29 Mayıs 2024

"Şinanay yavrum hoppa şinanay"

Jürgen Klopf için düzenlenen veda törenini düşünüyorum. Hayranlık ve kıskançlıkla. Avrupa medyasındaki Klopf övgülerine bakıyorum. "Rakiplerine saygılı, taraftarını iyi anlayan ve yönlendiren, insancıl, başarıyı içine sindirmesini bilen..." Kulaklarımda Florya'dan yükselen tezahürat: "Şinanay yavrum hoppa şinanay (!!!!!) Galatasaray"

Hayranlıkla izliyorum o töreni.

Şampiyonluğa otuz yıl hasret kalmış Liverpool'u İngiltere'de şampiyonluğa ulaştıran, Avrupa'da kupalar kazandıran Alman asıllı teknik direktör Jürgen Klopf için düzenlenen veda töreni, bizim yirmi yıldır her alanda unuttuğumuz, özlemini çektiğimiz uygar sahnelerle dolu.

Kıskançlıkla izliyorum o töreni.

Liverpool'un stadı Anfield'de onların efsane şarkısı...

"You will never walk alone", hiçbir zaman yalnız yürümeyeceksin, çalarken...

Şampiyon Galatasaray'ın Florya'daki tesislerinde Sezen Aksu'nun şarkısı...

"Şinanay yavrum hoppa şinanay" çalıyor.

Önce Ali Koç

Galatasaray'dan önce Fenerbahçe Başkanı Ali Koç.

Ben Beşiktaşlıyım, Ali Koç Başkan seçildiğinde içime bir umut doğuyor. Önemli bir aileden geliyor, iyi bir eğitimden geçmiş, dünyayı biliyor, Türk futbolu için kazanç olduğunu düşünüyorum.

Ne var ki, zaman geçtikçe Ali Koç'un tavırlarını ve konuşmalarını yadırgıyorum. Pek çok haklı yönü olabilir, Fenerbahçe ve kendisi çeşitli haksızlıklara uğramış olabilir, yine de öfkeli halini şaşkınlıkla izliyorum. Sürekli sinirli. Gerginliği takıma yansıyor.

Galatasaray'ı yendikleri son maçtan sonra Ali Koç:

"Biz bugün gerçek şampiyonun kim olduğunu şerefsizlere, hırsızlara, alçaklara gösterdik. Takımımız kahramanca savaştı".

Kulaklarıma inanamıyorum.

O "kahramanca savaştık" derse, futbolcularından Mert Hakan Yandaş da, sahada rakip oyunculara ve rakip taraftarlara sataşarak, edep dışı tavırlarıyla "savaşmanın" pratiğini gösterir!..

"Şinanay yavrum hoppa şinanay".

Galatasaray dünya basınında

Helal olsun Galatasaray'a, şampiyonluğu sonuna kadar hak ettiler.

Helal olsun teknik direktör Okan Buruk'a, ayakları yere basan, mütevazı, başarısı başını döndürmüyor. Ta ki...

Galatasaray'ın 102 gibi, rekor puanla şampiyonluğu kazanması dünya basınında yankılanıyor. Pek çok Avrupa ülkesi, Arjantin ve Kolombiya'ya kadar dünya medyası bu başarıyı vurguluyor.

Galatasaray nefes nefese yarış sonucunda kazandığı şampiyonluğu taraftarlarıyla kutluyor.

"Şinanay yavrum hoppa şinanay."

Galatasaray'ın Florya Metin Oktay Tesisleri'nde şampiyonluk kutlamasından

İcardi şov

Kutlamalarda gol kralı, taraftarın sevgilisi İcardi kendisine özel bir rol biçiyor.

Yıl boyu taşkınlıktan uzan duran İcardi, ona atfedilen "Aşkın olayım" şarkısıyla, üzerinde "Ali Koç yazılı bir Galatasaray formasıyla" sahneye çıkıyor!..

"Bakalım şimdi Kadıköy'de nasıl bir kutlama yapıyorlar" derken, kullandığı alaycı dile Galatasaray yönetimi nasıl izin veriyor?..

Derken yine İcardi öncülüğünde "Ağlama Fener" tezahüratı!..

Rakip takımı ve başkanını dile dolamak, ona yakışıyor mu?..

