Kemal Kılıçdaroğlu'nun işi sanıldığından daha zor görünüyor.

Kurultay dünden itibaren onun için artık çantada keklik değil.

Sahneye attığı ilk adımda dün...

CHP Genel Başkanlığı adaylığını ilan eden Özgür Özel'in çok iyi hazırlandığı belli.

Dünkü konuşması hem edebi, hem duygusal, hem ülkenin temel sorunlarını kavrayan gerçekçi, hem de partide köhnemiş yapıyı, çöreklenmiş bir grupla birlikte lider sultasını kırmaya dönük. Sözleri parti örgütünü arkasına alabilecek üsluba sahip.

Sakin, söylediklerini dinleten, saygıyı elden bırakmadan yönelttiği eleştirilerin hepsi doğru. Parti ve ülke açısından söylediklerinin hepsinin doğru olduğu gibi.

Demokratik ve daha katılımcı anlayışla partiyi değişime açacağını, o değişim üzerinden ülkeyi de değiştirmeye talip olduğunu söylüyor.

Parti örgütünün ve seçmenin kulağına hoş gelen sözler.

Kurultaya kadar neyi, nasıl yapar, katılacağı kongrelerde örgüt kendisini nasıl karşılar bilinmez ancak, ilk ve taze bir izlenim olarak:

Özgür Özel kurultayda Kılıçdaroğlu'nu epey zorlayabilir.

Hamasi ve aşırı sloganlara sığınmayan, ayağı yere basan, sakin konuşmasıyla Özgür Özel'in yabana atılacak bir aday olduğunu sanmıyorum.

Kırıkkale belgeseli

CHP'de genel başkanlık yarışı fiilen başlamışken...

AKP istediği gibi at koştururken...

Ülkede otoriter rejim hızla parti - devlet rejiminin yerleşmesine doğru yol alıyor.

Dün Sözcü gazetesindeki Kırıkkale fotoğrafı tam bir belge.

Kırıkkale'ye yeni bir AKP il başkanı atanıyor, ilin valisi, başsavcısı, emniyet müdürü ve bazı üst bürokratlar il başkanını ziyarete gidiyor.

Yetmiş yıl önce "tek parti döneminden" kalan, İsmet Paşa'nın kaldırdığı "valilerin CHP il başkanı olması" kuralını AKP bugün değiştiriyor.

Bu kez valiler il başkanı değil ama, acaba AKP il başkanları valilerden daha mı çok söz sahibi?..

En yüksek oya sahip beş il

Ülkede hepsi birbirinden hayati önem taşıyan sorunlar yumağında...

Gelecek yıl yapılacak yerel seçimler için Meral Akşener ve İYİ Parti kendisine bir strateji çiziyor:

Seçimlere her yerde tek başına girmeye karar veriyor.

Parti Genel İdare Kurulu'nda bu karar 4'e karşı 46 oyla alınıyor.

Demek ki, İYİ Parti kendisine bu kadar güveniyor.

Ama, acaba o güvende ne kadar haklı?..

Bunun için 14 Mayıs seçimlerinde İYİ Parti'nin en çok oy aldığı ilk beş ve sonra en çok oy aldığı ilk on ile bakmak, ayakların yere basmasını sağlayabilir.

O ilk beş il şöyle.

Aksaray:

İYİ Parti'nin 2023 seçimlerinde en çok oy aldığı il, oy oranı yüzde 24.69.

Ama orada:

AKP'nin oyu yüzde 44.13.

Yozgat:

İYİ Parti'nin en çok oy aldığı ikinci il, oy oranı yüzde 22.93.

Ama orada:

AKP'nin oyu yüzde 43.09.

Edirne:

İYİ Parti'nin en çok oy aldığı üçüncü il, oy oranı yüzde 20.49.

Ama orada:

AKP'nin oyu yüzde 23.83.

Gümüşhane:

İYİ Parti'nin en çok oy aldığı dördüncü il, oy oranı yüzde 18.31.

Ama orada:

AKP'nin oyu yüzde 47.78.

Çankırı:

İYİ Parti'nin en çok oy aldığı beşinci il, oy oranı yüzde 17.72.

Ama orada:

AKP'nin oyu yüzde 42.73.

En çok oy aldığı ilk beş ilde, İYİ Parti'nin AKP'ye yetişmesi mümkün görünmüyor, hatta bu illerin bazılarında AKP oy oranı İYİ Parti oylarını katlıyor bile!..

Bu beş ilin arkasından, nisbi olarak yüksek oy aldığı on il var. Denizli, Kırklareli, Isparta, Balıkesir,  Nevşehir, Kars, Bayburt, Çanakkale, Muğla, Uşak. Bu illerde oyu yüzde 14 ile 17 arasında değişiyor.

Aynı illerde AKP yine çok önde, İYİ Parti'nin AKP'ye yetişmesi mümkün görünmüyor.

Vah İYİ parti vah

Meral Akşener ve işbirliğine karşı çıkan partinin yetkili üyeleri böyle bir hesap yapmış mıdır, bilmiyorum ancak, hesap ortada.

İYİ Parti tek başına girerse, gelecek yerel seçimlerde en çok oy aldığı iller dahil, hiç birinde belediye başkanlığını kazanamıyor, hatta kazanması imkansız.

Seçime tek başına girmek yolunda, Genel İdare Kurulu'nda el kaldıran 46 kişi hangi mantıkla CHP ile işbirliğine karşı çıkıyor, hangi gerekçeye dayanıyor, anlatsalar da, öğrensek!..

Devlet - parti düzeni yerleşirken, enflasyon, açlık ve yoksulluk, çevre talanı, nereye el atsan, bin türlü sorun içinde debelenen bir ülkede...

CHP'nin kazanacağı birkaç il hariç, Meral Akşener hepsinde belediye başkanlıklarını AKP'ye armağan etmek için muhteşem bir çaba gösteriyor.

Çek kürekleri Meral Hanım, Türkiye uyanmasın!..

CHP kurultayına kadar gözler Özgür Özel'de.

Kim bilir, belki sonra da!..

Yalçın Doğan kimdir? Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi. Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı. 1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor. Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı. Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca'dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.