14 Ocak 2017 tarihli Resmi Gazetede yatırım programı yayınlanıyor:
"Kırşehir Devlet Hastanesine ek bina yapımı, 150 yataklı. 2019'da bitirileceği ilan ediliyor."
Bunun için davullar zurnalar eşliğinde düzenlenen törende nutuklar atılıyor. "Biiiiiiz" diye başlayıp, "söz verdik mi yaparıııııız" nutukları.
2019'da biteceği ilan edilen hastane ek binasında şu anda "fiziki ilerleme sadece yüzde 25, yarısı bile değil", Sağlık Bakanlığı sitesine girin ve görün!..
Buna karşılık, inşaatı bitirmekle yükümlü firmaya hak edişleri ödenmiş mi?..
Malum, "yaparsa AKP yapar".
Yusufeli Barajı
26 Şubat 2013...
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan temel atma töreninde, Artvin "Yusufeli Barajı'nın 29 Mayıs 2018'de faaliyete geçerek, enerji üretimine başlayacağı" müjdesini veriyor.
"Söz verdik mi, biz yaparız, bunlar anlamaz bu işlerden."
29 Mayıs 2018'de biteceği ilan edilen Yusufeli Barajı inşaatı halen devam ediyor. Ne zaman bitiyor?..
Belki gelecek yıl.
Malum, "yaparsa AKP yapar".
Aydın Denizli otoyolu
16 Kasım 2020 tarihinde Aydın - Denizli otoyolu temeli atılıyor.
Hem otoyolun kendisinde, hem de bağlantı yollarında sık sık değişiklik yapılıyor. O değişikliklerde:
"Bağlantı yollarında tarım arazilerine zarar veriliyor. 25 bin dönüm meyve bahçesi yok ediliyor.
Ayrıca, toplam 47 köy bu değişiklikten mağdur oluyor."
Nasıl mağdur oluyor?.. Proje değişikliği sonucu:
"Kuyucak Çamdibi Mahallesinde 2.500 zeytin, incir ve çeşitli meyve ağaçları, 150 dönüm arazi otoyolun altında kalıyor. Yamalak Mahallesi'nde 20 bin ağaç, 450 dönüm arazi kayboluyor."
Soru şu:
"-Otoyolun projede belirtilen güzergahı neden sürekli değiştiriliyor?..
-O değişiklikler kamulaştırma maliyetlerini arttırıyor mu?..
-Aynı yola günlük 35 bin araç geçişi için garanti veriliyor mu?..
-Yol paralı oluyor, kilometre başına 5 cent geçiş ücreti mi alınacak?.."
Her yol, her baraj, her köprü ayrı bir öykü.
Malum, "yaparsa AKP yapar".
Sayıştay Başkanı
Verilen sözler tutulmuyor, tutulmadığı gibi, çeşitli projelerde çeşitli iddialar ortaya atılıyor.
Bu projeleri kim denetliyor?..
Sayıştay...
Sayıştay ikide birde raporlar yayınlıyor, "şu şu projelerde fazla ödeme yapılmış, şu şu proje gecikmiş, şu şu projede şöyle zarar ortaya çıkmış" türünde raporlar.
Eh, bunlar elbette "şahsımı" sinirlendiriyor, o hiçbir iddianın dile getirilmesini istemiyor.
Ne yapacak?..
Suyu başından denetleyecek!..
"Yıllardır yakın bürokratı olarak çalışan Cumhurbaşkanlığı Personel ve Prensipler Genel Müdürünü TBMM'de Sayıştay Başkanlığına seçtiriyor."
Sayıştay, denetlemelerini Türkiye Büyük Millet Meclisi adına yapıyor. Yargının denetleme ayağı olan Sayıştay, bu atamayla Meclis iradesinin dışına çıkarılmış oluyor.
"Denetimden korkan, denetlenmek istemeyen iktidar, bu atamayla denetimleri gerçek anlamda askıya almış oluyor."
Malum, on dokuz yıldır dinlemekten bize gına gelen bir sözleri var:
"Yaparsa, AKP yapar."
Nasıl yapamadığını, neden yapamadığını kimsenin sormasını istemediği için Sayıştay Başkanı'nı doğrudan kendi emrine alıyor. Tıpkı, HSK üzerinden yargıyı ele geçirdiği gibi.
3600 ek gösterge
2018 Cumhurbaşkanlığı seçimi...
Seçim beyannamesini açıklarken, Tayyip Erdoğan söz veriyor:
"Polis, öğretmen, hemşire, din görevlisi ve diğer idarecilerimizin emeklilik ek göstergelerini 3600'e çıkartacağız."
Nedir 3600 ek gösterge?..
Memurların ve adı geçen personelin aylık ücretleri ile emekli olduktan sonraki aylıklarını ve emeklilik ikramiyelerini belirleyen, onların aylık ve ikramiyelerinde artış öngören bir veri.
Ek gösterge ne kadar yüksek olursa, emekli aylıkları ve ikramiyeleri o kadar yükseliyor.
Aradan üç yıl geçiyor, tamı tamına üç yıl.
"3600 ek göstergeden henüz haber yok!.."
Sadece yatırımlarda, projelerde değil, bu gibi verdiği sözlerde de, malum...
"Yaparsa, AKP yapar!.."
Nasıl yaptığı, nasıl söz verip de tutmadığı o kadar iyi ortaya çıkıyor ki, en taze örnekler ortada, artık kimse inanmıyor, inanmadığı için de, bu dönem kapanmaya doğru yol alıyor.