06 Eylül 2016

Toplamın 24'üncü, AKP'nin altıncı paketi

Çok tanıdık cümleler, çok ezberlenmiş yorumlar...

“Bölgeyi Değiştirecek Paket,”

“23 Kente 140 Milyarlık Dev Yatırım,”

“140 Milyarlık Müjde,”

“Güneydoğu’ya Dev Yatırımlar,”

“Teröre Karşı 140 Milyarlık Hamle,”

“Güneydoğu’da Artık Yatırım Patlaması,”

“Güneydoğu Küllerinden Doğacak,”  

“140 Milyar TL İle Doğu Uçacak.”

Doğu ve Güneydoğu uçacak mı, orasını bilemem ama bildiğim, aziz medyamız bir kaç istisnasıyla, her zamanki gibi, dün yine uçuyor. Son yıllarda her olayda olduğu gibi, burada da kendini uçmaya mecbur hissediyor. Bu cümleler dünkü gazetelerin manşetleri. 

Başbakan Binali Yıldırım iki gün önce, yanına on beş bakanı alıyor ve Diyarbakır’a gidiyor. Tüm kanallarda, her zamanki gibi, canlı yayın. Yıldırım Güneydoğu için yeni bir ekonomik paket açıklıyor.  Paket müthiş. 

Yılda seksen fabrika, konut, sulama, doğalgaz, karayolu, demiryolu, ah bir de deniz yolu olmalı ama, ne yazık ki, Güneydoğu’da deniz yok, olsa dükkan sizin, stadyum, sağlık hizmetleri ve bu arada “elli bir karakol.”

Dört yılda sekiz yüz bin kişiye iş ve aş.

 

35 yıldır aynı cümle

 

Gerek Yıldırım’ın açıklamalarında, gerekse bununla ilgili haber ve yorumlarda birbirinden kopya çekilmiş cümleler:

“Güneydoğu’nun kaderini değiştirecek paket. Terörün önünü kesecek paket. Hükümet Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı ekonomik paketini açıyor. Terör bitiyor, yerini kalkınma hamlesi alıyor.”

Çok tanıdık cümleler, çok ezberlenmiş yorumlar.

1970’lerden bu yana, kırk beş yıldır bu cümleleri duyuyorum, okuyorum. Şimdi 24’ncü kez duyuyorum. Yıldırım’ın açıkladığı paket, benzer paketlerin 24’ncüsü.

Sadece AKP döneminde, son on dört yılda bu altıncı Güneydoğu paketi.

Hepsi de anlı, şanlı. Hiç bir iktidar döneminde kimsenin üzerine toz kondurmadığı paketler.

 

Kasım 2007

 

AKP paketlerinin en görkemlisi, tam bir gösteriye sahne olan 2007 Kasım’ında açılan paket.

Binali Yıldırım herhalde o zamandan hatırlıyor, Başbakan Tayyip Erdoğan Kasım 2007’de Güneydoğu’ya müthiş bir çıkarma yapıyor. On beş bakan, nutuklar, multivizyon gösterileri ve türküler eşliğinde “Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı ekonomik paketini” açıklıyor.

“Kapsam” deyince, orada durun, hepsi “kapsamlı” çünkü.

2007 Kasım’ından itibaren yatırım gelecek, Güneydoğu’nun kaderi değişecek. Beş yılda, on bir ilde 12 milyar dolar yatırım yapılacak. İş verenlerden sigorta primi alınmayacak. İş yerinde elektrik yüzde elli daha ucuz olacak. Arsalar bedava verilecek, fabrikalar kurulacak, gençlere iş sağlanacak.

Mart 2008’de bu pakete “Eylem Planı” ekleniyor, paket nasıl hayata geçecek, onun ayrıntıları. En başta ve özellikle GAP’ta enerji ve sulama projeleri için elden gelen çaba harcanacak.

Her bir paketin açılmasının üstünden üç, beş ay geçtikten sonra, çatlak sesler, patlak haberler gelmeye başlıyor.

“Teröristler iş makinalarını yaktı.”

“Üç mühendis kaçırıldı.”

“Kaçırılan sekiz işçiden dört gündür haber alınamıyor.”

“Fabrikanın temeline dinamit atıldı.”

“Cumhuriyet Tarihinin en kapsamlı paketi” kağıt üstünde kalıyor. Tıpkı, öncekiler gibi.

 

GAP

 

Binali Yıldırım önceki gün konuşmasında bir vurgu yapıyor:

“Bölgenin kalkınma dinamiği tarımdır.”

