15 Aralık 2018

TCDD hık demiş, Türkiye'nin burnundan düşmüş

TCDD’de tren seferlerinin nasıl yapıldığı ortada, her bir buçuk günde bir tren kazası...

25 kişinin hayatını kaybettiği Çorlu tren kazasında, insanlar kurtarılmayı beklerken...

TCDD’de ekiplere gece yarısı talimat veriliyor...

Menfezleri doldurmak için...

Çorlu kazasında TCDD neden böyle yapıyor?.. Kazanın nedenini örtmek için mi?..

Gerisini CHP İzmir milletvekili Atila Sertel’in 6 Aralık 2018 tarihli TBMM KİT Komisyonundaki konuşmasından aktarmak gerek:

“Çorlu kazasıyla ilgili rapor var. Menfezlere bakım yapılması durumunda, bu kazanın önlenebileceği tespiti yapılmış. On gün önce uyarıldığınız söyleniyor. Buna rağmen, önlem alınmadığı ve ağır kusur olduğu sonucuna varılıyor. 25 kişinin ölümüne sebep olan menfezlerin kontrolü neden yapılmadı?” (Komisyon Tutanağı, s.41).

Çok çarpıcı değil mi?..

Kazanın nedeni menfezler. Oysa, bize “yağmur” açıklaması yapıldığını hepimiz anımsıyoruz.

Ve o menfezler, on gün önce uyarıldığı halde doldurulmuyor. Yani, ağır ihmal var.

Atila Sertel komisyonda TCDD Genel Müdürü İsa Apaydın’a soruyor:

“Menfezleri doldurmak için ekiplere gece yarısı apar topar neden talimat verdiniz?.. Menfezler gece yarısı apar topar neden dolduruldu?.. Kazaya sebebiyet veren menfezler sağlam ise, kazanın ardından neden apar topar taşlarla örerek sağlamlaştırdınız?..” (Komisyon Tutanak, s.43).

Sertel’in sözünü ettiği rapor, bilirkişi raporu. Peki, o raporun gereği yerine getiriliyor mu?..

Örneğin, Genel Müdür İsa Apaydın görevden alınıyor mu?.. Ya da, başka sorumlular hakkında hangi işlem yapılıyor?..

TCDD’nin hali örnek bir olay, Türkiye’nin genel hali gibi.

Hangi kaza, hangi felaketten sonra yetkili olanlar görevden alınmış, istifa etmiş, haklarında cezai işleme geçilmiş ki, TCDD için geçilmiş olsun?..

İhaleler ihaleler

Ankara’da dokuz kişinin hayatına mal olan kaza nedeniyle TCDD yeniden gündemde. O zaman KİT Komisyonundan devam edelim.

Komisyonda TCDD Genel Müdürü de var. Milletvekilleri ona sorular yöneltiyor. İşte, o sorulardan birini daha Atila Sertel dile getiriyor:

“Sayıştay’ın ciddi uyarısı var. Sizlere verilen yetkiyi kötüye kullandığınız, büyük küçük demeden bir çok ihaleyi yetki sınırlarınızı aşmayacak şekilde bölümlere ayırarak doğrudan temin yoluyla istediğiniz kişi ve kuruma verdiğiniz söyleniyor. Size verilen yetkiyi kötüye kullanma gerekçeniz nedir?” (Komisyon Tutanağı, s.44).

Tutanağın tamamını sonuna kadar okuyorum, bu soruya genel müdür herhangi bir yanıt vermiyor.

Kim veriyor ki bu sorulara yanıt, genel müdür versin?..

Burası 2018 Türkiye’si...

Hırsızlık iddiası

O komisyon toplantısı müthiş, muhalefet milletvekilleri de TCDD’nin fotoğrafını iyi çekiyor. CHP Zonguldak milletvekili Deniz Yavuzyılmaz söz alıyor:

“TCDD’de kablo hırsızlığı var. Çünkü, güvenlik hizmetleri aksıyor. Çaycuma’da sinyalizasyon ambarından kablo çaldığı tespit edilen beş kişi, hızlı trenin kablolarını çalmışlar, seferler aksadı. Ankara Polatlı’da hızlı tren seferleri...” (Komisyon Tutanağı, s.17-18.)

TCDD’de, ne vararsan var.

Kazalar normal. Olmazsa, şaşmak gerek.

TCDD’den bir özet

Madem ne vararsan var, işte bir kaç örnek daha. CHP Niğde milletvekili Ömer Fethi Gürer söz alıyor:

“Makinistlerin çalışma süreleri on beş saati buluyor.”

