27 Mayıs 2021

"Umudumuz Sedat Peker" şimdi oldu "dış güçler"

Seçimlerdeki umudumuz Sedat Peker, şimdi dış güçler tarafından Türkiye'ye çekilen operasyonun baş aktörü konumunda!.. Neresinden tutacaksınız?..

"En hayırsever iş adamı ödülü."

Yetmeeeeeez...

"Çok düzgün bir insan, kişiliği oturmuş bir insan."

Yetmeeeeeez...

Düğünlerde, açılışlarda, etkinliklerde "şeref konuğu."

Yetmeeeeeez..

Kaftan giydiriliyor ve anons ediliyor, "Dünya Türklük Hakanı."

Yetmeeeeeez...

"Sağ eliyle Bozkurt, sol eliyle Rabia işareti."

Yetmeeeeeez...

TV'de doğum günü kutlanıyor, "nice yıllara Sedat Abi."

Yetmeeeeeez...

Kutlamalar, ağırlamalar sonrasında ona büyük bir görev veriliyor, ondan medet umuluyor. 7 Haziran 2015 seçimlerinden bir gün önce, AKP iktidarının en büyük destekçilerinden Yeni Akit Gazetesi manşetten "Sedat Peker ile bir röportaj" yayınlıyor.

"Sedat Peker ilk defa Akit'e konuştu" diye atılan manşette Peker'in sözleri:

"7 Haziran seçimleri Hilal - Haç mücadelesidir. 7 Haziran seçimleri öncesi kurulan ittifaklar mide bulandırmaktadır. Böyle bir mücadelede beni seven kardeşlerimin ve milletimizin duracağı yer zaten bellidir."

Sonrasında, "siyonizme ve para baronlarına hizmet edenler, coplanan başörtülü kardeşlerimiz, hastanede rehin kalan abilerimiz" safsatalarıyla AKP'den önceki döneme göndermeler yapıyor.

AKP'ye kesin destek çıkıyor.

Seçimlerde Sedat Peker

CHP İstanbul milletvekili Mahmut Tanal dün harika bir hatırlatmada bulunuyor.

7 Haziran 2015 seçimlerinden bir gün önce, 6 Haziran'da Yeni Akit gazetesinin Sedat Peker'le yaptığı röportajı, gazetenin o günkü kupürü ile birlikte Peker'in yukarıdaki sözlerini aktarıyor.

Seçimde umutlar Sedat Peker'de!..

"O tarihte de, bugün de mafya lideri, organize suç örgütü lideri Sedat Peker, AKP'nin seçimde en büyük kozu, en büyük şansı olmalı ki, AKP'nin sadık bendelerinden Yeni Akit seçimden bir gün önce onunla övgü dolu bir röportaj yayınlıyor."

Vay anasına!.. Seçimden bir gün önce!.. Türkiye'de başka kimse kalmamış gibi, mafya lideriyle kendi seçmenine umut dağıtmak!..

AKP'nin 19 yılık iktidar döneminde Türkiye'nin siyasal tarihine geçecek, siyasal bilgiler fakültelerinde ders olarak okutulacak olaylardan biri.

Ve bugün Sedat Peker

"Seçimlerde kendisine büyük umutlar bağlanan" Sedat Peker, son günlerde arka arkaya yayınladığı videolarda ortaya attığı olağanüstü iddialar sonrasında aynı iktidar medyasının ve iktidar üyelerinin itip kaktıkları "organize suç örgütü lideri".

Evet, tartışmasız doğru, suç örgütü lideri.

Madem öyle, seçimden bir gün önce onu konuşturmak... Çeşitli etkinliklerde ona yağlama, yıkama, cilalama... Bütün bu kural dışı, etik dışı olaylar ile "organize suç örgütü lideri" bir araya nasıl geliyor?.. Öne sürdüğü iddiaları sonrasında bir başka sıfat daha ekleniyor:

"Dış güçler Türkiye'ye operasyon çekiyor."

Nasıl ama?..

Seçimlerdeki umudumuz Sedat Peker, şimdi dış güçler tarafından Türkiye'ye çekilen operasyonun baş aktörü konumunda!..

Neresinden tutacaksınız?..

Erdoğan bildiğiniz gibi

Sedat Peker'in açıklamalarına ilişkin Tayyip Erdoğan dün ilk kez konuşuyor, her zamanki gibi, kendi kendini övüyor, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya destek veriyor, Peker'in adını anmadan genel sözler söylüyor:

"Suç örgütlerine karşı tavizsiz mücadele yürüttük. Organize suç örgütlerine karşı elde edilen başarılarla birlikte, sözde babaların racon kestiği Türkiye'yi hukuktan başka yöntemlerin geçerli olmadığı seviyeye getirdik."

