktan çok İslami temelli bir ilişki mi?

Zafer çığlıkları gölgesinde parçalanma: Nüfus bilgileri sıfırlandı

İsrail Suriye halkının nüfus, pasaport ve istihbarat kayıtlarının yer aldığı binaları bombalıyor, o kayıtları yok ediyor. Böylelikle kim kimdir, nerede yaşıyor, aidiyeti ne, bunları sıfırlıyor. Bombalayacak başka yer mi yok?

İngiliz + Amerikan planı: Suriye şimdilik Colani’ye emanet

Erdoğan onca kavgadan sonra, nasıl ki Mısır lideri Sisi ile anlaştı, Yunanistan ile anlaştı, AB ile anlaşmaya çalışıyor, diktatör Esad ile de anlaşmak için yollara düştü. Bütün olanların toplamında: İsrail ile yeniden el sıkışırsa... Artık yeni bir “İleri Üçlü” görmeye hazırlanın!.. Türkiye - Amerika - İsrail.

"
"