Tek aday olarak Genel Başkanlık seçimine giriyor, geçerli oyların tamamını alıyor ve fakat Parti Meclisi seçiminde kendi önerdiği liste delik deşik hale geliyor.
CHP örgütü Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu Parti Meclisi seçiminde mağlup ediyor.
Önce onun önerdiği listeyi delenlerden bazılarına bakalım.
-Aykut Erdoğdu: AKP’nin yolsuzluk iddialarına ilişkin dosyaları kamuoyu ile paylaşan ilk isim.
-İlhan Cihaner: Sağlam hukukçuluğu, hukuk mücadelesine katkısı ile toplumda saygınlık kazanan çalışkan bir isim.
-Gürsel Erol: 7 Haziran’da CHP Tunceli’de yıllar ve yıllar sonra ilk kez milletvekili çıkartamıyor. Gürsel Erol 7 Haziran’da listede yok. 1 Kasım için Tunceli’de ön seçim istiyor, ilk sıraya yerleşiyor ve milletvekili seçiliyor.
-Fikri Sağlar: Yıllardır SHP ve CHP’de muhalefeti temsil ediyor.
-Necati Yılmaz: Ankara eski il başkanı iken, değiştiriliyor, ama ön seçimde Çankaya’dan ilk sıraya yerleşiyor. Toplumsal olaylarda partinin tepkisini ön planda gösterenlerden biri.
-Aylin Nazlıaka: Ses getiren eylemleriyle sosyal yönü ön plana çıkan, başarı ödülleri olan milletvekili.
-Hakkı Akalın: Eski milletvekili, yılların CHP’lisi.
-Yıldırım Kaya: Sendikacı, sıkı solcu.
-Mehmet Ali Çelebi: Ergenekon suçlamasıyla Silivri’de yatan teğmen.
-Yaşar Seyman: Kadın hareketlerinde önde gelen gazeteci.
Kılıçradoğlu’nun listesini yirmi üç isim deliyor, buna karşılık Kılıçdaroğlu listesinden yirmi dokuz kişi Parti Meclisine girebiliyor.
Ortak özellikler
Kılıçdaroğlu listesini delerek Parti Meclisine girenlerin ortak özellikleri var:
Toplumda tanınan, saygın isimler. Hepsinin toplumda şu ya da bu biçimde, şu ya da bu alanda karşılığı var.
Ama, Kılıçdaroğlu nezdinde yok, olsun, örgüt onların hakkını veriyor, parti yönetimine getiriyor.
Hepsi mi bilmiyorum ama, büyük çoğunluğu solda.
Hepsi CHP’li ama, CHP’ye ideolojik eleştiri getiren, CHP’yi yeteri kadar sosyal demokrat çizgide görmeyen kişiler.
CHP’de değişim isteyen isimler.
CHP’de seçim kazanmak adına, AKP’ye benzemekten bıkkınlık getiren isimler. CHP’nin sağa kaymasından rahatsız olan, yeni bir ideolojik çıkış bekleyen isimler.
Örgütün öfkesi
Kemal Kılıçdaroğlu’nu geçerli oyların tamamıyla yeniden Genel Başkan seçen örgüt, Parti Meclisi seçimlerinde ona sırtını neden dönüyor?
Çok basit.
Örgüt arka arkaya gelen seçim yenilgilerinden çok rahatsız. Bu yenilgilerin hiçbir analizi yapılmadan, sonuçların savsaklanması ve unutturulmak istenmesinden rahatsız. Yenilgilerden Kemal Kılıçdaroğlu’nu sorumlu tutuyor ama, bir başka Genel Başkan adayı çıkamadığı için öfkesini Parti Meclisi seçimlerinde gösteriyor.
Yeni bir Genel Başkan adayı çıkamıyor, çıkmıyor. Aynı Genel Başkan ile yola devam etmek kararı alıyor örgüt.
Ama, onu şimdiye kadar olduğu gibi, tek başına bırakmaktan yana değil. Çevresini değiştiriyor. Çevresini değiştirerek, Genel Başkana ihtar yolluyor.
Parti Meclisi
CHP’de Parti Meclisi eskiden olduğu gibi, yeni fikirlerin ortaya atıldığı, uzun tartışmaların yapıldığı bir yer değil artık. İki ayda bir yapılan, sözüm ona belli sorunların ele alındığı, maksat toplantı olsun, laf olsun torba dolsun, işlevini yitirmiş bir yer.
Madem artık işlevini yitirmiş, örgüt öfkesini neden orada gösteriyor? Başka nerede gösterecek? Kaldı ki, partinin asıl işlev sahibi yönetim yeri MYK. O yürütme kurulu Parti Meclisi içinden seçiliyor.
Koca Genel Sekreter
Çarpıcı bir diğer olay, Genel Sekreter Gürsel Tekin’in yönetim dışında kalması.
Kılıçdaroğlu’nun sağ kolu, dışarıdan bakınca, hemen pek çok konuyu Tekin’e danışıyor. Tekin partinin ikinci adamı. Örgüt partideki ikinci adamı tasfiye ediyor. Tekin’in tasfiye ederek, Kılıçdaroğlu’na “oğlum sana söylüyorum, damadım sen anla” versiyonu.
Tekin kendi başına hareket eden, kendine partide çevre oluşturan, sen, ben, bizim oğlan vaziyetini kuran biri. Örgüt ona artık “dur” diyor.
Kılıçdaroğlu’nun listesinden seçilenlere bakıldığında, 690 oy ile en çok oyu Selin Sayek Böke alıyor. 690 oy, toplam delegenin yarısını ancak biraz geçiyor. En çok oy alan bile ancak yarıyı zorluyor.
690 Kılıçdaroğlu’nun örgüte yenilmesinde tipik bir rakam.
Yine de Kılıçdaroğlu
Madem örgüt bu kadar öfkeli, Kılıçdaroğlu’nu Parti Meclisi'nde yenilgiye uğratıyor, neden o kadar büyük çoğunlukla yine de onu Genel Başkan seçiyor.
Çok basit.
Partiye yeni ufuk açacak, ideolojik sıçrama yaptıracak, iktidar hedefi aşılayacak, bu yönde güven verecek alternatif çıkmıyor, çıkamıyor. O nedenle çaresiz, Kılıçdaroğlu’nu seçiyor.
Ancak, sürpriz değil. Kokusu il kongrelerinde çıkıyor. Başta İstanbul, pek çok ilde Kılıçdaroğlu’nun destek verdiği adaylar seçilemiyor.
Genel Başkan aday gösterecek ve o aday seçilmeyecek, olacak iş değil, ama CHP’de oluyor. Bu oluşum kurultaya yansıyor.
CHP tarihinde ilk kez Genel Başkan Parti Meclisi seçimini kaybederek, Genel Başkan seçildiği kurultaydan mağlup ayrılıyor.
Bu değişim Kılıçdaroğlu’nu zorlayacağa benziyor. Bu saatten sonra, onun için “ben yaptım oldu” seansları artık geride.
Örgüt Parti Meclisini değiştiriyor, sıra Kılıçdaroğlu’nun kendisini değiştirmesinde.
Bu değişimin yolu etkin muhalefetten, örneğin Başkanlık sistemini bütünüyle gündemin dışına çıkartmaktan, Kürt Sorununda çoğunluğun, Türkler ve Kürtler, benimseyeceği politikalar önermekten geçiyor.