“Bir mekanize piyade taburu, üç jandarma komando birliği, il alay komutanlığı takviye birlikleri, hücumbotlarla denizden baskın... “
11 Temmuz 1980, sabaha karşı saat 04.15...
Sanırsınız ki, bir ordu düşmana karşı savaş var!..
Oysa bütün bu “askeri harekât tek bir kişiyi yakalamak” için düzenleniyor.
“Fatsa Belediye Başkanı Terzi Fikri’yi”.
Terzi Fikri, mesleğiyle anılıyor, Fikri Sönmez, Fatsa’nın efsane belediye başkanı.
1960 yıllarda henüz 20’li yaşlarda Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi, sonraki dönemde THKP - C fraksiyonunda yer alıyor.
1979’da Ordu’ya bağlı Fatsa ilçesinde belediye başkanı seçiliyor. Ünü bir anda Türkiye’ye yayılıyor. Fatsa’yı belediyede oluşturduğu “halk komiteleri” ile yönetiyor. Halk komiteleri:
“En başta içki, kumar, kadına şiddet sorunlarıyla mücadele ediyor”.
Kısa sürede sosyalist solun simgesine dönüşüyor.
“Komünistler Fatsa’yı ele geçirdi”
Aracıların, komisyoncuların önünü kesiyor, karaborsanın üzerine gidiyor. Kooperatifleşmeyi hızlandırıyor. İlçede ekmeği, ulaşımı ve suyu ucuzlatıyor.
Ordu ve Fatsa’nın en önemli geçim kaynağı fındık.
“Fındıkta sömürüye son” mitingleri ile siyasal iktidarların fındık politikasını, fındık taban fiyatını etkilemeyi başarıyor, fındık üreticisinin gözünü açıyor.
“Her şeyi halk için yapıyoruz” Terzi Fikri’nin sık kullandığı sloganlardan biri.
Artık siyasi iktidarın gözünde en “amansız düşman” Terzi Fikri. Dönemin bazı gazeteleri, bugünün yandaşları gibi, manşetleri atıyor:
“-Komünistler Fatsa’yı ele geçirdi.
-Dinsizler dini yasakladı.
-Halk mahkemeleri kuruldu”.
Terzi Fikri’yi yakalamak için girişilen askeri harekâtı ertesi gün aynı gazeteler şöyle duyuruyor:
“Devlet Fatsa’ya girdi”.
Kenan Evren ve Terzi Fikri
Bir ay kadar sonra darbenin lideri olacak Orgeneral Kenan Evren açıklamasını patlatıyor:
“Fatsa’da Terzi Fikri diye biri çıkmış, devlet benim, diyor. Komite kurmuş, Fatsa’yı o komite yönetiyor. Yani, kararı devlet vermiyor, devlet otoritesi sıfır”.
Bu açıklamayla Fatsa’ya ve dolayısıyla Terzi Fikri’ye yapılacak askeri harekâtı haber veren Evren yaptığı askeri darbeden sonra konuşuyor:
“Fatsa’da taş üstünde taş bırakmadık”.
Taş üstünde taş bırakılmayan yer, ülkemizin bir ilçesi!..
Terzi Fikri darbeden sonra tutuklanıyor, işkencelerden geçiyor, 47 yaşında kalp krizi geçirerek hayata veda ediyor.
Fındık fiyatı
Tayyip Erdoğan önceki gün Ordu’da konuşurken fındık fiyatını açıklıyor:
“Fındık alım fiyatı 54 lira”.
Yani üç dolar.
Yandaşlar bu fiyatı malum, davul zurnayla “müjde” gibi duyuruyor.
Oysa...
“Yedi yıl önce, 2015’te dolar 2,65 TL iken, fındığa verilen fiyat 15.84 lira, yani yedi yıl önce 5.96 dolar, bugün 54 lira, üç dolar”.
Bunun nesi müjde?..
Erdoğan’ın açıklaması öncesinde gerek CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, gerekse İyi Parti lideri Meral Akşener fındık alım fiyatının en az 74 lira olması gerektiğini savunuyor.
Erdoğan fındığa muhalefetin önerdiği fiyatın yirmi lira altında fiyat biçiyor.
Bu mu müjde?..
Erdoğan ve Terzi Fikri
Fındık fiyatını açıklarken, Erdoğan konuyu terörle mücadeleye getiriyor ve nedense Terzi Fikri’yi eleştiriyor, kullandığı dil çok tartışmalı:
“Ah ah, bu Ordu terörün ne menem bir şey olduğunu gayet iyi bilir. Bu Ordu Terzi Fikri’yi de bilir. Onların bedelini benim Ordum çok ödedi. Ama artık böyle bir şey yok”.
Bu sözleri büyük tepki çekiyor.
Terzi Fikri hatırlatmasını hangi danışmanı yaptıysa, onun dünyadan haberi yok!..
“Terzi Fikri aradan kırk yıl geçmiş olmasına rağmen, Fatsa’da hâlâ bir efsane”.
Sözde sol eleştiri üzerinden terör ile Terzi Fikri’yi yan yana getirmek, AKP’de halktan kopukluğun yeni bir örneği.
Üstelik, fındık fiyatını açıklarken...
Fındık fiyatını, kırk yıl önce düzenlediği gösterilerle bütün partilerin dikkatine getiren Terzi Fikri, öyle bir temel atmış ki, fındık fiyatı denilince, iktidarlar önce şöyle bir düşünmek zorunda kalıyor.
Düşük fiyat vermesi yetmezmiş gibi, bir de halkın hâlâ unutamadığı Terzi Fikri’ye sataşıyor!..
Karne ve kuyruk
Erdoğan’ın CHP’ye mutlaka çatması gerekiyor ya, aynı konuşmasında:
“CHP’nin o hani karneyle benzin, ekmek dağıtılan dönemleri vardı ya... Elhamdülillah, bizim dönemimizde böyle bir şey var mı, yok”.
Daha ne olsun?..
CHP’nin o döneminde İkinci Dünya Savaşı var. O zaman karne var.
Ya şimdi?..
Kuyruk var, kuyruk!.. Kuyruklar!..
Yirmi yıldır iktidardasın...
“Ekmek, benzin, et, süt, pirinç, yağ kuyruklarını ne yapacağız?..”
Ya ülkede ne olup bittiğinin, çeşit çeşit kuyrukların farkında bile değil!..
Ya da işine öyle geldiği için!..
Can Yücel’in şiiri
Yeniden Terzi Fikri’ye dönersek...
Can Yücel’in yazdığı bir şiir var:
"Terzi Fikri öyle bir giysi dikti ki, Fatsa’ya
O Gürcü öyle bir gürledi ki, arkadaşlarıyla
Noktalar, noktalı virgüller, askeri operasyonlar
Kimseler çıkaramaz Fatsa’nın sırtından!
Emek hakkının sımsıcak çıplaklığını".
Erdoğan son zamanlarda sık sık olduğu gibi, durup dururken, Terzi Fikri gibi bir halk adamına laf atarak, baltayı yine taşa vuruyor.
Düşük fındık fiyatı ile de, üreticiyi yine zorda bırakıyor.
Yalçın Doğan kimdir?
Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi’ni, 1969’da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.
Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet’te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.
1989’da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet’te önce Yayın Koordinatörü, 1999’da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003’te Hürriyet Gazetesi’nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24’te köşe yazarlığına devam ediyor.
Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’in çeşitli ödülleri yanında, 2014’te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV’nin ‘Kırılmayan Kalemler’ ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.
Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca’dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.
|