28 Aralık 2021

İBB'ye teftiş: Hezimetin acısı Erdoğan'ın yakasını bırakmıyor

Hele bir de, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na kayyım atamaya kalkarsa, siz o zaman AKP'nin nasıl gümbür gümbür çöktüğünü görmeye hazırlanın!..

Unutamıyor...

Aradan üç buçuk yıl geçiyor, "yenilginin, hezimetin acısını" hâlâ unutamıyor.

O malum seçimde, olmadık işler yaşanıyor, skandal kararlar alınıyor, her türlü yasayı çiğneyen, ibretlik adımlar atılıyor.

Üstelik, buna ülkenin "yüksek yargı organlarından" biri de, Yüksek Seçim Kurulu ıkına sıkıla, verilen gözdağı sonucunda katılıyor.

"Aynı, evet aynı seçmen zarfının içinden çıkan üç oy pusulasından birinde, Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde sahtekarlık yapıldığı" gibi, akıl ve mantık dışı iddia ile seçim yenileniyor.

"2018 İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi."

İlk ve normal seçimi CHP adayı Ekrem İmamoğlu AKP'nin adayı Binali Yıldırım karşısında on üç bin oyla kazanıyor.

"Olmaaaaaz!... Sahtekarlık var!.."

Tekrarlanan seçimde, İstanbul Halkı "sahtekarlık var" saçmalığına cevap veriyor:

"Ekrem İmamoğlu seçimi bu kez 800 bin oy farkıyla kazanıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçiliyor."

İstanbul'u yirmi beş yıl kesintisiz yöneten AKP yirmi beş yıl sonra İstanbul'u kaybediyor.

"Bu Tayyip Erdoğan'ın ilk ve büyük siyasal yenilgisi, hem de bütün gücü eline geçirdiği bir sırada."

Oturduğu koltuğu bir yana bırakıp, belediye başkan adayı kendisi imiş gibi, İstanbul'da sokak sokak dolaşıp, AKP'ye oy istiyor.

"Ve fena yeniliyor.

Olmadık gerekçe ile yenilediği seçimde hezimete uğruyor, 800 bin oy farkla!.."

Arka bahçesi gibi

Bu ağır bir yenilgi, bir hezimet.

Ağzından çıkan her sözün değil yasa, neredeyse anayasa yerine geçen "tek adamın, o otoriter kimliğin" ağır yenilgisi.

"Erdoğan bu yenilgiyi unutamıyor, aradan üç buçuk yıl geçmiş bile olsa, o yenilginin acısını sürekli hissediyor, unutamıyor."

Unutamıyor, çünkü:

"- Siyasetteki ilk yenilgisi, hezimetle sonuçlanan yenilgisi.

- Ayrıca, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) onun için çok önemli. İmamoğlu yönetime gelince, hepsi birer birer ortaya çıkıyor, İBB yirmi beş yıl boyunca AKP'nin arka bahçesi gibi çalışıyor. AKP'nin yan kuruluşlarına çekilen kıyaklar, işe alınanlar, arabalar, vs.

- İstanbul'u kaybetmek, Erdoğan'a çok pahalıya patlıyor, siyasal prestijinin yanı sıra, partisine fiilen eksilen hizmet, yandaşlarına her türlü katkı anlamında."

Onun için bu yenilgiyi unutamıyor, o yenilgi acısı onun peşinden hiç ayrılmıyor.

Her türlü engele rağmen

Öylesine ki...

"- Oturduğu koltuğun verdiği yetkiyle, Ekrem İmamoğlu'nu engellemek için elinden ne gelirse yapıyor. Örneğin, İBB'nin aldığı dış kredilere onay vermiyor.

- İBB'nin halka götürmek istediği hizmetler, Ankara'dan geçiyorsa, onları durduruyor.

- Diğer CHP'li belediyelere yaptığı gibi, İmamoğlu'nu başarısız göstermek için elinden gelen her şeyi yapıyor. 

- Hatta, zaman zaman ona hakaret bile ediyor."

Acı ama, gerçek:

O engel çıkardıkça, İmamoğlu başarılı bir başkan olarak ön plana çıkıyor.

İBB'ye teftiş

Yenilginin acısı Erdoğan'ı durdurmuyor. Tersine...

