08 Nisan 2023

Obama bizim köye uğramıyor ve de Aksakal isimli yurttaş

Bizim köyde ve onların köyünde siyaset anlayışındaki fark özünde demokrasi farkından ileri geliyor.

DSP...

Bülent Ecevit'in kurduğu Demokratik Sol Parti...

Yani, sosyal demokrat bir parti, adı öyle!..

Üç gün önce...

DSP'den bir kaç yönetici CHP'de etkili bir ismi ziyaret ediyor:

"Bizim bir talebimiz yok ancak, bizim genel başkanı seçilecek bir yerden milletvekili adayı gösterirseniz, seçimde CHP'yi desteklemeye karar verebiliriz".

Ele ayağa düşmüş bir pazarlık!..

CHP'nin etkili ismi sabrını korumaya çalışıyor, onlara ziyaretlerinden dolayı teşekkürlerini sunuyor!.. böyle bir isteğin yerine getirilemeyeceğini söylüyor.

AKP havayı koklamış olacak ki, dün Binali Yıldırım ve Ömer Çelik DSP Genel Başkanı Önder Aksakal'ı ziyaret ediyor.

"Kırmızı çizgiler"

Görüşme sonrasında Önder Aksakal'ın sözleri ibretlik ama, önce şu vurguya bakın:

"DSP, Atatürk'ün yolunda Bülent Ecevit'in ilkeleri ışığında, Türk Milletine hizmet için ilkeli bir duruşla, dürüstlük içinde yoluna devam edecektir".

Siz bu cümleden ne anlıyorsunuz?..

Atatürk'ü unutturmak için çaba harcayan, hele de sosyal demokrasiyi her fırsatta yerden yere vuran AKP ile DSP'nin işbirliği yapmayacağını anlarsınız, değil mi?..

Aksakal devam ediyor:

"Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turda sonuçlanması, devlet düzeninde istikrarın bozulmaması, dış mihrakların tertibiyle Türkiye'de siyasi bir maceraya meydan verilmemesi için DSP elinden geleni yapacaktır".

Desteğin rengini yavaş yavaş belli eden, AKP'ye çiçek atan cümleler. Derken daha şenlikli bir cümle yine Önder Aksakal isimli yurttaştan:

"Atatürk Milliyetçiliği, Anayasamızın ilk 4 maddesi vazgeçilmez kırmızı çizgilerimizdir".

Bu muhteşem ilkeli, kırmızı çizgili görüşlerin ardından, DSP muhtemelen istediği bir milletvekilliğini almış olacak ki, Cumhur İttifakı'na monte olma yolunda.

Olabilir elbette de...

Aksakal'ın "değişmez, kırmızı çizgilerimiz" dediği Anayasa'nın ilk dört maddesini, Cumhur İttifakı'nın bir başka üyesi HÜDA PAR değiştirmek istiyor.

Ayrıca Atatürk ve Türk Milliyetçiliği'ni hem HÜDA PAR, hem Yeniden Refah hiç duymak istemiyor.

Sakın unutmayın, Aksakal isimli yurttaşamızın hiç değişmeyecek "kırmızı çizgileri ve ilkeleri" var!..

Bir milletvekilliği ihtimali ne "çizgi" bırakır, ne "kırmızı!..

Kesin listeleri en geç yarın göreceğiz.

0.98'e bile muhtaç

Bu arada son yerel seçimlerde...

DSP'nin oyu yüzde 0.98, yüzde 1 bile değil.

AKP o yüzde 1'in altındaki oy peşinde ise, telaşını göstermeye yetiyor.

"Kırmızı çizgileri ve ilkeli duruşu" ise, DSP'ye ancak bu kadar oy getirebiliyor!..

O oyların ne kadarı Cumhur İttifakı'na gider, orası ayrı.

"Bir daha aday olamam"

"Bizim köyde siyaset demek böyle" dedirtecek ibretlik bu olay bir yana...

Amerikan Başkanlığını iki kez kazanan Obama'nın, Başkanlığının son döneminde yaptığı bir konuşmayı hatırlıyorum.

"Onların köyünde" siyasetin nasıl yapıldığını anlatması açısından, günümüze denk düşen bir konuşmayı aktarmak istiyorum. Büyük bir kalabalık önünde Obama sözlerine şöyle başlıyor:

"Gerçekten şunu anlamıyorum.

