30 Kasım 2017

Tayyip Erdoğan acaba pişman mı?

Türkiye’de içerde ve dışarda her gün pek çok olumsuz olay yaşanırken, AKP bir yandan da, Kart’ın AİHM’e yaptığı başvuruları merak ediyor

Yazının başlığına bakınca, insanın aklına ilk gelen soru şu:

“Neden pişman?”

Günümüz olayları ile hiç ilgisi yok. Ne Zarrab, ne de Kılıçdaroğlu’nun iki gün önce ortaya attığı “Erdoğan’ın yakınlarının yurt dışına para transfer ettiği” iddialarıyla bağlantılı.

Herkesin malumu, bir süre önce CHP eski milletvekili ve aslen hukukçu Atilla Kart 16 Nisan 2017’de Türkiye’nin Başkanlık sistemine geçmesini öngören referandumun iptali için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) başvuruyor, CHP adına ve kendi adına.

Daha sonra bu başvuru Yargıtay eski başkanlarından Sami Selçuk’un kaleme aldığı akademik bir çalışma ile destekleniyor. Sami Selçuk İngilizce, Almanca ve Fransızca olarak üç dilde, her biri ayrı ayrı yaklaşık 55 sayfa tutan, referandumu ve Türkiye’nin Başkanlık sistemi ile “başına neler gelebileceğini” anlatan bütünüyle hukuki bir metin hazırlıyor. Bu metinler de AİHM’e iletiliyor.

AKP merak içinde

Türkiye’de içerde ve dışarda her gün pek çok olumsuz olay yaşanırken ve bunların tamamı siyaseti ve ekonomiyi sarsarken, AKP bir yandan da, Kart’ın AİHM’e yaptığı başvuruları merak ediyor.

AİHM ya referandumu iptal ederse?.. Kolay değil.

Referandumun iki sonucu hemen hayata geçmiş bulunuyor.

Biri, “partili Cumhurbaşkanı” ki, Erdoğan yeniden AKP’nin genel başkanı seçiliyor.

Diğeri, Hakim ve Savcılar Kurulunun yapısı değişiyor, kurul AKP’nin eline geçiyor. Böylelikle, “yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığı” fiilen sona eriyor.

Kart’ın iki önemli itirazı

Atilla Kart AİHM’e referandumun iptali için başvuruda bulunurken, iki çok önemli “hukuki itirazda” bulunuyor.

“1- Türkiye’de adalete erişmek artık neredeyse imkansız hale gelmiştir.

2- İç hukuk yolları tıkanmıştır.”

Bu iki hukuki itiraz AİHM’in kolay kolay görmezden gelebileceği gerekçeler değil.

AİHM büyük olasılıkla önümüzdeki Ocak sonu ya da Şubat başında kararını açıklayabilir, beklenti o yönde.

Ama, nasıl bir karar verir, o ayrı. Onu bugünden kimse bilemiyor.

Ancak, yine şöyle önemli bir ayrıntı var. AİHM Kart’ın ve CHP’nin yaptığı başvuruyu kabul ediyor ve incelemeye alıyor.

Yani, geri çevirmiyor, “davaya bakacağını” bildiriyor.

Uyum yasaları

Bu arada AKP, MHP ile ortaklaşa “uyum yasaları” adı altında bir çalışma yürütüyor. Nedir o?

Türkiye Başkanlık rejimine geçtiği için:

Kimine göre, iki bin, kimine göre, üç bin dolayında yasayı değiştirmek zorunda.

Şimdiki yasal düzen parlamenter sistemin düzeni, şimdiki yasalar buna göre. Oysa, Başkanlık rejimine fiilen geçildiğinde, yasal mevzuatın temelden değişmesi gerek.

İşte, “uyum yasaları” adı altında mevzuatın değiştirilmesi çalışmaları yürütülüyor.

Fiili durum ve resmiyet

Bununla birlikte...

Türkiye birbirinin içine geçmiş pek çok dinamiğin etkisi altında. Komşular ve başka ülkelerle diplomatik anlaşmazlıklar, Kuzey Irak ve Suriye sorunu, Amerika ile anlaşmazlıklar, AB ile atışmalar...

