09 Nisan 2024

Süper Kupa'da Galatasaray neyi kutladı?..

Galatasaraylı futbolcuların sanki maç oynanmış ve maçı kazanmış da, öyle şampiyon olmuşlar gibi, sevinç gösterilerini yadırgıyorum

Sahanın ortasında Galatasaraylı futbolcular sevinç çığlıkları atıyor, zıplaya, güle oynaya "Süper Kupa" şampiyonluğunu kutluyor.

Ne kutlaması?.. Hangi kutlama?..

Geçen akşam Şanlıurfa'da Fenerbahçe - Galatasaray Süper Kupa finali var, "maç oynanıyor" demek doğru değil.

Çünkü oynanmıyor.

Oynanmayan maçın kutlaması mı olur?..

Fenerbahçe sahaya genç takımıyla çıkıyor, kulüp yönetiminin ve Başkan Ali Koç'un kararıyla maçın ikinci dakikasında Fenerbahçe sahadan çekiliyor.

Hakem maçı tatil ediyor. Sahadan çekilmenin sonucu belli.

Hükmen yenilgi, Galatasaray Süper Kupa şampiyonu oluyor.

Öncesi ve sonrasına ilişkin pek çok olay var.

Ama, sıcağı sıcağına...

Galatasaraylı futbolcuların sanki maç oynanmış ve maçı kazanmış da, öyle şampiyon olmuşlar gibi, sevinç gösterilerini yadırgıyorum.

2023 Turkcell Süper Kupa maçında Galatasaray ile Fenerbahçe takımları Şanlıurfa'da karşılaştı. Fenerbahçeli oyuncular karşılaşmanın 2.dakikasında sahadan çekildi, mücadele yarıda kaldı. Galatasaraylı oyuncular sevinç yaşadı.

Okan Buruk

Oysa, Fenerbahçe sahadan çekilirken, Galatasaraylı futbolcular Fenerbahçeli kardeşlerinin, çünkü Fenerbahçeli oyuncular 19 yaş altında, yanına gidip, onları kucaklasa, sevinç gösterisi yapmasa...

Çok mu şey istiyorum?.. Hele de günümüz Türkiye'sinde!..

O anda Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk'a bakıyorum.

Takımı şampiyon ama, sevinç gösterisine katılmıyor, ne zıplıyor, ne hopluyor, hatta düşünceli bir ifadeyle olayları izliyor.

Okan Buruk'u ömründe bir kez bile görmedim, konuşmadım, onu kutluyorum.

"Fair play" bu olsa gerek.

Büyükekşi adında biri

Fenerbahçe sahadan çekildiği anlarda...

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanlığına Saray'dan paraşütle atanmış Mehmet Büyükekşi hiç sıkılmadan, yüzü hiç kızarmadan gülüyor.

Oysa, son iki yılda futbolun futbol olmaktan çıkmasında en büyük pay ona ait.

Futbolun bu hale düşmesi son derece normal.

AKP iktidarı yirmi iki yılda:

Hukuktan yolsuzluk iddialarına, tarihin en derin yoksulluğundan devlet kurumlarına, ormanlara, tarıma kadar ülkeyi nasıl tarumar ettiyse...

Can kayıplarının yaşandığı felaketlerde sorumluların tamamı koltuğunu koruyorsa...

Bileşik kaplar...

Futbol da, bundan nasibini alıyor.

Futbol da, siyaset oyunlarının kazanına düşüyor.

Irkçı protestolardan hakem dövmelere, sahayı işgal etmeye, insanların canını tehlikeye atmaya kadar futbol herkesi tedirgin eden polisiye vak'alara dönüşüyor.

Büyük bir pişkinlikle Mehmet Büyükekşi hâlâ koltuğunda ve gülüyor.

Ertelemeye ret

Maceraya dönüşen Süper Kupa finali başından itibaren utanç verici sahnelerle dolu.

Cumhuriyet'in Yüzüncü Yılında Süper Kupa finalini Suudi Arabistan'da oynanmasına karar vermek ne demek?..

Futbol üzerinden siyasi mesaj mı?..