Ben ikinci dönemimdeyim. Amerikan Başkanı olarak hizmet etmek olağanüstü bir ayrıcalık. Bundan daha fazla gurur verici ve ilgi çekici bir iş düşünemiyorum. İşimi çok seviyorum.

Ama Anayasamıza göre, Başkanlık için yeniden aday olamam. İki kez seçildim, artık bir daha aday olamam.

Aslında iyi bir Başkan olduğunu düşünüyorum, yeniden aday olsam kazanabilirim.

Ama, yapamam".

"İstikrarsızlık ve risk"

Devamında Obama demokratik bir ülkede Anayasa ve yasaya vurgu yapıyor:

"Amerika'yı ileri götürmek için yapmak istediğim daha çok şey var ancak, yasa yasadır.

Ve hiç kimse yasaların üstünde değildir. Başkan olsa bile, yasaların üstünde değildir.

Size karşı dürüst olacağım. Başkanlıktan sonraki hayatımı dört gözle bekliyorum. Çevremde çok geniş bir güvenlik koruması olmayacak. Bu da, rahatlıkla yürüyüş yapabileceğim anlamına geliyor. Ailemle vakit geçirebilirim. Hizmet etmek için farklı yollar bulabilirim. Afrika'yı daha sık ziyaret edebilirim.

Gelmek istediğim nokta şu.

İnsanlar neden daha fazla görevde kalmak isterler, anlamıyorum.

Bir lider görevde kalmak için, oyun esnasında kuralları değiştirmek istediği zaman, bu istikrarsızlık ve kavga gibi riskler getirir. Bu genellikle çok tehlikeli yola giden ilk adım olur.

Bazen liderlerin, ben bu milleti ayakta tutacak tek kişiyim, dediklerini duyarsınız. Eğer bu doğru ise, o lider kendi milletini ayağa kaldırmakta gerçekten başarısız olmuş demektir".

Barışçıl yolla devretmek

Bugünlerde bir kez daha okunacak sözlerini Obama şöyle tamamlıyor:

"Nelson Mandela'ya bakın, Madiba'ya bakın. Georg Washington gibi, ülkelerinde istikrarı sürdürecek bir miras bıraktılar.

Sadece Başkanken yaptıklarına değil, görevlerini ve gücü barışçıl yollarla başkasına bırakmak için istekli olduklarından dolayı dünyaya örnek oldular.

Hiç kimse o kadar uzun süre Başkan olmamalı.

 Neden?.. Çünkü, ülkeniz taze kana ihtiyaç duyar.

Ben hala çok genç bir adamım. Ama biliyorum ki, taze bir enerjiyle yeni bir anlayışa sahip bir başkası ülkem için daha iyi olacaktır.

Tarihteki örneklere bakarsak, bu ülkeler için de, iyi olacaktır".

Obama'nın bu sözlerine ancak şapka çıkartılır!..

Bizim köyde ve onların köyünde siyaset anlayışındaki fark özünde demokrasi farkından ileri geliyor.

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca'dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

Yazarın Diğer Yazıları

Osman, yarın yedi yıl bitiyor!..

Duruşmalar devam ederken tahliye talepleri sürekli geri çevriliyor, ya mahkeme heyeti değişiyor ya Gezi davasına bakan yargıçlardan biri AKP milletvekili aday adayı çıkıyor ya da... Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi “hak ihlali vardır, derhal tahliye edilmelidir” kararı vermesine rağmen, hem de iki kez, o karar Anayasa’ya aykırı olarak uygulanmıyor

Biz tanımıyoruz, onlar “daha sağlam demokrasi için” güçlendiriyor

Şu sıralarda Alman siyasetinde en çok şu söz duyuluyor: “Otoriter eğilimler önce anayasayı değiştirmeyi ve Anayasa Mahkemesi’ni zayıflatmayı hedef alıyor. Ardından devlet kurumları güçsüz kılınıyor"

Bahçeli DEM'e çiçek attı ama...

AKP ve MHP tarafından “terörist, bölücü” diye itilip kakılan DEM heyecanlanıyor, o heyecanla “Selahattin Demirtaş serbest kalsın, kayyım uygulaması sona ersin, tutuklu arkadaşlarımıza af çıksın” gibi liste hazırlayanlar bile var

"
"