14 Aralık 2024

Colani-Türkiye: “Maslahata destek!”

Colani, bir röportajında “Türkiye ve Suriye’nin arasında geçmişten gelen tarihi ve coğrafi bir bağlılık var. Bunu çok iyi idrak ettik. İki halkın maslahatına destek vermek istiyoruz” diyor. Burada kullandığı “maslahat” sözcüğü İslami bir kavram. Türkiye ile kurmak istediği ilişki diplomatik olmaktan çok İslami temelli bir ilişki mi?

Vietnam Savaşı’na katılan piyade subaylarından biri. Sonradan Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nda adım adım yükseliyor.

Amerika’nın 2008-2010 arasında Türkiye, 2010-2012 arasında Irak Büyükelçisi.

Üç Amerikan Başkanının Georg W. Bush, Obama ve Trump’ın Özel Suriye Temsilcisi.   

CİA bağlantılı, CİA Dış Politika Danışma Kurulu üyesi.

James Jeffrey.

Jeffrey ve Colani

Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, o görevde iken, bir Amerikan TV’sine konuşuyor:

“Colani bize bir mesaj iletti, sizin dostunuz olmak istiyoruz, mesajı. Biz terörist değiliz, biz Esad’la savaşıyoruz, sizin için tehdit değiliz, diyor.”

Jeffrey devam ediyor:

“Colani’nin örgütü Amerika’nın İdlip’te yürüttüğü strateji açısından kazançtır. İdlip’te çeşitli seçenekler arasında en az kötü olan seçenektir.”

Amerika’nın Suriye Özel Temsilcisi 2021 yılında Colani’ye bu sempatik sözlerle yaklaşırken...

Amerika 2017 Mayıs ayından itibaren Colani’yi ve kurduğu HTŞ’yi terörist listesine alıyor!..

Ne gam, öyle yapar böyle söyler, Amerika’ya yakışır!..

Colani

Amerika ve terör örgütleri

Amerika’nın terör örgütlerine sempatiyle yaklaşması, hatta o örgütleri kendi elleriyle kurdurması yeni değil.

El Kaide, Taliban, IŞİD...

Önce onları besliyor, Afganistan ve Orta Doğu ülkelerinin başına bela ediyor, sonra da onlarla savaşıyor!.. Maksat savaş olsun!..

Bu arada o ülkelerde ipin ucunu elinden kaçırıyor.

Daha farklı bir versiyonda, 1950’lerden bu yana dünyanın çeşitli bölgelerinde girdiği savaşları kaybediyor. Ya fiilen savaşarak ya desteklediği diktatörlerin yenilgisi ya da yemlediği terör örgütleri üzerinden kaybediyor.

Emperyalizmin kanlı canlı örneği.

O ülkelerde bazen iyi sonuçlar alınıyor, sosyalist rejimler kuruluyor, bazen ülke parçalanıyor, bazen en gerici siyasi İslamcı yönetimler iş başına geliyor.

Şimdi sırada Suriye’de.

Asıl adı

Colani...

Gelelim ona.

1982’de Riyad’da doğuyor. Asıl adı Ahmed El Şara. Ailesi Golan tepelerindeki köylerden birinde yaşarken, İsrail’in işgaliyle birlikte oradan göç ediyor.

Ailesinin kökeni Golan Tepelerine dayandığı için pek çok kaynakta belirtildiği gibi, kabul ettiği bir ismi alıyor, Golan’dan kaynaklanan “Colani!..”

Son beş altı gündür Amerikan ve İngiliz medyası Colani’yi “ılımlı İslamcı” diye tanıtmaya gayret ediyor.

“Ilımlı İslamcı” Colani bir ara Irak’ta şeriatçı El Kaide’de, sonra Suriye’de IŞİD’in ikinci adamı!..

Bir başka terör örgütü El Nusra’dan geçerek HTŞ’nin kurucusu.

“Afganistan gibi”

Colani 2021 yılında Independent Türkçe’den Cihat Arpacık’a verdiği röportajda nasıl bir Suriye düşündüğünü şöyle açıklıyor:

“Suriye’yi işgalsiz, Rusya’sız, İran’sız ve mevcut Suriye yönetiminin olmadığı bir ülke olarak hayal ediyorum. Bu devleti yönetecek kapasiteye sahip bir halk var.”

Nihai hedefini de bildiriyor:

“İslam çatısı altında yaşayacak ve kendini yönetecek bir ülke olacak. Afganistan’da nasıl halk iradesi galip geldiyse, Suriye’de de aynı şekilde olacak.”

Halk iradesine dayanan rejim için başka ülke kalmadı da neden Afganistan örneğini veriyor?

Afganistan benzeri koyu şeriata dayanan bir ülke olacaksa, Colani Batı medyasının tezgahlamaya çalıştığı gibi, nasıl “ılımlı İslamcı” oluyor?

“Türkiye ile bağlılık”

Ya Türkiye ile ilişkiler?..

Aynı röportajda Colani Türkiye’ye çiçek atıyor:

“Türkiye ve Suriye’nin arasında geçmişten gelen tarihi ve coğrafi bir bağlılık var. Bunu çok iyi idrak ettik. İki halkın maslahatına destek vermek istiyoruz. Suriye devrimine yönelik bir tehdit aslında uzun vadede Türkiye’ye yönelik bir tehdittir.”

Burada kullandığı “maslahat” sözcüğü şer’i hükümleri içeren iyi ve yararlı anlamında İslami bir kavram.

Akla şu soru geliyor:

Türkiye ile kurmak istediği ilişki diplomatik olmaktan çok İslami temelli bir ilişki mi?..

“YPG düşmanımızdır”

Arpacık’a verdiği röportajda Türkiye ile paralellik var:

“Biz YPG’yi devrimin düşmanı olarak görüyoruz. Fırat Kalkanı ve Zeytindalı bölgelerinde bombalar patlattılar.”

Türkiye’nin YPG’ye karşı askeri operasyonları adıyla sanıyla anarak, benimsiyor.

Şam’ı ele geçirdikten sonra, MİT Müsteşarı İbrahim Kalın üzerinden, Colani ile ilk görüşen ülkenin Türkiye olması tesadüf olmasa gerek.

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Zafer çığlıkları gölgesinde parçalanma: Nüfus bilgileri sıfırlandı

İsrail Suriye halkının nüfus, pasaport ve istihbarat kayıtlarının yer aldığı binaları bombalıyor, o kayıtları yok ediyor. Böylelikle kim kimdir, nerede yaşıyor, aidiyeti ne, bunları sıfırlıyor. Bombalayacak başka yer mi yok?

İngiliz + Amerikan planı: Suriye şimdilik Colani’ye emanet

Erdoğan onca kavgadan sonra, nasıl ki Mısır lideri Sisi ile anlaştı, Yunanistan ile anlaştı, AB ile anlaşmaya çalışıyor, diktatör Esad ile de anlaşmak için yollara düştü. Bütün olanların toplamında: İsrail ile yeniden el sıkışırsa... Artık yeni bir “İleri Üçlü” görmeye hazırlanın!.. Türkiye - Amerika - İsrail.

Diyanet imparatorluğunun freni patlamış!

AKP iktidarında artan bütçesi, artan personeli, artan yetkileriyle donatılan Diyanet İşleri Başkanlığı fiili ve sembolik kazanımlarıyla imparatorluk gibi. Kendisine her türlü rolü biçiyor, kendine göre yorumlar icat ediyor, toplumu yanlış yönlendiriyor. Bu kadar yetki tanınırsa, olacağı bu

"
"