Ayrıca, terör ve ekonomik sıkıntı başta, irili ufaklı pek çok sorun dağ gibi.

Neresinden, nasıl tutulacağı belli olmayan bir karmaşa.

Ve de devasa bir sorun: “Hukuka erişilemeyiş...”

Böyle bir ortamda AKP yine de bir kulağını AİHM’e veriyor.

Erdoğan acaba pişman mı, sorusu burada ortaya çıkıyor.

Referandumla birlikte, partili Cumhurbaşkanı olmuş.

Oysa referandumla, yani anayasa değişikliği ile partili Cumhurbaşkanı olmasına gerek var mıydı?

Yoktu.

Çünkü, AKP’ye zaten istediği her şeyi dikte ediyordu.

Şimdi bu resmiyete, anayasal düzenlemeye dönüşmüş bulunuyor.

Bunun ötesinde ikinci olarak...

Hükümetin her icraatı referandum öncesinde zaten her anlamda ve her düzeyde Erdoğan’a sorulmuyor mu? Evet, soruluyor.

Referandumla bu da resmiyet kazanıyor.

Ama, buna gerek var mıydı?

Yoktu. Çünkü, fiili durum öyleydi. Ülkeyi istediği gibi, zaten yönetiyordu.

“Tek adam” olayı.

Ya AİHM iptal ederse kaygısı

Erdoğan’ın belki de bir pişmanlığı var ve eğer varsa, tam şu noktada devreye giriyor:

Referandumu AİHM ya iptal ederse...

Referandum öncesinde, zaten “Başkan gibi” tüm yetkileri elinde topluyor. Bunu anayasa değişikliği ile hayata geçirmenin anlamı ne?

Yok.

Geçen yıl bunu belki iyi hesaplayamıyor, çevresindekiler de buna alkış tutuyor.

Gerçi, AİHM nasıl bir karar verecek, o ayrı.

Ama, ya iptal ederse...

Erdoğan’da şu anda görünmeyen rahatsızlık ve belki de pişmanlık bu noktada.

AİHM iptal ederse, daha önce başka örneklerde gördüğümüz gibi, AİHM kararını “geçersizdir” diye niteleyebilir, “tanımıyorum” diyebilir.

Ama, bu artık “rejim meselesi”, dolayısıyla “tanımıyorum” demek bu sefer o kadar kolay olmasa gerek.

Bu şu anda günümüzün sorunu değil ancak, bir kaç ay sonrasının belki de koskoca bir düğümü.

Yazarın Diğer Yazıları

Colani-Türkiye: “Maslahata destek!”

Colani, bir röportajında “Türkiye ve Suriye’nin arasında geçmişten gelen tarihi ve coğrafi bir bağlılık var. Bunu çok iyi idrak ettik. İki halkın maslahatına destek vermek istiyoruz” diyor. Burada kullandığı “maslahat” sözcüğü İslami bir kavram. Türkiye ile kurmak istediği ilişki diplomatik olmaktan çok İslami temelli bir ilişki mi?

Zafer çığlıkları gölgesinde parçalanma: Nüfus bilgileri sıfırlandı

İsrail Suriye halkının nüfus, pasaport ve istihbarat kayıtlarının yer aldığı binaları bombalıyor, o kayıtları yok ediyor. Böylelikle kim kimdir, nerede yaşıyor, aidiyeti ne, bunları sıfırlıyor. Bombalayacak başka yer mi yok?

İngiliz + Amerikan planı: Suriye şimdilik Colani’ye emanet

Erdoğan onca kavgadan sonra, nasıl ki Mısır lideri Sisi ile anlaştı, Yunanistan ile anlaştı, AB ile anlaşmaya çalışıyor, diktatör Esad ile de anlaşmak için yollara düştü. Bütün olanların toplamında: İsrail ile yeniden el sıkışırsa... Artık yeni bir “İleri Üçlü” görmeye hazırlanın!.. Türkiye - Amerika - İsrail.

"
"