Real Madrid'ten Bayern'e

Bugüne kadar Avrupa ülkelerinde sayısız şampiyonluk kutlaması izledim.

Barcelona'dan Arsenal'e, Bayern Münih'ten Juventus'a, Real Madrid'ten Benfica'ya, Kızılyıldız'a, Celtic'e, Dinamo Kiev'e, Legia Varşova'ya kadar...

Hangi ülkenin takımı olursa olsun...

Ülkelerinde ya da Avrupa'da şampiyon olduklarında...

Rakip takımın futbolcularına, yöneticilerine sataştıklarını görmedim.

Galatasaray yöneticileri, siz gördünüz mü?...

Daha da ayıbı...

Asıl, o küfürlü tezahürat.

Galatasaray'ın Florya tesislerinde bir grup taraftar toplanıyor, hep birlikte bir şarkı...

"Şinanay yavrum hoppa şinanay (!!!!!!!!!!) Galatasaray."

Parantez içindeki ünlemler rakip takımın analarına ağır küfürler içeriyor.

Birkaç saniye sonra tam şok yaşıyorum.

O küfürlü tezahürata Okan Buruk da katılıyor!..

Küfür edenleri uyarıp, küfürlere son verdirmek yerine, küfür korosuna o da katılıyor.

Nerede kaldı efendilik, edep, başarıyı sindirmek?

Jürgen Klopp

Jürgen Klopp için düzenlenen veda törenini düşünüyorum.

Hayranlık ve kıskançlıkla.

Avrupa medyasındaki Klopp övgülerine bakıyorum.

"Rakiplerine saygılı, taraftarını iyi anlayan ve yönlendiren, insancıl, başarıyı içine sindirmesini bilen..."

Kulaklarımda Florya'dan yükselen tezahürat:

"Şinanay yavrum hoppa şinanay (!!!!!) Galatasaray."

* * *

Kılıçdaroğlu vak'ası: Artık köşeye çekilse

"Doğrudan sıcak siyasetle ilgilenmiyorum" diyor KRT televizyonundaki röportajında, ama...

"Yeniden genel başkanlığa aday olur musunuz"  sorusunu kaçırmıyor:

"Delege isterse elbette olurum".

Kemal Kılıçdaroğlu röportajda döktürüyor:

"Bir kişi uzun süre genel başkanlık yapmamalı".

Kendisi on üç yıldan fazla genel başkan kalıyor...

Tek bir seçim kazanamadan, Cumhurbaşkanlığı seçimi, genel seçim, yerel seçim, referandum olmak üzere toplam on bir seçim kaybediyor ve hala genel başkanlık hayali kurabiliyor.

Ülkücü hareketten gelen bir MHP'liyi kendisine danışman yapıyor, Kılıçdaroğlu:

"Kıyamet koptu, nasıl danışmanı olur diye. Onlar bizim için mücadele ettiler. Niye olmasın?"

Olsun elbette!.. O danışman şu anda Ayhan Bora Kaplan davasında tutuklu!..

CHP'ye dönük eleştirilerini sıralarken:

"Ben boşuna demiyorum, hançerlendik diye. Bunları biliyorum ama, gereksiz bir tartışmaya zemin hazırlamak istemiyorum".

Bu zemin hazırlamak değil mi?..

Hala görmek istemiyor, Özgür Özel'in genel başkanlığında genç bir ekiple sosyal demokrat kimliğine yeniden kavuşan CHP üzerine çökmüş eylemsizliği üzerinden atıyor.

Bunca tutarsızlık içinde Kılıçdaroğlu artık köşeye çekilse, iyi olur!...

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

Yazarın Diğer Yazıları

154 kişiden 1'i olarak

MHP'yi eleştirmenin suç sayıldığı günler... Eleştirenlerin listeye döküldüğü günler...

Haşhaş ekiminin intikamı: Sampson Darbesi

Kıbrıs’a çıkarmanın ellinci yılında perde aralığından, her zaman ders olur, unutulmaması gereken bir sayfa

Yalan dünya: Kadının soyadı, yargı paketi, tasarruf paketi

AKP'nin attığı her adım artık sivil topluma çarpıyor. Halkta karşılığı olmayan adımlar...