22 Mayıs 2024

Mahsa'nın annesi: "Sessiz Izdırabımız..."

Geçen yıl Mahsa Amini ile İran'daki Kadın, Yaşam ve Özgürlük Hareketi'ne veriliyor. Mahse'nin ailesi ödül töreni için Strazburg'a davet ediliyor. İran Rejimi ailenin gitmesine izin vermiyor

Eski Türkçede "kayıp, hüsran" anlamında.

Oğuzca "ölüm, helak" anlamında.

Kıpçakça "eza, üzüntü" anlamında.

Türkçesi ile ünlü Kaşgarlı Mahmut bilimsel nitelikli, aynı zamanda Arap tüccarların Orta Asya'ya gittiklerinde, pratikte kullanmaları için bir kitap yazıyor, Divan-i Lugat - it Türk, 1073'te.

İki gündür tartışılan "yas"...

Yas anlamına ilişkin en eski kaynak, Kaşgarlı Mahmut'un kitabı. Eski Türkçe, Oğuzca ve Kıpçakça kökeniyle birlikte.

Günlük dilde ise yas, değer verilen kişiye ölümünün ardından gösterilen saygının ifadesi.

Reisi için yas

İran Cumhurbaşkanı Reisi helikopter kazasında ölüyor. Türkiye bir günlük yas ilan ediyor. "Yas" sözcüğünün Kaşgarlı Mahmut'tan günümüze kadar kullanılan anlamları çerçevesinde:

"Reisi Türkiye için üzüntü mü, kayıp mı?.. Değer verilen biri mi?.."

Türkiye'nin Reisi'nin ölümü üzerine yas ilan etmesi, resmi ilişkilerini dikkate almasının sonucu olabilir.

Ancak, bizlerin yurttaşlar olarak o yasa katılmamız değil!..

Kaldı ki...

İran hiç katılmadı

İran Türkiye için hiç yas ilan etmiş mi?..

Cumhurbaşkanları Turgut Özal ve Süleyman Demirel hayatlarını kaybettiğinde...

Yüzlerce insanın hayattan koptuğu...

Soma faciasında...

Ankara Garı saldırısında...

Beşiktaş, Reyhanlı, Kuru Çeşme, Sultanahmet, Atatürk Havaalanı saldırılarında...

Binlerce insanın aramızdan ayrıldığı...

6 Şubat depreminde...

İran bize saygı gösterip yas ilan ediyor mu?..

Hayır!..

O zaman bizdeki yas ilanı ne oluyor?..

Şeklen yas

Adettendir, yas tutarken eğlencelere son veriliyor siyah giyiniliyor, gülerek konuşulmuyor.

Radyo ve televizyon açılmıyor.

Dün bakıyorum...

Bayraklar ister istemez yarıya iniyor.

Buna karşılık...

Birkaç üniversitede konser iptali dışında, onlar resmen uymak zorunda...

Günlük hayat televizyonuyla, radyosuyla, müziğiyle normal devam ediyor.

Sokaktaki insanda yas karşılık bulmuyor.

Kaldı ki, Reisi'nin savcı iken, kalem kırdığı idam kararları, sonradan sorumlu tutulduğu insan hakları ihlalleri belli bir kitle açısından sır değil.

Talihsiz raporlar

Reisi'nin hem kendi ülkesinde, hem dünyadaki "şöhreti" (!) epey olumsuz.

Kendi ülkesinde koyu muhafazakâr, şeriatı temsil eden İslam Devrimi Güçleri Halk Cephesi üyelerinden biri. Halkın yarısından daha azının oylarıyla seçiliyor.

Sertlik yanlısı, dünyadaki insan hakları örgütlerinin raporlarında talihsiz nitelemelerle anılıyor.

"Saçları göründü" cinayeti

16 Eylül 2022 İran'da kadınların normal yaşama geçmelerini engelleyen kara günlerden biri.

Kadınlar için nedir normal yaşam?..

"İsteyen kadın başını açmaz, isteyen açar!.. Kime ne?.."

Başını açmak isteyen 23 yaşındaki Mahsa Amini Tahran'da İslam Cumhuriyeti "Ahlak Polisi" tarafından karakola götürülüyor ve öldürülüyor.

O cinayet İran'da rejim aleyhtarı yüz binlerce insanı sokaklara döküyor, Cumhurbaşkanı Reisi ve yönetim günlerce protesto ediliyor.

Birleşmiş Milletler'in raporlarına göre:

Rejim çok sert tepki gösteriyor.

Gösterilerde 551 eylemcinin öldürüldüğü...

Yirmi bin kişinin gözaltına alındığı öne sürülürken...

Dokuz eylemci idam ediliyor. 

Reisi Cumhurbaşkanı!..

Ödül törenine yasak

Mahsa Amini'nin annesi cinayetten bir yıl sonra ilk kez konuşuyor, BBC'ye:

"Sessiz ızdırabımızın cenneti sarsacak güçte olduğuna eminim".

Baskıcı rejim, Mahsa'nın ailesinin acısını dile getirmesine bile izin vermiyor, annesi o nedenle "sessiz ızdırabımız" deyimini kullanıyor.

Orada da kalmıyor. 

Avrupa Birliği Sakharov Ödülü ki, 1988'den beri insan hakları için mücadele edenlere verilen bir ödül...

Geçen yıl Mahsa Amini ile İran'daki Kadın, Yaşam ve Özgürlük Hareketi'ne veriliyor.

Mahse'nin ailesi ödül töreni için Strazburg'a davet ediliyor.

İran Rejimi ailenin gitmesine izin vermiyor.

Bunları bile bile, Reisi için siz yas tutar mısınız?..

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

Yazarın Diğer Yazıları

Yasak, Bahçeli’ye yanıt mı: Ya o üç MHP milletvekili?

MHP’den gelen istifa isteminin dumanı tüterken iddiaya göre, milletvekilleri altın kaçakçılığı ile suçlanıyor. Benzer bir iddia herhangi bir muhalefet milletvekili ile ilgili olsa ne olurdu?

Ordudan atılmalara şerh düşen bunlar değil miydi?

Şimdiye kadar komünistlikten, Kürtçülükten, irticadan dolayı ihraç edilenlere ilk kez Atatürkçüler ekleniyor. Bu da otoriter rejimin niteliğinde yeni bir aşama

Gezi ile “Ahmak” davalarına AYM yol gösterdi

Yılmaz Tunç ikide bir “burası hukuk devletidir” diyor, al hadi kanıtla!..

"
"