Sulh Ceza Mahkemelerine Saray’dan talimat gidiyor:
“Bugün ve Millet gazetelerine tayin edilen kayyumların görevlerini başarıyla yaptıkları müşahede edilmiştir. Tayinlerin ne kadar isabetli olduğu ilk günden ortaya çıkmış bulunmaktadır. Memleket hizmetine uygun hale getirmek amacıyla, aşağıda isimleri sayılan kurumlara da en kısa sürede kayyum tayin edilmesi hususu uygun görülmüştür. Badema sonucun bildirilmesini rica ederim”.
Ek: Derhal kayyum tayin edilecek kurumlar ile kayyum tayini gerekçeleri ektedir. Atanacak kayyumların listesi AKP Genel Merkezi'nde bulunmaktadır.
CHP: Geçmişte onca yıl tek başına iktidar olduğu halde, şimdi yeniden iktidar olmaya çalışıyor. Sürekli eleştiriyor, bizi rahat bırakmıyor.
MHP: En sıkışık zamanda imdadımıza koşsa bile, tutturmuş, 17-25 Aralık diye, baş ağrıtıyor, sürekli sataşıyor.
HDP: Tek başına iktidarımızı engelliyor, Güneydoğu’da bize milletvekilliği bırakmıyor.
Vatan Partisi: Bizi faşistlikle ve Amerikan yanlısı olmakla suçluyor.
Büyük Birlik Partisi: Bir ara anlaşacağız diye beklerken, son zamanlarda onlar da bizimle ipleri koparıyor.
Saadet Partisi: Sözüm ona bizim kardeşlerimiz ama, artık onlar da yollarını şaşırıyor.
CHP, MHP, HDP Belediyeleri: Kimden izin almışlar da, kendi kendilerine bulundukları il ve ilçeleri yönetmeye kalkıyorlar.
PKK: Bir zamanlar bizimle masaya oturduğunu unutuyor ve terör üstüne terör yaratıyor.
IŞİD: Onlar da söz dinlemiyor, canlı bombalarla katliama girişiyor.
Hürriyet, Posta, Sözcü, Cumhuriyet, Zaman, BirGün, Evrensel, Aydınlık, Yeniçağ, Ortadoğu, Taraf, Yurt, Milli Gazete, YeniAsya Gazeteleri: Onları susturmak şart, tek başımıza iktidar önündeki en büyük engellerin başına onlar geliyor.
Halk TV, Fox, CNNTÜRK, Ulusal Kanal, İMC: Bunların dışında iktidarımıza muhalif yerel TV’ler ile yerel radyoların tespit edilmesi şarttır.
Üniversiteler: Büyük ölçüde milli davamıza hizmet etmekte olsalar da, aralarında bazılarından zaman zaman çatlak sesler çıkmaktadır. O üniversitelerin tespiti şarttır.
Türkiye Barolar Birliği: Sürekli hukuktan ve hukukun üstünlüğünden söz ediyorlar. Bilmiyorlar ki, hukukun da üstünde birisi var bu ülkede.
TÜSİAD: Her uygulama ve kararımıza “demokrasi dersi” vermeye kalkarak itiraz ediyorlar.
DİSK, KESK, TMMOB, Türk Tabipler Birliği ve benzeri sivil toplum örgütleri: İkide bir miting ve protestolarla memlekette huzur bırakmıyorlar.
Özel tiyatrolar: Bazıları “komedi” adı altında alay etmeye heves ediyor. Bunu kabullenmek mümkün değil. Hangi oyunların oynanacağına kayyumlar karar vermeli.
Sinemalar: Dini ve milli değerlerimize aykırı filmler gösterilmesinin önüne geçilmesi şart olmuştur. Vizyona girecek filmlerin önceden izlenmesi ve ona göre izin verilmesine dikkatinizi çekerim.
Spor salonları: Bu salonlarda gelişi güzel spor yapıldığı, spor zamanlarının iyi seçilmediği gözlenmiştir. Kimler, ne zaman, hangi sporu yapacak, bunun belirlenmesi şarttır.
Fenerbahçe: Geçmişte bizdeki dosyası zaten kabarıktır, son olarak bizim gözdemiz Osmanlıspor’u yenmek cüretini göstermiştir.
Beşiktaş: Bizden izin almadan şampiyonluk hevesine girmiş görünmektedir.
Galatasaray: Şampiyon olmak isteği gibi bir suçu onlar da işlemektedir.
Not: Burada sayılmayan çeşitli alanlarda faaliyet gösteren kurumları ayrıca incelemenizi rica ederim. Holdingler, hastaneler, pastaneler, fırınlar, çarşı ve pazarlar, özel otobüs firmaları, özel fabrikalar, tarlalar, maden ocakları, otel ve moteller, dernekler gibi.
----
Yaşadıklarımız üzerine biraz teori geliştirirsek, böyle saçma sapan bir yere doğru gidiyoruz. Demokrasinin d’sinin bile lüks sayılacağı böyle bir ülkeyi hiç birimiz istemiyoruz. Hepimiz özgürlüklerimize yeniden kavuşmayı, yeniden hukuk devletinin kurulmasını özlüyoruz. On üç yılda Türkiye’nin DNA’sını bozan bir iktidara gelin yarın sandıkta son verin. Bu kabus bitsin.