Üsküdar, Kuşkonmaz Camii...
Resmi adı "Şemsi Paşa Camii" ama "Kuşkonmaz Camii" olarak anılıyor.
Neden?.. Çünkü, her camide gördüğünüz kuşlar bu camiye konamıyor. Neden konamıyor?..
Padişah III. Murat'ın sadrazamı Şemsi Ahmet Paşa sanata, özellikle mimariye çok meraklı, çok titiz. Mimar Sinan'a ricada bulunuyor:
"Koca Sinan, bize öyle bir cami yap ki, üzerine kuşlar konamasın, dolayısıyla pisletmesin!.."
Mimar Sinan Üsküdar'da yapılacak caminin çevresinde esen rüzgarları hesaplıyor, güneyden ve kuzeyden gelen rüzgarları ölçüyor.
Ve camiyi iki yönden gelen rüzgarların tam kesiştiği alana inşa ediyor. Kuzey ve güneyden gelen rüzgarlar o alanda çakıştığı için kuşlar o camiye konamıyor, dolayısıyla pisletmiyor.
Yaklaşık 440 yıl önceki bu titizlik... Bu hesap... Bu mantık... Osmanlı'nın yükselme döneminde... Çöküş döneminde ise, her türlü hesap bullak.
O camii hesabı hariç, kuşlar oraya hiç bir dönemde konamıyor.
Nereden nereye...
Günümüz siyasetinde ise...
"Kimin nereye konacağı, nerden hangi sonucu çıkartacağı hiç belli değil. Çünkü, siyasal hırs ve iktidardan düşme korkusu her şeyin önünde. Ne rüzgarların kesiştiği yeri hesaplamak mümkün, ne de öyle bir hesabı yapanı bulmak mümkün."
Mimar Sinan vari hesaplar, o incelikler, o mantık iflas etmiş bulunuyor.
Amirallerin bildirisi... AKP zil çalıp oynuyor, tepine tepine kullanıyor ve bu arada bildiri üzerinden "öyle bir yere konuyor ki", ibret-i alem için, insanlar küçük dilini yutuyor.
Bildiri üzerinde kim bilir daha ne senaryolar yazacak olan Tayyip Erdoğan ilk açıklamasında "kuşları Kuşkonmaz Camii'ne kondurmaya" çalışıyor:
"Şu anda bildiriyi imzalayan bu 103 emekli amiral içinde CHP üyesi, kendisi, karısı, oğlu olanlar var!.."
Devamı en az bu cümlesi kadar şenlikli:
"Bunları medyada göreceksiniz, bu işin merkezinde ana muhalefet partisinin ta kendisi var."
Medya itirafı
Birkaç gazete, birkaç TV kanalı hariç, dediği gibi, medyada zaten görüyoruz!..
"Medyada göreceksiniz" derken, aslında itirafta bulunuyor. O itiraf yerini hemen buluyor.
Kendisine bağlı medya, "bildirinin merkezi CHP" diyerek, yaygarayı kopartıyor. Medyayı nasıl kullandığının en açık itiraflarından biri. Yeni değil, sürpriz hiç değil.
O tarihsel örneği çok seviyorum ve tekrarlıyorum.
"İkinci Dünya Savaşında Almanya çoktan yenilmiş, Ruslar Berlin'i çoktan işgal ediyor, ama Alman Basını ‘Zafer kapıda' diyerek, manşetleri döktürüyor!.."
Bunların medyası da, ondan farklı değil.
Ver yukarıdan istediğin haberi, yorumu, fotoğrafı, görüntüyü, artık ne ise, gerisini "kopyala, kes yapıştır" usulüyle, aynı medya gereğini yerine getiriyor.
Hangi rejimlerde görülür?
Erdoğan'ın bu açıklamasından önce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu zaten söylüyor:
"O gece sabaha kadar uyumadık, irtibatları ortaya çıkardık. Son otuz günde hangi siyasal parti ile irtibat kurdukları açık ve net."
Hedefte amansız rakip CHP var.
Bu açıklamalar üzerine öyle sorular var ki:
"1-Emekli olan eski asker, bürokrat herhangi bir partiye üye olamaz mı?..
2-O insanların yakınları, çocukları, eşleri herhangi bir partiye üye olamaz mı?..
3-Herhangi bir partinin üyesi, parti üyeliği dışında herhangi bir bildiriye imza atınca, o kişinin attığı imzadan üye olduğu parti mi sorumlu olur?..
4-Ya da çok farklı bir örnek... Herhangi bir parti üyesi kendi özel yaşamında bir suç işlemişse, o suçtan üyesi olduğu parti mi sorumlu olur?.."
Buna benzer mantık sorularının ötesinde, çok daha temel konu şu:
"Kişi ya da kurumları suçlamak için bu gibi bağlantıları kanıt diye piyasaya sürmek, ancak otoriter rejimlerde görülür."
Amirallerin bildirisinden CHP bağlantısı çıkarmak, kuşları "Kuşkonmaz Camii'ne" kondurmaktan daha zor!..
Ama, kutuplaşma siyaseti, siyasal hırs, iktidardan düşme korkusu!..
Şu malum yasa
"Eşi, çocukları, yakınları" diyor ya...
Tam o malum yasa önerisine gönderme yapıyor. Hani, geçen hafta muhalefetin oylarıyla reddedildiği halde, Meclis İçtüzüğü'nü çiğneyerek, AKP ve MHP oylarıyla yeniden Meclis gündemine alınan şu yasa önerisi var ya...
"Şu fişleme yasası..."
Bir kişi kamu hizmetine gireceği zaman, soyunu sopunu araştıran, hatta yetmiyor, evleneceği kızın ya da erkeğin amcasının oğlunun torununun bile güvenlik araştırılmasını öngören yasa...
"İşte, o yasa bugünler için gerekli!..
Bildiride imzası bulunan emekli amiralin eşi, çocukları ve yakınlarının bir parti ile bağlantısı olup olmadığı ortaya çıkarılıyor ve bildiriden o parti sorumlu tutuluyor!.."
Emekli amiralin bir yakını CHP'li ise, tamam sorumlu bulundu, işte CHP!..
Ve onlara göre, bildiride darbe çağrısı yapılıyor, tamam işte, darbe çağrısı yapan CHP!..
"Ya o amiraller arasında, yakınları AKP ya da MHP'li olan varsa?.."
Yok olmaz, CHP'dir o CHP!..
Bu yasayı yana yakıla boşuna yeniden Meclis'e getirmiyorlar, tam bugünler için getiriyorlar.
Olayın özeti:
"Bildiri - darbe çağrısı - arkasında CHP var!..
Aziz Bey (Aziz Nesin), ruhunuz şad olsun!.. Ülke her yönüyle, tam tamına elli yıl önce yazdığınız o kitap gibi:
"Memleketin Birinde Hoptirinam."