30 Eylül 2021

“Kürdistan Özgürlük Partisi” geçer not aldı

“HDP meşru mu, muhatap mı, değil mi” diye garip bir tartışma sürerken ki, elbette meşru, hakkında kapatma davası açılmış olsa bile, Anayasa Mahkemesi HDP’nin de ötesinde Kürt politikası izleyen, adında “Kürdistan Özgürlük” yazan bir partiyi mali açıdan denetliyor. “Mali açıdan uygun buluyor”.

Taşınır ya da taşınmaz varlığı yok. Genel Merkezin yıllık geliri 42 bin 500 lira. Tamamı bağış. Yasaya uygun.

İl örgütlerinin yıllık geliri 39 bin 396 lira. Tamamı bağış ve üye aidatı. Yasaya uygun.

Anayasa Mahkemesi’nin 25 Eylül 2021 tarihli Resmi Gazetede, yani beş gün önce yayınlanan kararına göre, bu bilgiler verildikten sonra şöyle söyleniyor:

“İnceleme sonucunda, 2017 - 2019 hesaplarının doğru, denk ve Siyasal Partiler Yasası’na uygun olduğuna oy birliği ile karar verildi”.

Bu hangi parti?..

“Kürdistan Özgürlük Partisi”.

AYM denetimleri

Anayasa Mahkemesi (AYM) geçtiğimiz Haziran ayında bazı partileri mali açıdan denetliyor. O denetim sonuçları ve AYM’nin kararları beş gün önce Resmi Gazetede yayınlanıyor.

Resmi Gazetedeki AYM kararlarında başka partilerin de, mali denetimlerinin yapıldığı ve onların da, hesaplarının yasalara uygun olduğu belirtiliyor.

Son denetimden geçen partiler arasında “Saadet Partisi” ile “Demokratik Sol Parti’nin” yanı sıra, şu partiler var:

“Sağduyu Partisi, İşçi Demokrasisi Partisi, İlk Parti, Demokratik Bölgeler Partisi, Türkiye İşsizler ve Emekçiler Partisi, Halkın Yükselişi Partisi, Ulusal Parti, Toplumcu Kurtuluş Partisi, Hak ve Özgürlükler Partisi, Yurt Partisi, Vatan Partisi, Hak ve Eşitlik Partisi, Türkiye Komünist Hareketi Partisi”.

Haziran 2021 tarihi itibariyle, Türkiye’de 99 siyasal parti var. 

PAK

Kısaltması Kürtçe “PAK” olan “Kürdistan Özgürlük Partisi’nin” özgün adı “Partiya Azadiya Kurdistane”.

Adındaki “Kürdistan” ibaresi nedeniyle İçişleri Bakanlığı önce alındı belgesi vermiyor ancak, 11 Aralık 2014’te Bakanlık gerekli kuruluş belgesini veriyor ve parti aynı gün kuruluşunu ilan ediyor.

Mart 2015’te Başsavcılık partiye “Kürdistan” kelimesinin kaldırılması için uyarı yazısı gönderiyor.

O yazıyı parti dikkate almıyor.

Şubat 2019’da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı partinin kapatılması için Anayasa Mahkemesi’nde dava açıyor.

O dava henüz devam ediyor.

O dava devam ederken, aynı Anayasa Mahkemesi partiyi mali açıdan denetliyor, Siyasal Partiler Yasası’na yine mali açıdan uygun olup olmadığına karar veriyor ve “uygun” buluyor.

Parti “Mesut Barzani’ye yakınlığı” ile biliniyor.

Parti:

“Türkiye’de yaşayan Kürtlerin özgürlük ve demokrasi mücadelesinin savunucusu olduğunu” belirtiyor.

HDP dışında dört kapatma davası

Meclis’te temsil edilen HDP 2018 seçimlerinde 67 milletvekili elde ediyor.

Buna rağmen, MHP’den gelen ısrar üzerine, HDP’nin kapatılması için Anayasa Mahkemesi’ne dava açılıyor.

HDP dışında, PAK ile birlikte toplam dört Kürt partisi hakkında kapatma davası var.

Prof. Yazıcı’nın tespiti

Türk siyasal yaşamında en çok tartışılan konulardan biri, parti kapatma.

AKP iktidara gelirken ve geldikten sonra, çeşitli defalar, çeşitli nedenlerle “parti kapatmaya karşı olduğunu” açıklıyor.

Bununla beraber HDP’nin ve diğer partilerin kapatılması davalarına ilişkin AKP’den pek ses çıkarmıyor, MHP baskısı nedeniyle.

