07 Nisan 2016

Yarınki mahkeme Türkiye'nin kaderi

Mahkeme kararını MHP'den daha çok AKP merakla bekliyor...

Alpaslan Türkeş’in bir sözü var, ‘Rize’den milletvekili çıkardığımız gün, biz iktidara geliriz.” Türkeş vaktiyle Rize’yi MHP açısından en zor illerden biri olarak görüyor. Yıllar sonra bu söz önem kazanıyor.

O söze saygı ve iddia olarak, MHP Genel Başkan Yardımcılığından istifa eden MHP Gaziantep milletvekili Ümit Özdağ 9 Nisan cumartesi günü Rize’de Genel Başkan adaylığını açıklıyor.

Saygı, Türkeş’e duyduğu saygının simgesi olmak üzere.

İddia, Özdağ’ın Genel Başkan seçildiği takdirde, MHP’nin Rize’den milletvekili çıkaracağı ve MHP’yi iktidara taşıyacağı inancının simgesi olmak üzere.

Siyasi partilerde ve her kurumda genel başkan seçilmenin koşulu var, kongreyi kazanmak. MHP’de de öyle, kongreyi kazanmak gerek.

Ancak, MHP’de bırakın kongre kazanmayı, önce kongreye gitmek o kadar kolay değil, kongre aslanın ağzında, daha doğrusu mahkemenin kararına bağlı.
 

Bahçeli eşittir sürekli itiraz
 

Seçim yenilgilerine ek olarak, Devlet Bahçeli son aylarda izilediği politika ile MHP seçmeninin büyük ölçüde güvenini kaybediyor. Kaybediyor çünkü:

  • 7 Haziran seçimlerinde AKP’yi iktidardan düşürmek muhalefetin ayağına kadar gelmişken, Bahçeli hiç bir koalisyona razı gelmiyor,
     
  • CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu büyük parti olmasına rağmen, özveride bulunuyor ve kendisine koalisyonun Başbakanlığını bile öneriyor ama, Bahçeli bu öneriyi de geri çeviriyor,
     
  • Halk AKP’yi artık iktidarda görmek istemediğini seçimde belirtmesine rağmen, Bahçeli ısrarla her formülü reddediyor,
     
  • Yetmiyor, Meclis başkanlığını AKP’ye armağan ediyor,
     
  • Yetmiyor, herhangi bir koalisyon kurulmasını engelleyerek, buna AKP ile koalisyon dahil, Türkiye’nin erken seçime gitmesini sağlıyor, AKP’nin istediği gibi,
     
  • AKP’nin yeniden tek başına iktidara gelmesinde büyük rol oynuyor,
     
  • Bunların sonucunda çok çarpıcı oy kaybına uğruyor, milletvekili sayısı yarı yarıya azalıyor, Meclis’te HDP’nin gerisinde kalarak, dördüncü parti konumuna düşüyor.
     

Gitmem de gitmem
 

1 Kasım seçiminde AKP tek başına iktidar olduktan sonra ve bugün hala AKP’ye en büyük destek Bahçeli’den geliyor.

Zaman zaman, sözde eleştirilere aldırmayın siz, izlediği politika ile Bahçeli MHP’yi AKP’nin arka bahçesi haline getiriyor. Eleştirilerinin içi boş, laf cambazlığından ibaret.

Bu durumda MHP içinden tepkiler gecikmiyor. Ortaya üç, cumartesi gününden itibaren dört Genel Başkan adayı çıkıyor. Meral Akşener, Sinan Oğan, Koray Aydın ve şimdi Ümit Özdağ.

Ne var ki, Bahçeli “gitmem de gitmem” diye tutturduğu gibi, olağanüstü kongre taleplerini de, “milliyetçi cepheye karşı oyunlar, MHP’yi kuşatma” gibi garip itirazlarla, kongre taleplerine kulak tıkıyor. “Olağanüstü kongre yok, kongre 18 Mart 2018’dedir” diyor.

Biliyor ki, bunca başarısızlık ve Türkiye’yi her anlamda felç eden AKP’ye verdiği destek sonucunda, ilk kongrede gidecek.
 