On beş saat çalışınca, kimin dikkati hala taze kalabilir ki!.. Ama, kaza olunca ya onlar ölüyor ya suçlu olarak tutuklanıyor. Gürer devam ediyor:

“Eleman yetersizliği nedeniyle TCDD’nin meslek liseleri, basım ve dikim evleri, çamaşırhaneleri, eczaneleri kapatılmış, hastaneleri Sağlık Bakanlığına devredilmiş, Haydarpaşa hariç, limanları özelleştirilmiş, atölyeleri kapatılmış, kamusal hizmetler önemli ölçüde taşeron ve hizmet alımıyla yapılan, ana hatların yüzde yirmilik kesiminde yolcu treni çalışamaz duruma getirilmiş, arazileri elden çıkarılmış durumda. Ayrıca, iki bine yakın lojmanı boş duruyor ya da yıkılmış. Kısım şefi, ambar memuru, hareket memuru pek çok istasyonda yok”. (Komisyon Tutanağı, s.17-19).

Bu durumda TCDD’de tren seferlerinin nasıl yapıldığı ortada, her bir buçuk günde bir tren kazası...

Bulgaristan’la mahkemelik

Bugüne kadar medyaya ne ölçüde yansıdı, hatırlamıyorum, bir de farklı bir olay daha var.

Kısa adı “TÜVASAŞ”, Türkiye Vagon Sanayi Anonim Şirketi, tren vagonu üretiyor, TCDD’ye bağlı. Sadece Türkiye içinde değil, Türkiye dışına da vagon üretiyor, vagon ihraç ediyor. Gerisini İYİ Parti Sakarya milletvekili Ümit Dikbayır dile getiriyor:

“TÜVASAŞ tarafından otuz adet yataklı vagon Bulgaristan’a geç teslim ediliyor. Geç teslim edilmesi nedeniyle, sözleşme gereği, TÜVASAŞ ile sözleşmesi bulunanan gecikme cezasının ilgili hükmü gereğince Bulgaristan Demiryolları tarafından 4 milyon 20 bin 794 lira tutarında gecikme cezası kesilmiştir. Bu tutarın gecikme cezasıyla ilgili olarak Bulgaristan Sofya Ticaret Tahkim Mahkemesinde dava açılmıştır. Halen devam eden mahkeme sürecinde tahkim heyeti delilleri değerlendirmektedir. Buna bağlı olarak, dava ne aşamadadır?.. Söz konusu gecikmenin sebebi nedir?.. Kurumun ödediği tazminat var mıdır?..” (Komisyon Tutanağı, s.45).

Mahkeme sonuçlandığında, bunu öğrenir miyiz, emin değilim, aziz medya bunun peşine düşer mi, o da söz mü, elbette düşmez, çünkü sanki tazminat ödenecek gibi.

Yine de ibra

KİT Komisyonu neden toplanıyor?..

Bütün KİT’ler geliyor ve orada hesap veriyor, hesapları inceleniyor, sonra da o kurumun yönetimi ibra (aklamak) edilecek mi, edilmeyecek mi, ona bakılıyor. İbra edilmez ise, o kurumun yöneticileri mahkemeye veriliyor.

6 Aralık’ta TCDD bu nedenle görüşülüyor. Görüşmeler sonunda iş bilançoların incelenmesine ve ibra oylamasına geliyor. İşte, şimdi o tablo:

TCDD 2015 yılı dönem zararı 2 milyar 98 milyon 73 bin 666 lira, oylamaya geçiliyor, İBRA ediliyor, AKP’li üyelerin oylarıyla.

TCDD 2016 yılı dönem zararı 2 milyar 504 milyon 465 bin 394 lira, oylamaya geçiliyor, İBRA ediliyor, AKP’li üyelerin oylarıyla. (Komisyon Tutanağı, s.57).

Genel Müdür, aman nazar değmesin, görevinin başında.

Ya TCDD?.. Şimdilik bu kadar, bir sonraki kazaya kadar.

Yazarın Diğer Yazıları

Zafer çığlıkları gölgesinde parçalanma: Nüfus bilgileri sıfırlandı

İsrail Suriye halkının nüfus, pasaport ve istihbarat kayıtlarının yer aldığı binaları bombalıyor, o kayıtları yok ediyor. Böylelikle kim kimdir, nerede yaşıyor, aidiyeti ne, bunları sıfırlıyor. Bombalayacak başka yer mi yok?

İngiliz + Amerikan planı: Suriye şimdilik Colani’ye emanet

Erdoğan onca kavgadan sonra, nasıl ki Mısır lideri Sisi ile anlaştı, Yunanistan ile anlaştı, AB ile anlaşmaya çalışıyor, diktatör Esad ile de anlaşmak için yollara düştü. Bütün olanların toplamında: İsrail ile yeniden el sıkışırsa... Artık yeni bir “İleri Üçlü” görmeye hazırlanın!.. Türkiye - Amerika - İsrail.

Diyanet imparatorluğunun freni patlamış!

AKP iktidarında artan bütçesi, artan personeli, artan yetkileriyle donatılan Diyanet İşleri Başkanlığı fiili ve sembolik kazanımlarıyla imparatorluk gibi. Kendisine her türlü rolü biçiyor, kendine göre yorumlar icat ediyor, toplumu yanlış yönlendiriyor. Bu kadar yetki tanınırsa, olacağı bu

"
"