Bölgede tarım denilince, akla GAP (Güneydoğu Anadolu Projesi) geliyor. 1970’lerin başından itibaren Demirel’in simgesi, onun en büyük projesi GAP.

Yedi baraj ve binlerce hektar sulanacak topraklar. Elde edilecek enerjinin yanı sıra, tarımdan yılda iki kez her türlü ürün alınacak, bunlar frigorifik kamyonlarla Orta Doğu ülkelerine ihraç edilecek. Bölgeye dolar akacak. İşsizlik azalacak, terörün kaynağı kesilecek.

Ne var ki, GAP kırk yıldır hiç bir iktidar tarafından bitirilemiyor.

AKP iktidara gelince, GAP’a ağırlık tanıyacağına söz veriyor. Her yılın planında, bütçesinde GAP’la ilgili bir bölüm mutlaka var.

Şu anda GAP’taki arazinin sadece yüzde yirmisi sulanıyor. Yani, tarım bir türlü “dinamik” olamıyor. 

 

Güvenlik harcaması

 

“Ekonomik paket, Doğu ve Güneydoğu’ya yatırım” faslından bölgeye gerçekten para gidiyor. Ancak:

Geçen yılın bütçesinden Tunceli’ye giden her yüz liranın 59 lirası, Hakkâri’ye giden her yüz liranın 64 lirası, Şırnak’a giden her yüz liranın 55 lirası, Siirt’e giden her yüz liranın 40 lirası güvenlik için harcanıyor. 

Şimdi de, elli bir karakol ya da son adıyla ve imar tarzıyla “kalekollar” sırada.

Kalekolların yapılacağından yüzde yüz eminim. Gerisi, nasıl gelecek merak ediyorum. Örnekleri ortada.

Pek çok yeri aylardır süren çatışmalar sonunda “kül” haline gelmiş Güneydoğu, şimdi bu paketle “küllerinden doğacak ve uçacak.”

140 milyar lira çok ciddi bir rakam, elli milyar dolara yakın bir yatırımdan söz ediliyor. Son otuz beş yılın paketlerine bakıldığında, hiç tartışmasız “Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı paketi.”

 

Yatırımın önkoşulu: Barış

 

Bir kaç soru var:

  • Binali Yıldırım  140 milyar lira, diyor, ama bu paranın kaynağını açıklamıyor. Paranın kaynağı nerede?
     
  • Onca yatırım yapılırken, önceki deneyler ortada iken, bu yatırımlar teröre karşı nasıl korunacak? Çünkü, PKK yatırım istemiyor, yatırım olursa, kendi insan kaynağının kesileceğini, kendisine verilen desteğin azalacağını biliyor.

Ve asıl soru:

Barış sağlanmadan bu yatırımlar nasıl hayata geçecek? Bir yandan terörle mücadele ederken, öte yanda yatırımlar nasıl hedefine ulaşacak?

140 milyarla “uçmanın, küllerinden doğmanın” dönüp dolaştığı yer, yine “barış ve barış.”

Başbakan Yıldırım’ın deyimiyle, “çözüm mözüm yok” ise, yatırım matırım nasıl gerçekleşecek? Barış sağlanmadan, hayati soru.

Yoksa, bir süre sonra, huzurlarınızda “yirmi beşinci paket.”

Yazarın Diğer Yazıları

Kandil önce Apo’yu mu dinler, yoksa Amerika’yı mı?

Apo gelecek, DEM Grubunda konuşacak, PKK’ya “silah bırak” diyecek, PKK ve YPG de silah bırakacak!.. Meclis’e gelip konuşması gibi, hiçbir politika ile örtüşmeyen öneri bir yana...

Bahçeli’nin baştankara çıkışına karşı: İspanya modeli

Hiçbir partiyle konuşmadan hatta, belki kendi partisinin organlarıyla bile görüşmeden, Bahçeli’nin çıkışı elbette pek çok kuşkuyu beraberinde getiriyor. Ortada devlet kurumlarının hazırladığı böyle bir plan var mı?..

Erdoğan uğruna: Bahçeli 55 yıllık birikimi sildi attı

DEM’in aklından asla geçirmediği “Apo’ya af” önerisine sırtını dönmesi imkânsız. Karşılığında anayasa değişikliğine onay vermesi, yıllardır eleştirdiği Erdoğan’a yeniden adaylık fırsatı tanıması ne ölçüde mümkün, orası da ayrı

"
"