Son olarak şu iddia:

"İBB'de çalışanlar arasında teröristler var, PKK'lı, FETÖ'cü, şu ya da bu terör grubuna ait insanlar var."

İçişleri Bakanlığı bu iddia ile İBB'de teftiş başlatıyor.

"FETÖ'cü mü?.."

CHP ve FETÖ'cülük mü?..

"FETÖ'cülük ise, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin FETÖ ile kol kola çekilen fotoğrafını ne yapacağız?.."

CHP ‘FETÖ'nün siyasi ayağının ortaya çıkartılması' amacıyla, Meclis'te kim bilir kaç kez araştırma önergesi veriyor, hepsi AKP ve MHP oylarıyla geri çevriliyor.

Ya da başka terör örgütü üyeleri mi?..

"Bir kamu kurumunda, belediyelerde işe başlayanların Adalet Bakanlığı'ndan ‘temiz kağıdı' alması gerekmiyor mu?..

‘Temiz kağıdı' alan kişi nasıl terör örgütü üyesi oluyor?..

Öyle ise, Adalet Bakanlığı o kişilere nasıl ‘temiz kağıdı' veriyor?.."

Burada mantık aramaya gerek yok.

Mantık çok açık:

"Hâlâ unutamadığı yenilginin acısı."

"Bay Kemal'in müridi"

İBB'ye gönderilen teftiş Erdoğan'ın da gündeminde. Üstelik hakaretle:

"Baş Kemal'in müridi, isim vermek istemiyorum, utanmadan sıkılmadan bana mektup yazıyor."

Ülkeyi yöneten bir kişinin ağzından çıkan, değil Türkiye'nin, dünyanın en büyük kentlerinden birinin başında bulunan "Başkan'a" yapılan hakarete bakar mısınız?..

Erdoğan için yeni değil, çok örneği var.

"İsmini vermek istemiyorum" diyor, İmamoğlu'nun adını anmadan, "Bay Kemal'in müridi" diye niteliyor.

"İmamoğlu onu o derece rahatsız ediyor."

Muhalefette kimin aday olacağı henüz belli olmasa bile, belki de, Cumhurbaşkanlığı seçiminde İmamoğlu'nu karşısında rakip olarak görmek ihtimalinden rahatsız.

Böyle konuşmaların, bu tür teftişlerin İmamoğlu'nu siyaseten daha da güçlü kıldığının farkında değil.

Hele bir de, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na kayyım atamaya kalkarsa, siz o zaman AKP'nin nasıl gümbür gümbür çöktüğünü görmeye hazırlanın!..

Teftişi yürüten kim?..

"İstanbul'da seçimi kaybettiğimizde ağladım" diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu!.. "Yenilginin acısını çekenler" kervanına Soylu da katılıyor.

Hayalet peşini bırakmıyor

Eski Yunan tragedyalarında, Shakespeare'nin tiyatrolarında, Kafka ve Dostoyevski'nin romanlarında insanların peşini bırakmayan "sinsi bir acı, dinmeyen bir nefret" vardır.

O acı ve nefret insanların peşini hayalet gibi kovalar, yakasını bir türlü bırakmaz. Aynı hayalet insanları hataya sürükler.

Erdoğan'ın durumu da, buna benziyor, yenilginin acısı onun peşini bir türlü bırakmıyor, o nedenle hakaret ediyor, güçlük çıkartıyor, teftiş ekipleri gönderiyor.

Ve Tolstoy'un o unutulmaz sözü:

"Kibir ve inat, kişinin kendisini önce mükemmel görmesini sağlar, sonra da sonunu getirir."

Şekil 1'de görüldüğü gibi!..

Yazarın Diğer Yazıları

"Boykota" göz yaşartıcı destek!..

Şimdi aniden balıklama destek!.. Çünkü, ekonomik felakette suçu lokantaların üstüne atıyor. İris Hanım!.. Neden yaptınız bu çağrıyı?..

"Three Who Made A Revolution": Devrim Yapan Üç Adam

İktidarla ve diğer partilerle günlük siyasi polemiklerin ötesinde, bu "üçlünün" devrim hedefi belli: Her alanda Cumhuriyet'in yüz yıllık fabrika ayarlarına dönüş!..

"Ekonomist" Erdoğan açıklasın: 818.182 .863.710 lira zarar

Bu zararı ve bütçe açığının nedenlerini halka açıklamak zorunda