24 Temmuz 2018

Söz demokrat bir başkanın: Obama'nın

Evrensel demokratik değerlere yer veren Obama, Trump yönetimine de, adını vermeden eleştiriler getiriyor

- “Mandela hapiste kendi insanını anlamaya çalıştı, kendisini hapse atanlar dahil. Hapisten çıkınca, kendisini hapse atanlara da elini uzattı, çünkü ülkesinde kurmak istediği demokrasinin onlar olmadan kurulamayacağını biliyordu.

O bir yazısında aynen şunu yazdı, ‘demokrasi için bazen kendisini sizin düşmanınız olarak görenler ile de uzlaşmak, onlarla ortak bir zeminde buluşmak gerek’, dedi. Bu çok doğru bir yoldu ve uzun süren uğraşlar sonunda ülkesinde demokrasiyi kurmak başarısına ulaştı”.

- “Demokrasi sadece seçim değildir. Mandela ömür boyu Başkan kalabilirdi. O kadar popüler ve güçlü idi. O demokrasiyi ve çoğulculuğu seçti, yaşadıklarının, otuz yıl hapiste kalmanın ve sonra ülkesinde demokrasiyi getirmenin ötesinde, yönetimden ayrılmasını bildiği için tarihe çok daha şanlı bir biçimde geçti”.

Bu sözler eski Amerikan Başkanı Obama’ya ait.

Obama’nın geçen hafta Güney Afrika’da Johannesburg’da Nelson Mandela’yı anma toplantısında yaptığı konuşmadan alıntılar.

Irk ayrımı

Afrika’da, hele de Güney Afrika’da “siyah - beyaz çatışmasına” son vermeye hayatını adayan Mandela, bu uğurda otuz yıl hapis yatıyor ve sonunda başarıya ulaşıyor. Otuz yıl hapis ve ardından Başkan... Tarihin kaydettiği en çarpıcı olaylardan biri.

Onu anmak üzere düzenlenen toplantıya Obama da davet ediliyor. Obama’nın oradaki konuşması tam bir “demokrasi şaheseri ve uyarısı”.

Kendisi de “siyah” olan Obama yıllarca “siyah -beyaz çatışmasına” fazlasıyla sahne olan Amerika’da Başkan seçilebiliyor.

“Demokrasinin erdemi...”

Obama Başkanlığı hapis yatmadan kazanıyor, Mandela ise, ülkesinde büyük acılar çekerek. Obama bunu elbette kayda geçiriyor:

“Ucuz emek ve doğal zenginliklerin sömürülmesiyle geçen yüzyıla damgasını vuran emperyalizmin en büyük destekçilerinden biri ırk ayrımı idi. Bağımsızlık için bunun son bulması gerekiyordu. Mandela o nedenle ‘özgürlük - adalet - eşitlik’ ilkeleriyle yola çıktı. Bu üç ilke milyonlarca insanın umudu oldu.

Eşitlik olarak, ırk ayrımının ortadan kalmasına çalıştı, bunda başarılı oldu.

Etnik ayrımcılık ve dini farklılıklar emperyalizm tarafından sürekli alevlendirildi. Ancak, zamanla ve çağımızda bunlarla mücadelede epey yol alındı ve fakat demokrasi mücadelesi henüz bitmedi”.

Obama bu noktada çok farklı bir gerçeğin altını çiziyor.

Tek adam rejimi

İnternet ve gelişen teknoloji ile emperyalizmin adının değiştiğini belirten Obama:

“Amerika’ya İkiz Kulelere yapılan 11 Eylül saldırısında İslam ile Batı ayrışmaya gitti, Batı ile İslam arasında çatışma çıktı.

Bunu globalleşmeyi eklemek gerek, sömürünün yeni bir biçimi olarak”.

Geçen yüzyıldan kalma sömürgecilik bir başka görüntü altında dünyaya geri döndü”.

Obama’ya göre, işte bu geri dönüş demokrasiyi fena halde yaralıyor:

“Çin dahil, pek çok gelişmiş ülke aşırı muhafazakar sistemlere kayıyor. Çin, Rusya ve daha pek çok ülke otoriter rejimlerle yönetiliyor.

