08 Şubat 2017

Keseyi sonuna kadar açtılar

Devlet kesesinden istediği kadar kaynak aktarsın, enflasyon çift haneli rakamlara doğru giderken, geniş kitleleri rahatlatmak o kadar kolay değil

“-2017 için beş yüz bin kişiye iş bulacağız.

"-Bütün verdiğimiz teşvikler 2017 için.

"-Devlete vereceğin parayı sonra verirsin kardeşim, 2017’nin sonunda.

"-2017’yi konuşuyoruz.

"-Yapısal reformları 2017’de tamamlayacağız.”

Başbakan Binali Yıldırım’ın ağzında varsa yoksa 2017.

2017’den hareketle, küçük esnaftan, çiftçiden, orta ve büyük işletmelere ve baba sanayicilere kadar herkese bir kucak açma, bir özel ilgi, bir sevimlilik gösterisi ki, sormayın gitsin.

“2017” diye söze girdiği anda, Yıldırım’ın ağzından bal damlıyor.

Çünkü, referandum var, çünkü oylamada “evet” için AKP kesenin ağzını açıyor.

Her kesime dağıtıyor

Madem ki, referandum var, o zaman ver verebildiğin kadar, nasıl olsa, babanın malı değil, dağıt dağıtabildiğin kadar.

Binali Yıldırım’ın bu yönde iki önemli açıklaması var, biri Ekim, diğeri 2016 Aralık’ta. Yeni olarak da, son günlerde ÖTV ve Kurumlar Vergisi ile ilgili kararlar.

Liste şöyle:

  • KOBİ’lere: 250 milyar lira tutarında kredi veriyor. Otuz bin liralık krediden hiç faiz almıyor. Küçük ve orta ölçekli firmalara yeni kaynak ki, bu işletmeler istihdamın yüzde 65’ini, ihracatın yüzde 60’ını sağlıyor. Onlara ayrıca ihracat kredisi veriyor.
     
  • İmalat Sanayine: KOBİ’lerden daha büyük sanayi kuruluşlarına yatırım teşviki veriyor.
     
  • Yatırıma yönelik inşaatlarda: KDV indirimine gidiyor, sadece 2017 için geçerli.
     
  • SSK primleri: “Devlete vereceğin parayı sonra verirsin kardeşim”  ayaklarıyla karışık, SSK primlerinin Ocak, Şubat, Mart ayları ödemelerini faizden ve kur farkından etkilenmeden yıl sonuna erteliyor, sadece 2017 için geçerli.
     
  • Vergide indirim: Kurumlar Vergisinde indirime gidiyor. Ayrıca, vergisi ödeyene yüzde beş indirim geliyor. Bir tür vergi affı.
     
  • Çiftçilere: Tarım kesimine büyük kıyak çekiyor. Dolar fiyatı artarken, petrol ve ürünlerine zam yapıldığında, bundan her zaman gübre de, mazot da nasibini alıyor. Ama bu sefer, gübre fiyatında yüzde 23 indirimine gidiyor. Zararı devlet kesesinden karşılıyor.

Mazotun parasının yarısını alıyor, yüz liralık mazot alan çiftçi sadece elli lira ödüyor, diğer yarısını devlet karşılıyor.

Tarım ürünlerinde destekleme fiyatını Nisan ve Mayıs’ta ödüyor. Yani, referandum ayında.

  • Beyaz Eşya Sektörü: Çamaşır makinası, buzdolabı, TV gibi beyaz eşya ürünlerinde ÖTV’yi üç ay sıfırlıyor.
     
  • Babalara İyilik: Tekne, kotra ve yatlarda ÖTV’yi süresiz sıfırlıyor. En varlıklı kesime ÖTV üzerinden selam çakıyor.

Bütün bunların ortak bir adı var:

Referandumda “evet” oyu almak için toplumun her kesimine avanta sağlamak. Devlet kesesinden.

