29 Haziran 2023

Merdan Yanardağ vak'ası: Muhalefet sınıfta çaktı

Biz hepimiz, ben de dahil, İYİ Parti konusunda galiba fena yanılıyoruz. Başından itibaren İYİ Parti'ye galiba fazla prim vermişiz, şimdi Akşener ya da Zorlu, her konuşmalarında sırlar dökülüyor, gerçek kimlik sırıtmaya başlıyor

Rejim otoriter, iktidardan zaten demokratik bir beklenti yok.

Peki, muhalefetin tavrı ne?..

Muhalefet partileri içi boş demokrasi nutku atmayı, demokrasi sanıyor. Yaşanan olaylara dönük bir paylaşım, bir çerçeve, bir öz ara ki, bulasın!..

Kurban Bayramı nedeniyle bayram mesajı yayınlıyorlar.

Normal.

Bayram öyle baskıcı bir olaya denk geliyor ki, TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ TV'deki sözlerinden dolayı tutuklanıyor.

Yanardağ bir gazeteci.

Sözlerinden dolayı bir gazeteci tutuklanıyor.

Uluslararası basın özgürlüğü endeksinde Türkiye bu yıl geçen yıla göre on altı basamak geriliyor.

180 ülke içinde 149'uncu sıradan 165'inci sıraya düşüyor.

Hızlı bir düşüş.

Özünde, demokrasinin düşüşü.

Sıradan mesajlar

Böyle bir günde muhalefetten Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Temel Karamollaoğlu, Gültekin Uysal bayram mesajı yayımlıyor.

O mesajlarda demokrasiden, basın özgürlüğünden tek söz yok.

Merdan Yanardağ'ın tutuklanmasına ilişkin tek satır yok.

Sadece CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu hem bayram mesajında demokrasi vurgusu yapıyor, hem de Merdan Yanardağ ile ilgili ayrı bir destek açıklaması yapıyor.

Bayram mesajının ötesinde, Davutoğlu doğrucu Davut pozlarında, her zamanki gibi hamasetle karışık:

"İktidar doğru bir şey yaptığında, doğru yapıyorsunuz, devam edin diyeceğiz ve destek vereceğiz gerekirse. Doğru bir şey yaparlarsa, yapma ihtimali düşük ama, biz adil davranacağız. Yanlış bir şey yaparlarsa, kardeşimiz olsa bile, gözünün yaşına bakmayacağız".

Neye göre doğru?..

Sürpriz değil. Aslını inkâr etmiyor. Durup dururken, şu ya da bu konuda destek vermeye hazır olduğunu ilan ediyor.

İYİ Parti skandalı

Adını andığım parti başkanları bir yana ve de İYİ Parti...

Dün bu satırların yazıldığı saate kadar M. Akşener'den herhangi bir bayram mesajı görmedim ama, gördüğüm bir başka mesaj var:

İYİ Parti sözcüsü Prof. Dr. Kürşad Zorlu'nun Merdan Yanardağ'ın tutuklanması sonrasında:

"TELE 1'de yayınlanan programda terörist başı Öcalan'a tecridin kaldırılması yönünde yapılan değerlendirmeler sebebiyle, İYİ Parti sözcüsü olarak, söz konusu kanalın hiçbir yayın davetine katılmayacağımı saygılarımla arz ederim".

Bu vatandaş profesör!..

Okumuş, yazmış!..

Ancak..

Ne demokrasiden haberi var, ne ifade özgürlüğünden, ne Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin ilgili kararlarından.

Diderot, Kant, Voltaire, Montesquieu, Schopenhauer, Russell, Platon, saymaya gerek yok, onlar bir yana İbni Rüşd, Uluğ Bey, Yusuf Has Hacip ve daha yüzlerce düşünürün bugünlere aktardığı düşünce özgürlüğü mirası.

Demokrasi, adalet ve siyasetin özüyle ilgili ciltler ve ciltler dolusu kitaplar, günümüzde daha değerli.

Kürşad Zorlu TELE 1'in yayına katılır katılmaz, o kişisel tercihi.

Ama...

Merdan Yanardağ'ın sözlerine üzerine kurulmuş böyle bir tercih tam skandal.

Biz hepimiz, ben de dahil, İYİ Parti konusunda galiba fena yanılıyoruz. Başından itibaren İYİ Parti'ye galiba fazla prim vermişiz, şimdi Akşener ya da Zorlu, her konuşmalarında sırlar dökülüyor, gerçek kimlik sırıtmaya başlıyor.

İYİ Parti sözcüsü Merdan Yanardağ'ın tutuklanmasını neredeyse alkışlayacak!..

AİHM ve tutuklama

Yanardağ'ın görüşüne katılmıyorum.

Ancak...

Geçmişte Öcalan'a dönük benzer lafları eden çok sayıda AKP'li var. Onlara soruşturma ve dava açılmıyor.

İyi ki, açılmıyor!..

Açılmaması doğru.

Yanardağ'ın sözleri de, o AKP'lilerin sözleri de, katılmasak bile, sadece ifade özgürlüğü.

Bunlar değer hükmü niteliği taşıyor. AİHM tarafından sıkı biçimde korunuyor, ifade özgürlüğü kapsamında ele alınıyor.

Çeşitli ülkelerden gelen benzer davalarda AİHM hep ifade özgürlüğü ihlali kararı veriyor.

Türmen'in kitabı

Muhalefet partilerinin başkanlarına ve Zorlu'ya naçizane bir önerim var.

AİHM'de yargıç olarak Türkiye'yi yıllarca temsil etmiş değerli hukuk adamı Rıza Türmen'in geçen Kasım ayında yayınlanmış son derece önemli bir kitabı var:

"Bir AİHM Yargıcının Not Defteri".

Ders çalışır gibi okunması gereken bir kitap. Parti başkanlarının o kitabı yine de, derinlemesine  okumaları şart değil.

Sadece ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü bölümlerine göz gezdirseler, yeter.

Bir gazetecinin tutuklanması karşısında umursamaz tavırları, demokrasiye teğet geçmeyen tercihleri üzerinde belki biraz düşünürler.

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca'dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

Yazarın Diğer Yazıları

154 kişiden 1'i olarak

MHP'yi eleştirmenin suç sayıldığı günler... Eleştirenlerin listeye döküldüğü günler...

Haşhaş ekiminin intikamı: Sampson Darbesi

Kıbrıs’a çıkarmanın ellinci yılında perde aralığından, her zaman ders olur, unutulmaması gereken bir sayfa

Yalan dünya: Kadının soyadı, yargı paketi, tasarruf paketi

AKP'nin attığı her adım artık sivil topluma çarpıyor. Halkta karşılığı olmayan adımlar...