Adı üstünde, “İran İslam Cumhuriyeti,” laisizmle uzak yakın ilişkisi yok, din devleti.
İran’da yaklaşık dört yüz bin Hıristiyan yaşıyor. Hem Noel’i kutluyorlar, hem yılbaşını.
İran’da yaklaşık seksen bin Ermeni yaşıyor, üç gün sonra 6 Ocak, onlar “on ikinci gün bayramını” kutlamaya hazırlanıyor.
Hıristiyan ve Ermeniler bir yana, başkent Tahran’da yılbaşı ağaçları, kentin büyük caddelerinde süslü vitrinler.
Özellikle son on yıldır, gençler arasında yılbaşı kutlamaları popüler kültürün parçasına dönüşüyor.
İran İslam Cumhuriyet'inde hiç kimse, diğerine dönüp, “sen yılbaşını nasıl kutlarsın, bunlar gavur adeti, İslam’da yeri yok” diye, ne manşetler atıyor, ne sosyal medyada ya da TV’lerde yılbaşı kutlamalarını suçlayan, ayrımcılık yapan bir tavır gösteriyor.
Ne de, Noel Baba’ya silah çeken sembolik görüntüler ya da bazı yetkililerin ya da kimselerin yılbaşına lanet yağdıran, kutlamaları yasaklayan tavırları.
İran İslam Cumhuriyeti'nde sakin ve huzurlu yılbaşı kutlamaları, kutlayan kutluyor, kutlamayan kendi bildiği gibi olağan bir gece geçiriyor.
Kutlamayanlar kutlayanlara dönüp bakmıyor bile.
Pakistan İslam Cumhuriyeti
Adı üstünde, Pakistan İslam Cumhuriyeti, laisizmle uzak yakın ilişkisi yok, din devleti.
Başkent İslamabad ve diğer kentlerde yılbaşı nedeniyle sokaklar ışıl ışıl, vitrinler süsleniyor.
Noel ve yılbaşı kutlanıyor. Hava soğuk olduğu için, sokaklara dökülenler ateş yakıyor, ateşin etrafında gülüp, oynuyor.
170 milyon nüfusu ile Pakistan, dünyada Müslümanların en çok olduğu ikinci ülke, halkın yüzde 97’si Müslüman.
Pakistan İslam Cumhuriyeti'nde Noel ve yılbaşı kutlamaları nedeniyle, ne kimse kimseyi eleştiriyor, ne kutlamaların dinen yasak olduğu yolunda fetva veriyor, ne gazete manşetleri, ne TV’ler, ne sosyal medya kutlamak isteyenleri suçlama ve kutlamaları önleme çabasında.
İsteyen kutluyor, isteyen kendi bildiği gibi bir gece geçiriyor.
Kutlamayanlar kutlayanlara dönüp bakmıyor bile.
Endonezya
Dünyanın en kalabalık Müslüman nüfusuna sahip ülke Endonezya, 250 milyon nüfuslu bu ülkede halkın yüzde 90’ı, 225 milyon insan Müslüman.
Başkent Cakarta’da en büyük alan Bundaran HI Alanı'nda yaklaşık bir milyon kişi yılbaşı kutlamalarına katılıyor.
Alan ve büyük caddeler ışıl ışıl, havai fişekler patlıyor, insanlar eğleniyor.
Yılbaşından bir iki gün önce, polis IŞİD militanı dört kişiyi el bombası yaparken yakalıyor, alış veriş merkezlerinde ve kalabalık alanlarda güvenlik alarmı en üst düzeye çıkartılıyor.
Sokaklarda insanlar yılbaşı kutlamalarına katılırken, Endonezyalı müminler camilere gidip, yeni yılı Kur’an okuyarak karşılıyor.
Dünyanın en kalabalık Müslüman ülkesinde, yılbaşı için ne kimseyi kimseyi uyarıyor, ne gazete manşetleriyle ve TV’lerde, sosyal medya üzerinden ya da bazı yetkililer tarafından tehdit ediliyor.
Kutlamayanlar kutlayanlara dönüp bakmıyor bile.
Diğer Müslüman ülkelerde
Lübnan’da, Mısır’da, Dubai’de, Ürdün’de kim kutluyor, kim kutlamıyor, kimsenin haberi yok.
Altı yıldır iç savaşın yaşandığı Suriye’de bile, Noel Baba ve yılbaşı kutlamaları yapılıyor.
Müslüman ülkeler içinde sadece Suudi Arabistan’da yeni yıl kutlamaları yasak. Suudileri bir yana bırakırsak, ortaya şöyle bir tablo çıkıyor:
İslam cumhuriyetlerinde bile, yılbaşı kutlamaları halk arasında bir ayrımcılığa yol açmıyor.
Demek ki, böyle bir ayrımcılığın, kutlamalara “din adına” karşı çıkmanın, dinde yeri yok.
Müslüman halkın büyük çoğunlukta olduğu ülkelerin hepsinde yılbaşı kutlanıyor, ama yılbaşında hiç birinde farklı düşüncede olanları, kutlayanları tehdit etmek yok.
Reina alçakça
İstanbul’un göbeğindeki eğlence yeri Reina’daki iğrenç, alçak, vahşi terör yeni yılı daha ilk saatlerde kana buluyor. Hepimizi yine derin bir yasa boğuyor.
Terörist nasıl geliyor, nasıl engel olunamıyor, yedi dakika ateş ederken nasıl müdahale edilemiyor, nasıl kaçıyor, bunlar terörün kriminal açıdan araştırılması gereken yönleri.
Ve şu sorular:
- Terörle uzak yakın en küçük ilişkisi ol-ma-yan insanlar kendi düşüncesinde ol-ma-yan-la-ra karşı neden böyle nefret söylemi içinde?
- Birilerinin yaşama biçimi başka birilerinin yaşama biçimini neden bu ölçüde rahatsız ediyor?
- Rahatsız etmenin ötesinde, neden fiilen müdahale etmeye kalkıyor?
- Müdahale hakkını neye dayanarak kendinde görüyor?
Çok derin sorular. Ne yazık ki, gerçek. Bugün yılbaşı, yarın denize girmek, öteki gün şöyle ya da böyle giyinmek, gülmek vs.
Diğer yandan doğrudan terörle ilgili olmak üzere:
“Terörün kökünü kazıyacağız” sözleri kitlesel ölümlere neden olan terörü önlemeye yetmiyor.
Bu çıkmazdan kurtulmak için özveri şart.