Harca harcayabildiğin kadar, ne gam, nasıl olsa cepte “Türkiye Varlık Fonu” var, onu istediğin gibi kullanabilirsin. Boşuna mı, orada o kadar para.

Enflasyonda vaziyet aynasız

“2017 için” bunlar halkı tavlamak adına iyi de, öte yandan bir enflasyon vaziyeti var. O vaziyet hiç iç açıcı görünmüyor.

  • Tüketici fiyatlarıyla enflasyon son 63 ayın, yani son beş yıl üç ayın en yüksek değerinde, yüzde 9.22.
     
  • Üretici fiyatlarıyla enflasyon daha vahim, son 105 ayın, yani neredeyse son dokuz yılın en yüksek değerinde, yüzde 13.69.

Devlet kesesinden istediği kadar kaynak aktarsın, enflasyon çift haneli rakamlara doğru giderken, geniş kitleleri rahatlatmak o kadar kolay değil.

Elbette desteklediği kesimlerin üzerindeki yük biraz azalıyor ama, herkes “2017 için” çakılan bu selamların çoktan farkında.

Bahçeli sallıyor

Binali Yıldırım referandum öncesinde ekonomi üzerinden halka sevimli görünmenin çeşitli yollarını denerken, Devlet Bahçeli  de “evet” için hamasetin doruğunda. Dün partisinin grubunda:

“Evet dedik, Çanakkale’de doğrulduk. Evet dedik, Sakarya ve Dumlupınar’da ayağa kalktık. Yine evet diyeceğiz, bütün düşmanlara, terör örgütlerine dünyayı dar edeceğiz.”

Anayasa değişikliğine “Evet” ile Birinci Dünya Savaşı sırasında Çanakkale savunmasının ya da Kurtuluş Savaşı'ndaki meydan muharebeleri arasında ya da terörle mücadele arasında uzak yakın ne gibi bağlantı var, anlayan beri gelsin.

Laf olsun, torba dolsun. Edebiyat desen, değil. Tarih desen, hiç değil.

“Evet” için, sözüm ona milliyetçilik üzerinden, sallıyor da, sallıyor. Ama, ne “tarih” tutuyor, ne mantık.

Binali Yıldırım’ın vaadlerinin hiç olmazsa dayanağı var, onun mantığı “evet için 2017, her şeyi vermeye hazırız.”

Bu kadar çok vaadde bulunduğuna göre, referandum oylamasında vaziyet AKP adına şimdilik kel.

Her fırsatta vurguladıkları “evet” belli ki, dağın ardında.

Yazarın Diğer Yazıları

Colani-Türkiye: “Maslahata destek!”

Colani, bir röportajında “Türkiye ve Suriye’nin arasında geçmişten gelen tarihi ve coğrafi bir bağlılık var. Bunu çok iyi idrak ettik. İki halkın maslahatına destek vermek istiyoruz” diyor. Burada kullandığı “maslahat” sözcüğü İslami bir kavram. Türkiye ile kurmak istediği ilişki diplomatik olmaktan çok İslami temelli bir ilişki mi?

Zafer çığlıkları gölgesinde parçalanma: Nüfus bilgileri sıfırlandı

İsrail Suriye halkının nüfus, pasaport ve istihbarat kayıtlarının yer aldığı binaları bombalıyor, o kayıtları yok ediyor. Böylelikle kim kimdir, nerede yaşıyor, aidiyeti ne, bunları sıfırlıyor. Bombalayacak başka yer mi yok?

İngiliz + Amerikan planı: Suriye şimdilik Colani’ye emanet

Erdoğan onca kavgadan sonra, nasıl ki Mısır lideri Sisi ile anlaştı, Yunanistan ile anlaştı, AB ile anlaşmaya çalışıyor, diktatör Esad ile de anlaşmak için yollara düştü. Bütün olanların toplamında: İsrail ile yeniden el sıkışırsa... Artık yeni bir “İleri Üçlü” görmeye hazırlanın!.. Türkiye - Amerika - İsrail.

"
"