Anayasa profesörü “Serap Yazıcı’nın” bir tespiti var:

“Türkiye’de parti kapatma Avrupa’nın demokratik ülkelerinde olduğu gibi, çoğulcu demokrasiyi koruma amacı taşımıyor. Parti kapatma Türkiye’de siyaset mühendisliğine imkân tanıyan bir vesayet aracı olarak karşımıza çıkıyor.

Kürt Sorunu Türkiye’nin önemli sorunlardan biridir ve çözüm yeri Meclis’tir.

Ayrıca, Kürt Sorununun çözümü sadece etnik açıdan Kürt olan vatandaşlarımızın derdi, tasası olamaz. Sorunu anayasanın sınırları içinde çözmeliyiz”.

Yerinde, makul ve çözüm arayan ifadeler.

“HDP meşrudur”

“HDP” denildiğinde birilerinin tüyleri diken diken oluyor. Oysa:

“HDP son seçimde altı milyon oy almış bir parti. Tüyleri diken diken olanların oyunu katlayan bir parti”.

Onun ötesinde...

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun son çıkışıyla birlikte, “Kürt sorunu çözümü için meşru bir organa ihtiyacımız var, HDP’yi meşru organ olarak görebiliriz” sözü değişik biçimlerde bir haftadır tartışılıyor. Dün dâhil.

Ama biri elbette karşı çıkıyor, hiç sürpriz değil, Devlet Bahçeli ki, HDP kapatılsın diye tutturuyor ve Kılıçdaroğlu’na:

“HDP’yi meşru organ görmek, PKK’yı muhatap almak demektir”.

Son bir kaç yıldır canını dişine takarak savunduğu ortağı AKP:

“PKK lideri Apo ile defalarca görüşmedi mi?..

-HDP’lilerin Apo ile defalarca görüşmesine izin vermedi mi?..

-Apo’nun mektubu Diyarbakır’daki mitingde okunup, bütün TV’lerden canlı yayınlanmadı mı?..

-Apo’nun aranan kardeşini seçim sırasında, oy getirir, hayaliyle TV’lere çıkarmadı mı?..”

Bunları kimse unutmuyor.

Türkkan’ın önergesi

“HDP meşru mu, muhatap mı, değil mi” diye garip bir tartışma sürerken ki, elbette meşru, hakkında kapatma davası açılmış olsa bile, Anayasa Mahkemesi HDP’nin de ötesinde Kürt politikası izleyen, adında “Kürdistan Özgürlük” yazan bir partiyi mali açıdan denetliyor.

“Mali açıdan uygun buluyor”.

İYİ Parti’den Lütfü Türkkan PAK’ın mali denetimini AYM’nin uygun bulması karşısında, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya soru önergesi veriyor:

“-Adında Kürdistan olan bir parti denetimden nasıl geçer not almıştır?..

-Kürdistan adı verilen bölgenin kabulü anlamına mı gelmektedir?..

-Kürdistan denilen bölge neresidir?..”

Önerge bir kaç gün önce veriliyor, yanıt verilir mi, verilirse, nasıl bir yanıt verilir, belirsiz.

Hoptirinam

AKP ve ortağı aynı ağızla “Kürt sorunu yoktur” diyor.

“Vardır” dedikleri zamanları unutuyorlar.

“Var mı, yok mu” karar veremiyorlar.

Bununla birlikte HDP’yi hedef aldıkları kesin. Dönem o dönem!.. Başka zaman başka dönem!..

Onlar “var mı, yok mu” diye tartışadursun, Anayasa Mahkemesi “Kürdistan Özgürlük Partisi’ne” mali açıdan bile olsa, geçer not veriyor.

Rahmetli Aziz Nesin kitabına boşuna o ismi vermemiş:

“Memleketin Birinde Hoptirinam!..”

Yazarın Diğer Yazıları

Cumhuriyetçisi olmayan Cumhuriyet

AKP'nin imam hatiplerle, vakıf ve derneklerle, kendine bağlı sermaye ile oluşturduğu taban karşısında duranların ortak söylemi var. Hangi siyasi kanatta olurlarsa olsunlar... Ortak söylem Cumhuriyet!..

Piyasa Erdoğan'a, Erdoğan Murat Kurum'a güvenmiyor

Erdoğan ve bakanların İstanbul'da her oy avcılığı Kurum'u biraz daha değersiz kılıyor

Promosyon aldatmacası, İstanbul kâbusu

Başta Erdoğan, hükümetin tekmil bakanları İstanbul’da, hepsi birden Ekrem İmamoğlu’na karşı oy devşirme yarışında. 1946’dan bu yana hiçbir genel ve belediye seçiminde görülmeyen manzaralar!..