2011 yılında işlenen kadın cinayeti 121.
2015 yılında işlenen kadın cinayeti 303.
2016 yılında işlenen kadın cinayeti 338.
2017 yılıda işlenen kadın cinayeti 409.
2018 yılının Eylül sonuna kadar işlenen kadın cinayeti 328.
Kadın cinayetleri yıldan yıla artıyor.
Cinayetin yanı sıra... Şiddet... Tecavüz... Sömürü... Ne ararsanız, var.
Kadın cinayetlerinden ayrı olarak, kadınlara yönelik şiddete gelince, Türkiye’de her on kadından dördü şiddet görüyor.
Yani, on dört milyon kadın şiddet görüyor bu ülkede.
Son on yılda şiddete maruz kalarak hayatını kaybeden kadın sayısı 2.337.
Rakamları öyle geçiştirmeyin.
Rakamlarla aranıza mesafe koymayın.
Her rakam bir hayat. Çevresine verdiği ağır acı ve yoksunlukla kim bilir kaç hayat.
144’te 131. sıra
Yukarıdaki rakamlar TÜİK’in ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın resmi verileri.
Bir de, “Dünya Ekonomik Forumu Küresel Cinsiyet Uçurumu 2017 Raporu” var. Oradaki verilere göre:
-Türkiye cinsiyet eşitliğinde 144 ülke arasında 131. sıraya geriliyor.
-Türkiye’de kadın - erkek eşitliğinin gerçekten tam olarak sağlanabilmesi için yüz yıl gerekiyor.
-Türkiye’de kadınlarla erkeklerin eşit ücret elde etmeleri için iki bin on yedi (2017) yıl gerekiyor.
Tarımda çalışan kadınların yüzde 97’si kayıt dışı. Yani, neredeyse hepsi sigortasız.
İyi Parti’nin önergesi
Neden şimdi kadın sorunları?..
İki gün önce TBMM’de İYİ Parti bir Meclis Araştırması önergesi veriyor.
“Kadınların sosyal refahının, huzurunun, her türlü sorununun ortadan kaldırılmasını öngören adımların atılması amacıyla Meclis Araştırması açılmasını” isteyen bir önerge.
İYİ Parti adına Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur ki, zamanında rahmetli Süleyman Demirel’in doktoru, çok güzel bir sunuş yapıyor. Yukarıda aktardığım rakamlar onun konuşmasından. (TBMM Tutanak, 7 Kasım 2018, s.17).
Diğer partiler adına yapılan konuşmalar da, hep aynı çizgide. Kadına yönelik şiddet, cinayet ve sömürüyü dile getiren konuşmalar.
AKP Hükümeti OHAL’i ilan ettikten sonra Adalet Bakanı Meclis’te bir konuşma yapıyor:
Biz OHAL’i devlete ilan ediyoruz. Kimse kaygılanmasın, kimsenin özgürlüğü kısıtlanmayacak”.
Daha sonra uygulamayı hep birlikte yaşıyoruz!..
Ne özgürlük, ne hukuk devleti, hak getire!..
Kadınlarla ilgili OHAL mi?..
OHAL döneminde 45 kadın örgütü kapatılıyor.
Bol bol yasa ve sözleşme
Meclis’te iki gün önce bu önerge üzerinde görüşmeler sürerken, AKP sözcüleri son on beş yılda atılan adımları aktarıyor.
Örneğin, Meclis’te “Kadın - Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu” var.
2004 ve 2005’te AB’ye Uyum Çerçevesinde ilgili yasalarda kadınlar lehine getirilen ilkeler var.
2012’de “Kadınlara Karşı Şiddet Koruması” içeren Avrupa Konseyi Sözleşmesinin imzası var.
Aynı yıl Birleşmiş Milletlerin “Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi” içeren sözleşmenin imzası var.
2015 yılında “Kadınlara Karşı Şiddetle Mücadele Eylem Planı” var ki, halen o planın üçüncü aşaması uygulanıyor.
Kağıt üstünde pek çok önlem, yasa var ama, işlemiyor, uygulanmıyor.
Plan var, yasa var, sözleşme var ama, şiddet ve cinayet alabildiğine devam ediyor. Her yerde, her kültür düzeyinde, her gelir grubunda.
O kadar ki, kadınlar öyle bastırılıyor ve korkutuluyor ki, “gördükleri şiddeti kimseye anlatamayan kadınların oranı yüzde 48.5”. Yani, her iki kadından biri yaşadığı şiddeti, tecavüzü anlatamıyor. Onlar “kayıt dışı”.
Sonuç malum
AKP kendisini bu yasalar ve planlarla savunuyor ancak, o savunma bir şey ifade etmiyor. Çünkü, onlar lafta kalıyor.
Hayat çok başka biçimde ve kadınlar için şiddetle akıyor.
Bunca gerçeğe rağmen, ne beklersiniz?..
Meclis Araştırmasının kabul edilmesi ve bu hayati sorunların araştırılmasını, değil mi?..
Tam tersi oluyor.
O rakamlara AKP de katılıyor ancak...
Kadınlara yönelik Meclis Araştırması AKP ve MHP oylarıyla reddediliyor.
Ne de olsa, önerge bir muhalefet partisinden, İYİ Parti’den geliyor.
Yararlı da olsa, ülke çıkarına ve insanlara katkı sağlayacak da olsa, “muhalefetin dile getirdiği hiç bir şey kabul edilmez” kuralını AKP bir kez daha işletiyor.
Kadınların dikkatine!..