547 imza
 

Bahçeli’nin kongreyi geri çevirmesi üzerine, parti içi muhalefet olağanüstü kongre için oy toplamaya başlıyor.

547 kongre delegesinin imzasıyla olağanüstü kongre talebi genel merkeze ulaşıyor.

547, kongre için çoktan yeterli sayı, ama Bahçeli bu hukuki gelişmeyi de göz ardı ediyor ve “kongre Mart 2018’de” tutturmasına devam ediyor.

Bu arada AKP’ye verdiği destek gözle görünür hale geliyor, AKP bakanlarına verilen gensorularda AKP’nin yanında yer alıyor.

Ahmet Davutoğlu il baş başa özel görüşme yapıyor.

547 imzaya rağmen, kongreye gitmeyeceğini açıklamasından sonra, muhalifler mahkemeye başvuruyor, Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesinde olağanüstü kongre isteminde bulunuyor.
 

İhtimaller

 

Daha önce açıklandığı üzere, ertelenmez ise, mahkeme kararını yarın veriyor. Ne olabilir?

  • Mahkeme olağanüstü kongre talebini red edebilir.
     
  • Mahkeme olağanüstü kongre talebini yerinde bulur ve kongreye karar verebilir.

     
  • Mahkeme olağanüstü kongre kararını yeniden MHP Genel Merkezinin kararına bırakabilir.

Her üç ihtimal de, kendine göre, hukuki gerekçeleriyle birlikte, mümkün görünüyor.

Eğer, kongre kararı yeniden genel gerkeze kalırsa, genel merkez çok açık ki, kongreye gitmeyecek.

Mahkeme kararı bu durumda Anayasa Mahkemesine gider, Anayasa Mahkemesi de MHP’ye ancak ve ancak para cezası kesebilir, yani kongre olmaz, Bahçeli kurtulur.
 

Yol ayrımı
 

Başta terör olmak üzere, her gün bin türlü çetrefil sorunla boğuşan Türkiye’de şu anda belki çok kişi farkında olmayabilir ama, yarınki mahkeme kararı Türkiye’nin kaderinin yeniden çizileceği bir mahkeme.

Yarınki mahkeme kararı ile Türkiye yeni bir yol ayrımına gelecek, şöyle ki:

  • Olağanüstü kongre kararı çıkarsa, Bahçeli kongrede kaybeder, adaylardan biri kazanır, MHP AKP’den desteğini çeker ve Başkanlık hayalleri Meclis’te suya düşer.
     
  • MHP yeniden yükselişe geçer ve ilk seçimde AKP’ye artık iktidar yolu kapanır.
     
  • Hayır, kongre kararı çıkmaz ya da Genel Merkeze bırakılır, Bahçeli devam eder, Başkanlık hayaline biraz daha yaklaşılmış olur.

Karar gerçekten “yeni Türkiye” kararı niteliğinde. Hepimizin kaderini belirleyecek bir mahkeme.

O nedenle, mahkeme kararını sadece MHP değil, MHP’den daha çok AKP merakla bekliyor.

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bahçeli’nin baştankara çıkışına karşı: İspanya modeli

Hiçbir partiyle konuşmadan hatta, belki kendi partisinin organlarıyla bile görüşmeden, Bahçeli’nin çıkışı elbette pek çok kuşkuyu beraberinde getiriyor. Ortada devlet kurumlarının hazırladığı böyle bir plan var mı?..

Erdoğan uğruna: Bahçeli 55 yıllık birikimi sildi attı

DEM’in aklından asla geçirmediği “Apo’ya af” önerisine sırtını dönmesi imkânsız. Karşılığında anayasa değişikliğine onay vermesi, yıllardır eleştirdiği Erdoğan’a yeniden adaylık fırsatı tanıması ne ölçüde mümkün, orası da ayrı

Osman, yarın yedi yıl bitiyor!..

Duruşmalar devam ederken tahliye talepleri sürekli geri çevriliyor, ya mahkeme heyeti değişiyor ya Gezi davasına bakan yargıçlardan biri AKP milletvekili aday adayı çıkıyor ya da... Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi “hak ihlali vardır, derhal tahliye edilmelidir” kararı vermesine rağmen, hem de iki kez, o karar Anayasa’ya aykırı olarak uygulanmıyor

"
"