08 Haziran 2024

Sen, ben, bizim oğlan töreninde “Heraklitos” yok, 26 il ve ilçe yolda

İçi boş demokrasi nutukları ne yerel medyayı kurtarıyor ne de gazetecilerin yargı karşısına çıkmalarını önlüyor. Tören ya... Kendi aralarında ödül alıp veriyorlar!.. Sonra da gazete köşelerinde birbirlerini övüyorlar!

8. Anadolu Medya Ödülleri töreninden bir kare (AA)

“Halktan yana yayın yapan yerel medyanın yerini başka hiçbir kurum dolduramaz.

Anadolu medyası ne kadar etkili olursa, demokrasi kültürümüz o kadar güçlü olur.”

Yerel medyaya, Anadolu’da yayımlanan gazete, radyo ve televizyonlara Tayyip Erdoğan geçen akşam Saray’da düzenlenen törende bu sözlerle güzelleme çekerken...

Darbe girişimi karşısında “demokrasimizi korkusuzca savundunuz” diye devam ederken...

Gazeteci kökenli CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer gazetecilerin canını acıtan açıklamalarda bulunuyor:

“Maliyetlerini karşılayamadığı için son zamanlarda sadece Ankara’da beş yerel gazete kapandı.

Yerel gazeteler çok zor durumda.

Yaptığı haberler, yazdığı yorumlar nedeniyle sadece mayıs ayında 60 gazeteci soruşturma, kovuşturma ve ifade için yargı karşısına çıktı.”

Saray’da tören

Üç gün önce “Anadolu Yayıncılar Federasyonu’nun” 8. Anadolu Medya Ödülleri töreni.

Pek çok farklı konuda olduğu gibi, bu tören de yine Saray’da düzenleniyor.

Erdoğan’ın övgüler çektiği yerel medyada gazeteler neden kapanıyor, neden zorlanıyor?..

“Tasarruf tedbirleri çerçevesinde yerel medyanın abonelikleri, ilanları kesildiği için!..”

Bu kararın yerel medyayı çökerteceği kaç kez söyleniyor ama, dinleyen kim?..

İçi boş demokrasi nutukları ne yerel medyayı kurtarıyor ne de gazetecilerin yargı karşısına çıkmalarını önlüyor.

Tören ya... Kendi aralarında ödül alıp veriyorlar!..

Sonra da gazete köşelerinde birbirlerini övüyorlar!..

Adı geçen Anadolu Yayıncılar Federasyonu’nun başkanı olan kişi şu anda AKP’den Ankara Belediye Meclis üyesi!..

Ödül ve övgü nedeni kendiliğinden anlaşılıyor.

“Hakkâri ilk adım”

DEM Partili Hakkâri Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış’ın görevden alınması, yerine kayyum atanması ve tutuklanması ile ilgili Erdoğan ilk açıklaması bu törende:

“Yargının Hakkâri ile ilgili verdiği karar kimseyi rahatsız etmesin. Yargı kanunu değil, hukuku konuşturmuş kararını buna göre vermiştir. Gayri yasal işler yapılmışsa, yasaları işletiriz.

Hakkâri bunun ilk adımıdır.”

Yandaştan al haberi

Aktardığım törendeki gibi, AKP iktidarı ve Erdoğan yerel medyanın bir bölümüyle nasıl al takke ver külah ise, ulusal medyada kontrol ettiği yandaşlarla da öyle. Sır değil.

Dün o TV kanallarından birinde yayınlanan haber:

“Adalet Bakanlığı kaynaklarına dayanılarak,

Toplam 26 il ve ilçede Dem Partili belediye başkanlarıyla ilgili yargı sürecinin başlayabileceği öğrenilmiştir.”

Aralarında Mardin ve Van’ın bulunduğu dört ilin yanı sıra, 22 ilçe haberde tek tek sayılıyor.

Ne “kaynakmış” ama!..

Haberin sonundaki ek, yine Adalet Bakanlığı’ndan:

“Bu yerlere illa kayyım atanacak diye bir kural yok.”

Haberi yandaşlardan al!..

“Oyunbozan”

Tutuklanan Hakkâri Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış ile ilgili DEM Parti Milletvekili Meral Danış Beştaş Meclis’te dikkat çeken bir açıklama yapıyor:

“Bendeki dosyaya göre, soruşturma 2009’da başlamış, savcı ne yapacağına bir türlü karar verememiş, davayı nihayet 2014’te açmış.

Bu arada bir gizli tanık var, kod adı ‘Oyunbozan.’

Bu gizli tanık sonra dilekçe vermiş, ifadesini kabul etmemiş ve geri çekilmiş.

Soruşturma aşamasında TEM şube müdürü, savcı, hâkim FETÖ üyeliği iddiasıyla görevden alınmış ama, bunların hazırladığı dosya yine geçerli.

Sıddık Akış başkanımız seçilir seçilmez, dava hızlandırılmış, 23 Mayıs’taki duruşmada avukatlara tebliğ etmişler, savunma yapacaksınız diye.

5 Haziran’a gün vermişler.” (Meral Danış Beştaş, 5 Haziran tarihli TBMM Tutanak)

Sıddık Akış aynı gün on dokuz yıl hapse mahkûm ediliyor.

“Aynı suda iki defa”

İşine geldiğinde ve her fırsatta “sandık da sandık, milli irade de milli irade” davulu çalan AKP, yandaşlarına sızdırdığı haberle, eğer o haber doğru ise, 26 il ve ilçede DEM Partili belediye başkanlarıyla ilgili yargı süreci başlatmaya hazırlanıyor.

31 Mart’ta seçim kaybetmiş, çeşitli nedenlere ek olarak, kayyım atamalarından dolayı da Doğu ve Güneydoğu’da oyları gerilemiş ama, AKP bundan hiç ders çıkarmamış.

AKP hala inatla aynı suda iki defa yıkanıyor.

Malum, Milattan Önce Efes’te yaşamış Yunan filozofu Heraklitos ne demiş:

“Aynı suda iki defa yıkanılmaz”, yani aynı konuda iki hata yapılmaz.

Erdoğan ödül verdiği yerel medya mensuplarına ve yandaşlarına sorsun.

Bazılarının farklı bir görüş bildirme cesaret ve feraseti varsa!..

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

Yazarın Diğer Yazıları

Beş çocuk faciası: Frenler artık tutmuyor

Yoksullukta çocukların “en savunmasız” olduğunu Türkiye dün çok acı bir haberle bir kez daha görüyor. Birileri de çıkıyor, “Bakanlık on sekiz kere gelmiş, çocukları almak istemiş, aile vermemiş” gibi, yönetimin sorumluluğunu azaltmaya çalışıyor. Bu söylenen doğru olabilir ancak, yönetimi sorumluluktan kurtarmaz

Bir 12 Eylül davası: Akbelen direnişi

AKP iktidarı 22 yılda adalete, devletin işleyişine, ekonomiye, eğitime, dış politikaya kısaca pek çok alana büyük zarar veriyor. İktidar değiştiğinde, belli bir zaman içinde o zararları gidermek mümkün. Ancak en büyük zararı çevreye veriyor...

“Bankacılığın En Uzun Yılı”: Erdem ve liyakat dolu “eski Türkiye”

“Altınok, Hazine Genel Sekreteri olarak bir genelge hazırlıyor, genelgeyi bütün kamu kurumlarına gönderiyor, ‘yılbaşı ve bayramlarda hediye kabul edilmeyecek’ talimatı içeren bir genelge”

"
"