Aradaki olayları geçiyorum, son olarak Fenerbahçe'nin haklı itirazını TFF görmezden geliyor.

Fenerbahçe iki gün sonra Avrupa'da maça çıkıyor, Avrupa'da mücadele eden tek Türk takımı. Orada alacağı puanlar Türkiye'ye yazılıyor. Daha önce zaten kaç kez ertelenmiş, Süper Kupa finalinin yeniden ertelenmesini istiyor.

Hangi siyasi telkinle ise, TFF Fenerbahçe'nin bu haklı isteğini geri çeviriyor.

Zaten yaralı

Ben Fenerbahçeli değilim. Ama, Fenerbahçe'ye hak veriyorum.

Diğer pek çok kulüple olduğu gibi, Fenerbahçe üzerinde de siyasi oyunlar oynandığını biliyorum.

Fenerbahçe ile AKP'nin arası iyi değil, kan uyuşmazlığı var.

Başkan Ali Koç doğru bildiği yolda geri adım atmıyor.

En son yirmi gün kadar önce Trabzon'da oynanan Trabzonspor - Fenerbahçe maçı...

Maçı Fenerbahçe kazanıyor, saha yüzlerce kişinin işgali altında, Fenerbahçeli oyunculara tekme, tokatlı, sopalı saldırılar...

Orada kimse hayatını kaybetmediyse, mucize.

Gergin geçeceği belli olan maçta güvenlik nerede?.. Kimler sorumlu?..

Olaylar Trabzonspor sahasında yaşandığı için doğal olarak Trabzonspor'a ceza verilecek.

Veriliyor ancak, ne zaman?..

31 Mart yerel seçimlerinden sonra!..

Ceza vermek için seçimler bekleniyor.

Trabzon seçmenini küstürmek istemiyorlar!..

Siyasi yorumlar

Maç akşamı ve dün TV'lere, gazetelere bakıyorum.

Spor ve siyaset birbirine giriyor.

AKP yandaşları Ali Koç'u sanık sandalyesine oturtuyorlar. Analizden yoksun, ucuz yorumlar.

Ya da taraftarlık ağır basıyor.

Ben Beşiktaşlıyım

Ben kongre üyesi olacak kadar Beşiktaşlıyım.

Bizim takım bu yıl felaketleri oynuyor, her maç bir öncekinden daha rezil, tarihinin en kötü sezonu. Şimdiki teknik direktör Santos saç baş yolduruyor, tam fiyasko.

Neyse konu bu değil.

Yaşananlara tarafsız bakmaya çalıştığımı söylemek için vurguluyorum bunu.

Fenerbahçe'ye ve Ali Koç'a hak veriyorum.

Dursun Özbek

Galatasaraylılar alınmasın, kaldı ki...

Galatasaray denilince, aklıma ilk gelen kavram "kalite".

Acaba Başkan Dursun Özbek o kaliteye ne kadar hitap ediyor, o soru işareti.

Dursun Özbek Fenerbahçe'yi eleştirmek yerine, maçtan önce Galatasaraylı oyuncuları "sakın sevinç gösterileri yapmayın" diye uyarmış olsaydı, Galatasaray Kulübü'ne daha  çok yakışan, daha nezih bir tavra imza atmaz mıydı?..

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

Yazarın Diğer Yazıları

Taksim yasağı 1 Mayıs yasağı değil!..

31 Mart seçimlerini genel olarak kaybetmenin hazımsızlığı var, derin yoksulluk ve ekonomik krizin hırçınlığı var, İktidarın sallandığı korkusu var...

"Hava kurşun gibi ağır", "demokratik ve sivil anayasa" mı!..

Sıkıyönetim ve OHAL'i andıran türde, 1 Mayıs'ın bir gün öncesinden her yer polis kaynarken... Anayasa Mahkemesi kararları uygulanmazken... Bir de demezler mi: "Demokratik ve sivil anayasa yapacağız!.."

“Yeni Anayasa” tam da bu hafta, öyle mi?

“Demagoji?” Türk Dil Kurumu’na göre “laf cambazlığı” demek. İlgisiz konuları birbiriyle bağdaştırmak, sapla samanı karıştırmak anlamında