Daha öncesi hariç, AKP döneminde Peker iki kez, Ocak 2007'de on dört yıl beş aya, Ağustos 2013'te on yıla mahkum oluyor ve hapis yatıyor. Sonra şu ya da bu madde ile dışarıya çıkıyor.

Madem "tavizsiz mücadele" yürüttünüz, hem de sizin döneminizde iki kez hapse mahkum olmuş bir mafya babasını seçimden bir gün önce neden gazete manşetlerine taşıyorsunuz?..

Her fırsatta, çeşitli etkinliklerde Peker'e neden övgüler düzüyorsunuz?..

Ve o günümüzde...

"Dış güçler, Türkiye'ye operasyon çekenler" listesinin başında yer alıyor.

* * *

Erdoğan'dan Akşener'e: "Bunlar daha iyi günler"

"Yine dua et ki, gelin hanıma çok ileri gitmeden bir ders verdiler. Bu Rize'nin adabını gösterir. İkizdere yetmedi, Çayeli'ne gitti. Orada da, gereğini yaptılar. Daha neler olacak, bunlar daha iyi günler."

Tayyip Erdoğan dün grup konuşmasında Rize'de saldırıya uğrayan İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e bu sözlerle gözdağı veriyor. Akşener dahil, Akşener üzerinden bütün muhalefete gözdağı.

Ne demek, "bunlar daha iyi günler, daha neler olacak" da, ne demek?..

Erdoğan'ın bu sözleri Rize'de Akşener'e yönelen saldırının planlı bir saldırı olduğunu ortaya koyuyor.

Ondan çok daha vahimi ve asla kabul edilemeyecek olanı ise, "bunlar daha iyi günler, daha neler olacak" diye, gözdağı vermek.

Bu sözleri bu ülke coğrafyasında birisi Erdoğan'a söylese, kim bilir hakkında nasıl "hakaret davası" açılır, kim bilir ardından nasıl hapse mahkûm edilir!..

Ama, bunun çok ötesinde...

Bugünkü "tek adam rejiminde", ülkenin Cumhurbaşkanı, bu ülkede herkesin, ama herkesin can ve mal güvenliğinden sorumludur. Hele de, bir parti lideri saldırıya uğramış ise, ona gözdağı vermek yerine, en hafifinden "geçmiş olsun" dileklerini iletmesi gerekir. Saldırıya katılanların yakalanması için talimat vermesi gerekir.

Ama o, "geçmiş olsun" demek bir yana, "dua et ki, çok ileri gitmeden ders verdiler" diyebiliyor.

Türkiye'de Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana, 98 yıldır bir Cumhurbaşkanı ya da sorumlu Başbakandan hiç bir biçimde duymadığımız sözlere, görmediğimiz tavırlara ne yazık ki ve ne yazık ki ve ne yazık ki, şimdi tanık oluyoruz.

Sonra da, zerre kadar inandırıcılığı kalmayan "yerimiz Avrupa ve demokrasi" nutukları!..

Yazarın Diğer Yazıları

Osman, yarın yedi yıl bitiyor!..

Duruşmalar devam ederken tahliye talepleri sürekli geri çevriliyor, ya mahkeme heyeti değişiyor ya Gezi davasına bakan yargıçlardan biri AKP milletvekili aday adayı çıkıyor ya da... Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi “hak ihlali vardır, derhal tahliye edilmelidir” kararı vermesine rağmen, hem de iki kez, o karar Anayasa’ya aykırı olarak uygulanmıyor

Biz tanımıyoruz, onlar “daha sağlam demokrasi için” güçlendiriyor

Şu sıralarda Alman siyasetinde en çok şu söz duyuluyor: “Otoriter eğilimler önce anayasayı değiştirmeyi ve Anayasa Mahkemesi’ni zayıflatmayı hedef alıyor. Ardından devlet kurumları güçsüz kılınıyor"

Bahçeli DEM'e çiçek attı ama...

AKP ve MHP tarafından “terörist, bölücü” diye itilip kakılan DEM heyecanlanıyor, o heyecanla “Selahattin Demirtaş serbest kalsın, kayyım uygulaması sona ersin, tutuklu arkadaşlarımıza af çıksın” gibi liste hazırlayanlar bile var

"
"