05 Ağustos 2021

Yap bakanlık, boz bakanlık

Tarım Bakanlığı ve Orman Bakanlığı... Her iki bakanlık ya birleşiyor ya ayrılıyor ya başka işlevler verilerek, varlığını sürdürüyor.

Yangınların başlaması, söndürülmesi, ormanlık alanların yeniden ağaçlandırılması, ayrıca “iklim değişikliği...”

Bir yanda sellerin bastığı yörelerimiz, diğer yanda kuru hava, aşırı sıcak ve rüzgarla hızlanan yangınlar.

“Tamam, söndürdük oldu” diye sevinmek ve el el üstünde oturmak yerine, dersler çıkarmak gerek.

O dersin kilit adımların biri “iklim değişikliği paralelinde, çıkabilecek yangınlara karşı organize olmaktan” geçiyor.

Bu durumda tarihe bakmak gerekiyor, tarım ve orman olarak.

 III. Selim ve II. Mahmut

“Tarım Bakanlığı... Orman Bakanlığı...”

Tarih içinde ikisinin de ayrı ayrı kurulduğu, birleştiği, yeniden ayrıldığı, yeniden başka isimler altında faaliyet gösterdiği dönemler var.

Padişah III. Selim (1789 - 1807 yıllarında tahtta) Tarım Bakanlığı işlevine sahip ilk adımı “Hububat ve Zahire Nazırlığı” kurarak atıyor. Günümüzde “Bakanlık” görevine eş bir kurum.

Modern Bakanlık uygulamasının başladığı Padişah II. Mahmut (1808 - 1839 yıllarında tahtta) döneminde, Osmanlı’da tüm ekonomik faaliyetler ve tarımla ilgilenmek üzere, 1839 yılında “Ticaret ve Ziraat Nezareti” kuruluyor.

Batılaşmanın, yenileşmenin adımları olarak.

Cumhuriyet döneminde

 1923’te kurulan “İktisat Vekâleti” aynı zamanda tarımsal faaliyetlerin yönetiminden de sorumlu kılınıyor

Bir yıl sonra ise, 1924 Mart ayında Cumhuriyet Tarihimizde ilk kez “Ziraat Vekaleti” kuruluyor, günümüz Tarım Bakanlığı işlevine sahip olarak.

“Orman Bakanlığı ise, ilk kez 1969 yılında kuruluyor”.

Sonra her iki Bakanlık ya birleşiyor ya ayrılıyor ya başka işlevler verilerek, varlığını sürdürüyor.

“-1974’te Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, ayrıca Orman Bakanlığı var.

-1980 - 83 arasında, 12 Eylül darbe hükümetlerinde Tarım ve Ormancılık Bakanlığı kuruluyor, bu ikisinin ilk birleştirilmesi.

-1983’te Özal’ın Başbakanlığında Tarım, Orman ve Köy İşleri Bakanlığı oluyor.

-1991’de Bakanlık ikiye ayrılıyor. Çeşitli koalisyonlar ve AKP’nin ilk hükümetlerinde Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı var.

-1991’de ayrılan Orman Bakanlığı 2003 yılına kadar devam ediyor.

-2003 - 2011 arasında Çevre ve Orman Bakanlığı kuruluyor. Tarım Bakanlığı ayrı.

-2011 - 2018 arasında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yanı sıra Orman ve Su İşleri Bakanlığı kuruluyor.

-2018’den sonra, ‘Tek Adam Rejimi’ ile birlikte günümüzün Tarım ve Orman Bakanlığı’na geliniyor”.

Hangi mantıkla bu kadar değişikliğe uğruyor, farklı farklı işlevler veriliyor, belli değil.

AKP döneminde

AKP’nin 2002’de iktidar olmasıyla birlikte, işlevi ve faaliyet alanı en çok değiştirilen bakanlıklardan biri tarım ve ormanla ilgili Bakanlık.

Abdullah Gül’ün Başbakanlığında kurulan ilk AKP Hükümetinde  “Tarım ve Köyişleri ile Orman Bakanlığı” iki ayrı Bakanlık.

Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı’nda kurulan ilk AKP hükûmeti ise, ki 59. Hükûmet, bir değişiklik oluyor, “Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı” kalıyor, “Çevre ve Orman Bakanlığı” kuruluyor.

Hükûmet’te bu iki Bakanlık aynen kalıyor.

Erdoğan’ın kurduğu son hükümet ki, 61. Hükümet, yine değişiklik var. “Gıda, Tarım ve Hayvancılık” ve “Orman ve Su İşleri Bakanlığı” kuruluyor.

Ahmet Davutoğlu ile Binali Yıldırım’ın Başbakanlıklarında bu iki Bakanlık aynı isimlerle devam ediyor. Yani, 2011 ile 2018 arasında değişiklik yok.

Yeni rejimle birlikte

2018 yılında “Tek Adam Rejiminde” yedi yıl süreyle varlıklarını sürdüren Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı birleştiriliyor.

“Günümüzün Tarım ve Orman Bakanlığı” adı altında.

Arada neden “hayvancılık” ekleniyor, neden “su işleri” ekleniyor, sonra neden ayrılıyor, sonra neden bütünüyle yok oluyor, neden köy işleri ekleniyor ve sonra neden kaldırılıyor, belli değil.

Eklendiği ya da kaldırıldığı zaman, o alanlardaki faaliyetlerde ne artıyor ya da ne eksiliyor, o da belli değil.

Yangınların gösterdiği

Tarım... Koca bir alan...

Hele de, iklim değişikliğine paralel olarak, azalan gıda üretiminde.

Yok olan binlerce tarım arazisinde...

Hızla azalan köylü ve çiftçi nüfusta...

Mutlaka tek başına yeniden organize olması gereken bir Bakanlık.

Orman... Koca bir alan...

Hele de, iklim değişikliğine paralel, ormanlarda artan tehlikeler...

Yapılamayan gerekli bakım...

Korunması ve ayrıca ağaçlandırılması gereken on binlerce hektar alan...

Mutlaka tek başına yeniden organize olması gereken bir Bakanlık.

Oysa, hele de AKP döneminde ne oluyor?..

“Yap Bakanlık, boz Bakanlık...”

Hele de, bu ölçüde hayati bir Bakanlığın başında bu kadar beceriksiz ve bu işlerden hiç anlamayan birileri gelirse...

Bir daha değişikliğe gitmeden, “ormanı ve tarımı ayırmak, iki ayrı Bakanlık halinde organize etmek” şart görünüyor.    

İklim değişikliği

“Aya gitmek” gibi hayal satmak, “Kanal İstanbul” gibi fantezi peşinde koşmak yerine, ayakların yere basması için...

Dünyadaki tehlikeyi ve o tehlikenin ülkemize yansımalarını görmek, ona göre adımlar atmak için...

“İklim değişikliğine” ilişkin planlar yapmanın çok ve fakat çok hayati olduğu bir dönemi yaşıyoruz.

AKP bunu ne ölçüde ciddiye alıyor?

Ve ne yapıyor?

Sadece bizler için değil, bizden sonraki kuşaklar için ne düşünüyor ve ne yapıyor?

İki günde bir nutuk atarak, ülke yönetilmiyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Gezi ile “Ahmak” davalarına AYM yol gösterdi

Yılmaz Tunç ikide bir “burası hukuk devletidir” diyor, al hadi kanıtla!..

Binlerce hukukçuya çağrı: Bunun adını siz koyun!..

Anayasa’ya aykırı olduğunu bilerek, yasa teklifi hazırlıyorlar. Çünkü, Anayasa ve Anayasa’ya aykırılık artık bir şey ifade etmiyor. Hukuk başta, bütün idari ve siyasi kavramların içi boşalıyor

“An itibarıyla” geri çekildi: Uçuk kaçık etki ajanlığı

Dezenformasyon Yasası, Sıkıyönetim ve Savaş Yönetmelikleri, Ceza Yasasında değişiklikler, avukatlara getirilen ek yükümlülükler, şirketlere kayyım atanması, belediyelere kayyım atanması, Anayasa Mahkemesi kararlarını hiçe saymak derken... “Devletin güvenliği, iç ve dış yararları” başlığı altında otoriter düzeni kurmaya girişiyorlar

"
"