Otoriter rejimler... Özgür basın saldırı altında. Sansüre ek olarak, medya üzerinde devlet baskısı artıyor. İfade özgürlüğü kısıtlanıyor.

Tek adam rejimleri yükseliyor. O rejimlerde geriye sadece seçim kalıyor. Oysa seçim demokrasi değildir. Tek adam rejiminde demokrasinin biçimsel olarak bazı özellikleri kalıyor ama, iktidar sahip olan tek adamlar demokrasiyi tahrip ediyor”.

Obama tek adam rejimine örnek olarak Rusya ve Çin’i gösteriyor.

“Yanlışlar kaçınılmaz”

Demokrasinin erdemini daha iyi anlatmak için tek adam rejiminin önde gelen özelliklerini belirtmeye devam ediyor:

“Tek adam rejiminde yolsuzluklar vardır, baskı vardır, yalan vardır. Tarihe ve günümüze bakın, bu rejimlerde milliyetçilik, ötekileştirme, ırkçı ve dinsel üstünlüğü kendinde görmek vardır.

Tek adam olunca, yanlış uygulamalar kaçınılmaz olur ve kimse o tek adamı uyaramaz, çünkü uyarmayı tehlikeli bulur.

Halkın refahı düşer”.

Böyle bir analizden sonra Obama dönüp dolaşıp demokrasi kavramına geliyor yeniden.

Her zaman demokrasi

Mandela’yı anma toplantısında en anlamlı vurgu hiç kuşkusuz demokrasi:

“Demokrasi dağınık olabilir, sistem yavaş işleyebilir ancak, bireyler ve toplum için en verimli, en güvenli sistem demokrasidir.

Neden?.. Şundan dolayı...

Demokraside bireyler her zaman birbirlerinin düşüncesini tartışarak değiştirebilir ve mutlaka ortak bir zeminde buluşabilir, otokratik yönetimde bu mümkün olmaz”.

Geçen hafta dünyada çok ses getiren Trump ile Putin’in Helsinki’deki görüşmesinin hemen ertesinde, 17 Temmuz’da Obama’nın yaptığı bu konuşma dünyanın her yerinde büyük yankı yaratıyor.

Evrensel demokratik değerlere yer veren Obama, Trump yönetimine de, adını vermeden eleştiriler getiriyor.

Türkiye’de ise, bazı aydınların dışında, bu konuşmadan kimsenin haberi yok.

Ben o nedenle bu önemli konuşmanın çok küçük bir bölümünün özetini buraya aktarmakta yararlı görüyorum.

Obama’nın sözleri üzerinde hep birlikte düşünmek amacıyla.

Bir işe yarar mı, bilemem ama, yine de bu sözleri bir kenara yazmak gerek.

Yazarın Diğer Yazıları

Kandil önce Apo’yu mu dinler, yoksa Amerika’yı mı?

Apo gelecek, DEM Grubunda konuşacak, PKK’ya “silah bırak” diyecek, PKK ve YPG de silah bırakacak!.. Meclis’e gelip konuşması gibi, hiçbir politika ile örtüşmeyen öneri bir yana...

Bahçeli’nin baştankara çıkışına karşı: İspanya modeli

Hiçbir partiyle konuşmadan hatta, belki kendi partisinin organlarıyla bile görüşmeden, Bahçeli’nin çıkışı elbette pek çok kuşkuyu beraberinde getiriyor. Ortada devlet kurumlarının hazırladığı böyle bir plan var mı?..

Erdoğan uğruna: Bahçeli 55 yıllık birikimi sildi attı

DEM’in aklından asla geçirmediği “Apo’ya af” önerisine sırtını dönmesi imkânsız. Karşılığında anayasa değişikliğine onay vermesi, yıllardır eleştirdiği Erdoğan’a yeniden adaylık fırsatı tanıması ne ölçüde mümkün, orası da ayrı

"
"