09 Ocak 2024

Murat Kurum'un imar affı: "Karanlıkta Uyananlar"

TOKİ mağdurları İstanbul'da "Karanlıkta Uyananlar"  kafilesinin ilk öncüleri mi?..

Paris, New York, Berlin, Anvers evrensel kültürün sahneleriyle donatılmış kentler...

Bertolt Brecht'in "Sezuan'ın İyi İnsanı" oyunu...

Ve...

Vedat Türkali'nin "Karanlıkta Uyananlar" filmi.

Bu oyunun tercümesi ve kendisi, ayrıca o film de önce yasaklanıyor, sahne aldığında, gericilerin saldırısına uğruyor.

Biri Alman, diğeri Türk yazarın kaleminden çıkmış bu iki yapıtın ortak özelliği var:

"Bu çürümüş toplumda iyi insan olarak kalabilmek ne kadar mümkün?..

Adalet ve döne dolaşa yine adalet... Sınıfsal baskı... Bu sömürü çarkını insan namuslu olarak nasıl kırabilir, karanlıktan nasıl çıkabilir?..

Sömürüyü fark ederek, karanlıkta uyanarak!.."

Her iki oyunun da, ortak bir başka özelliği var:

Ayla Algan.

Kendisini sadece tiyatroya adayan, Türk sahne hayatının gelmiş geçmiş en iyi oyuncuları arasında yer alan...

Dünya klasiklerinde rol alan...

Dünya sahnelerinde Almanca, İngilizce, Fransızca olarak eserlerini şiirli - şarkılı okuduğu Yunus Emre'yi Batı alemine tanıtan...

Eşi Beklan Algan'la pek çok oyuncu yetiştirerek, Türk tiyatrosuna damga vurmuş olan Ayla Algan'ın aramızdan ayrılışı üzerine onu anmak bir borçtur.

Ayla Algan sözünü ettiğim iki devrimci oyunda da rol alırken, eşi ile birlikte özelinde ve sanatçı kimliğinde, cesurca ayakta kalıyor, taşlı sopalı saldırılara zerre kadar aldırmıyor.

Birebir tanımakla onur duyduğum Beklan Algan ve Ayla Algan sanatıyla geniş halk kitlelerine nasıl yaşadıklarını hatırlatarak, o çarktan nasıl çıkmaları gerektiğini anlatan oyunlarla sahne alıyor.

O oyunlar içinde hem sanat, hem konu, hem siyasal mesaj olarak en anlamlı olanlardan biri "Karanlıkta Uyananlar".

İmar affı

Günümüzde uyananlar için değil ama hâlâ, "karanlıkta" kalanlara önemli bir çıkış yolu beliriyor.

Murat Kurum!..

AKP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı.

Ne alaka?..

Murat Kurum denilince akla önce ne geliyor?..

İmar Affı.

Açın Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı sitesini...

Orada hâlâ dönemin Bakanı olarak Murat Kurum'un imar affına ilişkin "halka verdiği müjdeler" var. Birkaç ayrı tarihte, imar affı için yapılan başvuruların önce 8 milyon 900 bin olduğunu, başvuru süresinin uzatıldığını, böylece başvuranların sayısının 10 milyon 300 bine ulaştığını müjdeliyor!..  

O müjde halka çok pahalıya patlıyor.

Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman başta olmak üzere geçen yıl yaşadığımız depremde imar affı ile birlikte yıkılan çarpık binalar altında kalan binlerce insanımız hayatını kaybediyor.

Murat Kurum adı geçtiğinde, akla önce o trajik imar affı geliyor.

"Affı maffı olmaz"

Depremde yıkılan binaların bir bölümünün imar affı kapsamında olduğu ortaya çıkınca, o affın şampiyonluğunu yapan Tayyip Erdoğan depremden iki ay sonra Nisan 2023'te çıktığı TV programında kestirip atıyor:

"Bu işin affı maffı olmaz".

Gittiği kentlerde, düzenlediği mitinglerde "şu kadar binaya af getirdik" diye övünen Erdoğan, bunun uygulanmasıyla ilgili görevi Murat Kurum'a veriyor. Depremden sonra o sözlerini unutuyor. Tam tersini savunuyor.

Ve ne çelişkidir ki...

İmar affını uygulamakla görevlendirdiği Kurum'u şimdi deprem beklenen İstanbul'a belediye başkan adayı ilan ediyor!..

Arkasındaki bu bagajla Murat Kurum'un bu seçimi kazanması çok uzak ihtimal.

TOKİ mağdurları

 Murat Kurum'un adı geçtiğinde, ayrıca eyleme geçen insanlar hatırlanıyor.

Hiç bir ideolojik yönü bulunmayan bu eylemlere katılan insanlar "TOKİ mağdurları".

Her zamanki gibi, anlı şanlı törenlerle, on sekiz TV kanalında canlı yayınla aktarılan 2019 yılında başlatılan projenin adı alt gelir grupları için çok sihirli:

"100 Bin Alt Gelir Grubu Sosyal Konut Projesi".

Geçen hafta AKP İstanbul İl Başkanlığı önünde toplanan "TOKİ mağdurları:

"- Ödemeler 240 aydan 180 aya indirildi.

- Yüzde 1 KDV yüzde 10 oldu.

- Yüzde 0.49 faiz kaldırıldı.

- 2019'da 860 ve 1.100 lira taksit ödemesiyle beraber daire fiyatları yaklaşık 160 ve 210 bin lira olarak belirlenmişken, 2023'te fiyatlar milyon liralara yükseldi".

Hatırlayın o törenleri!..

O dönemin yandaş gazetelerini!..

TV'lerdeki canlı yayınları!..

Şimdi kendilerine "TOKİ mağdurları" diyen, başlangıçta parasını yatırıp, dört yıldır evlerine kavuşamayanlar, yükselen maliyetler karşısında bağırıyor:

"- TOKİ mağdurları burada, Murat Kurum nerede?..

- Verilen sözler nerede?.."

Yoksa...

Ve önce...

TOKİ mağdurları İstanbul'da "Karanlıkta Uyananlar"  kafilesinin ilk öncüleri mi?..

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca'dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

Yazarın Diğer Yazıları

Anayasa, milli irade, hukuk artık hepsi “Gonzales!”

Ajanlık suçlamasının ucu açık, buna paralel, o yasanın bugünlerde getirilmesinin başka bir anlamı var: “Muhalif sesleri daha çok kesmek, toplumu daha çok baskı altına almak, daha çok korkutmaya çalışmak, daha da otoriterleşmek”

Apo istedi, DEM yapmadı, Erdoğan bir övgü hazinesi!..

Erdoğan Bahçeli’nin önerisini destekliyor, dolayısıyla Apo’nun önce DEM, sonra Kandil ile fiili diyaloğunu onaylıyor. Öyle ya, terörü sonlandırmaya katkı verecekse, Apo Kandil ile diyaloğa girmeden nasıl çözecek?..

Kandil önce Apo’yu mu dinler, yoksa Amerika’yı mı?

Apo gelecek, DEM Grubunda konuşacak, PKK’ya “silah bırak” diyecek, PKK ve YPG de silah bırakacak!.. Meclis’e gelip konuşması gibi, hiçbir politika ile örtüşmeyen öneri bir yana...

"
"