10 Mayıs 2019

“Payitaht Abdülhamit’e” kadar uzanan düello

1 Nisan’dan bugüne, kırk günde Türk Lirası dolar karşısında yüzde 11.2 değer kaybederken, Damat ortada yok!..

Binali Yıldırım sonunda, AKP içindeki anlaşmazlığı açığa çıkartıyor.

Dün İstanbul’da...

Kulislerden dışarıya yansıyan bir kaç not var. İddiaya göre Binali Yıldırım şu isteklerde bulunuyor:

-“İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ortada pek görünmesin.”

-“Hazine ve Maliye Bakanı damat Berat Albayrak da ortada pek görünmesin”

-“İkisi de, seçime karışmasın.”

Bu istekleri dile getiren Binali Yıldırım, AKP’nin İstanbul’daki belediye başkan adayı.

Uzun süredir kulisler bu iddia ile çalkalanıyor, “Albayrak ve Soylu ile Yıldırım’ın arasında soğuk rüzgârlar esiyor”.

Hatta, onlara “artık susun” dediği bile öne sürülüyor. Binali Bey’e göre, bu iki isim konuştukça, kendisi oy kaybediyor.

Damat kayıp

Hatta o kadar ki, yine kulislere göre, Tayyip Erdoğan’a “Berat Albayrak’ı görevden alması için’” çevresinden gelen telkinlerin sayısı giderek artıyor. Ancak, Erdoğan’ın öyle bir niyeti yok.

Nasıl olsun ki?.. Damat devletin bütün gelir ve giderini kontrol ediyor!..

Her iki cümlenin başında, “bu çok önemli” diyen Damadın bu tavrına, o sözlerle dalga geçerek, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener müthiş renk katıyor.

Ve Damat şu sıralarda piyasada yok!..

Ne zaman yok?..

1 Nisan’dan bugüne, kırk günde Türk Lirası dolar karşısında yüzde 11.2 değer kaybederken, Damat ortada yok!..

Öztrak’ın tespiti

CHP Sözcüsü ve Hazine eski Müsteşarı Faik Öztrak dün bu maliyete çok net sözlerle açıklık getiriyor. TL’nin yüzde 11.2 oranında eridiğini vurguladıktan sonra:

“-1 Nisan’dan bu yana asgari ücret 41 dolar erimiştir.

-Şirketlerin borcu 135 milyar lira artmıştır”.

Ne uğruna?..

“İstanbul’u vermem de, vermem” uğruna!..

Bu maliyetin arkasında Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) kırk gün ayak sürçmesi ve ardından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal etmesi yatıyor mu, yatmıyor mu?..

Maliyet artışı şirketlere çok ciddi yük bindirirken, iş dünyası haklı olarak “bir an önce ekonomiye dönelim” dediğinde, “siz işinize bakın, haddinizi bilin” diye yukarıdan tehdit geliyor.

Adamlar zarar ediyor, zararları katlanıyor, yine de ses çıkarmak yasak.

TL’nin erimesi öyle bir zarar getiriyor ki, bırakın TÜSİAD’ı, yıllardır AKP’ye yakın MÜSİAD bile sonunda, kendi üslubu içinde olsa dahi, yakınmak zorunda kalıyor.

“Sen kimsin ya”

Erdoğan yıllardır, kendisiyle aynı düşünceyi taşımayan, bunu açıkça dile getirenlere karşı harekete geçmekte hiç gecikmiyor.

Ya onları yayınladıkları bildiri nedeniyle topluca ya tek tek yargı önüne dikerek,

Ya işlerine son vererek,

Ya doğrudan kendisi o kişilere “hakaret davası” açarak,

Ya da “sen kimsin ya, haddini bil, taraf olmayan bertaraf olur, bizim de tavrımız ona göre değişir” gibi sözlerle aşağılayarak...

Aslında bu alanda pek çok örnek var.

Abdülhamit üzerinden

 

Doğrudan “fırça atmanın” ve yargıya götürmenin dışında, bu tür mesajlar vermek açısından, elinde bir başka araç daha var.

TRT 1 ekranında sergilenen “Payitaht Abdülhamit” dizisi.

Günün konusu ne ise, dizinin senaryosuna “itina ile yerleştirilen” kelimeler, cümleler, tavırlar üzerinden mesaj veriliyor.

“Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” hikâyesi.

Şu sıralarda çok konuşulan bir gelişme var:

Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu’nun yeni bir parti kuracakları iddiası.

Erdoğan buna bir kaç kez, “trenden inenler bu trene bir daha binemez, kimlerin ne yaptıklarını ibretle izliyoruz” gibi bizzat söylediği sözlerin ötesinde, yeni parti kurmaları beklenen kişileri şimdi “Payitaht Abdülhamit” dizisi üzerinden eleştiriyor.

TRT’deki dizinin yeni fragmanlarında Abdülhamit şöyle bir cümle söylüyor, daha doğrusu senaryoya şöyle bir cümle yerleştiriliyor:

“Gül ağacına su veririz, lakin su hem güle yarar, hem dikene. Yanımızda, yöremizde su verdiklerimiz diken olmaya meyletmişse, sonunda mutlaka budarız”.

Bu da, Gül ile Davutoğlu’na “haddini bil” uyarısı, yani “parti kurmaya filan kalkma!..”

Ne var ki, bu uyarının zamanlaması AKP açısından pek uygun değil.

Çünkü, onların da 23 Haziran’da İstanbul’da oy kullanacak belli bir kitlesi var.

Yazarın Diğer Yazıları

Nostalji... Öğretici, yol gösterici ve çok keyifli

Türkiye’de ekonomiye yön veren, yine çok ağır bir kriz döneminde ülkeyi düzlüğü çıkarmayı öngören 24 Ocak 1980 kararlarının mimarlarından biri de Kaya Erdem

İbretialem için: Yunusemre Belediyesi'ne seyahat

Görgüsüzlük, doyumsuzluk, aç gözlülük, görmemişlik

"Milletin Meclisi" akla şimdi geldi!..

Yeni bir Anayasa için sıkışınca, gelsin Millet Meclisi