22 Temmuz 2024

Haşhaş ekiminin intikamı: Sampson Darbesi

Kıbrıs’a çıkarmanın ellinci yılında perde aralığından, her zaman ders olur, unutulmaması gereken bir sayfa

Kıbrıs Barış Hakerâtı

“Nereye bakıyorsun, ne arıyorsun Turan?..”

Tarih 1 Temmuz 1974. Ankara Başbakanlık makamı.

Soruyu soran Başbakan Bülent Ecevit.

Duvarlara bakarak arayış içinde olduğunu belli eden Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Turan Güneş.

CHP içinde Ecevit’in “Turan sen” diye ismiyle hitap ettiği tek kişi Turan Güneş. Buna karşılık, Genel Başkan Ecevit’e “Bülent sen” diye hitap eden tek kişi de Turan Güneş.

Muhteşem kıvrak bir zekâ ve birikimiyle siyasetin yıldızları arasında yer alan Turan Güneş’in Ecevit’e yanıtı:

“Başbakanı arıyorum!..”

Başbakan Ecevit o sırada ünlü daktilosunun başında basına bir açıklama yazıyor. Onca kişi varken ve asıl onca iş varken, Başbakanın basın açıklamasını bizzat kendisinin yazması karşısında, Turan Güneş olayı biraz da mizaha dökerek, eleştirisini yapmaktan çekinmiyor.

Çok kritik ve cesur karar

Ecevit’in hazırladığı basın açıklaması ne?..

Ecevit-Güneş arasındaki diyaloğun beş, on dakika sonrasında CHP-MSP Koalisyonunu oluşturan Bakanlar Kurulu var. Kurul tarihi bir karar alacak.

CHP-MSP Koalisyonu 1971 yılında yasaklanan haşhaş ekimine o gün yeniden izin veriyor. Hükümet halka ve dünyaya ekim iznini Ecevit’in yazdığı basın açıklamasıyla duyuruyor.

Ve kıyamet kopuyor, özellikle Amerika’da.

1 Temmuz 1974, ekim kararının yankısını yaşamak için Türkiye çok beklemiyor.

Faşist darbenin yasağı

Haşhaş Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde yüzlerce yıldır ekiliyor. Pek çok çiftçi ailesinin ana geçim kaynağı. Haşhaştan elde edilen afyon hem ilaç hem de çeşitli uyuşturucuların üretiminde kullanılıyor.

Amerika’nın tepkisi haşhaşın uyuşturucu hammaddesi olmasından ileri geliyor, 1965 yılından itibaren Türkiye’de haşhaş ekiminin yasaklanması için baskı yapıyor.

1969’da Başkan Nixon:

“Türkiye ile uyuşturucu sorunu yaşıyoruz. Amerika’daki uyuşturucunun yüzde 80’i Türkiye kaynaklı. Haşhaş üretimini durdurmadığı takdirde, Türkiye’ye yapılan yardımları gözden geçirmeyi düşünüyoruz.”

Bu açık tehdit ve baskı 12 Mart 1971 faşist darbe döneminde sonuç veriyor. Amerika’ya bağlı faşist cunta ve hükümeti haşhaş ekimini yasaklıyor.

Haşhaş üreticisinin zararını karşılamak hesabıyla, üç yılda 35 milyon dolar karşılığında.

Faşist cunta bu rüşveti önce az buluyor, sonra kabul ediyor ve haşhaş üretimi yasaklanıyor.

Başkan Nixon radyo, TV konuşmasıyla Türkiye’ye teşekkür ediyor.

Sadece 15 günlük takvim

1 Temmuz 1974’te CHP-MSP Koalisyonunun haşhaş ekimini serbest bırakmasından dört gün sonra...

5 Temmuz’da Ankara’daki Amerikan Büyükelçisi Macomber Washington’a gidiyor, sanki geri çekilmiş izlenimi veriliyor.

9 Temmuz’da Amerikan New York Post gazetesi “Türkiye’deki haşhaş ekim alanlarını B-52 uçaklarıyla bombalayalım” diye yazı yayımlıyor.

10 Temmuz’da Amerikan Senatosu Türkiye’ye ekonomik ve askeri yardımın kesilmesini ele alıyor. 

11 Temmuz’da Amerikan Temsilciler Meclisi’nde, haşhaş ekimini yeniden yasaklayacağı tarihe kadar Türkiye’ye banka kredilerinin durdurulması için tasarı hazırlanıyor.

Samspon devrede

Ve 15 Temmuz 1974...

Başbakan Ecevit haşhaş ekimini serbest bırakma töreni için Afyon ve Denizli’de iken...

“Kahrolsun Söktüren, Var Olsun Ektiren” sloganlarıyla karşılanırken…

Aynı gün, 15 Temmuz 1974 günü, Kıbrıs’ta darbe!...

Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması amacıyla kurulmuş olan Kıbrıs Savaşçıları Milli Örgütü (EOKA-B) komutanı, yani Kıbrıs Rum terör örgütü komutanı Nikos Sampson Yunanistan’da yedi yıldır yönetimde olan Albaylar Cuntası desteğiyle Kıbrıs’ta darbe yapıyor.

Amerikan takvimi pürüzsüz işliyor, alt yapısı bir süredir hazırlanan darbe, en uygun zamanı Ecevit’in Afyon ve Denizli’de haşhaş ekiminin serbest bırakılması nedeniyle düzenlenen törene denk getiriliyor.

Sampson Kıbrıs’ta Yunan Cumhuriyeti kurulduğunu açıklıyor, kendisini cumhurbaşkanı ilan ediyor.

Türkiye’nin haşhaş ekimine yeniden izin vermesinden sadece on beş gün sonra.

Haşhaş ekiminin intikamını Amerika Kıbrıs’ta darbeyle çıkartıyor.

Çıkarma ve ambargo

Türkiye darbeye Kıbrıs Barış Harekâtı ile cevap veriyor.

20 Temmuz’da Türkiye, Amerika’nın bütün önleme çabalarına rağmen, Kıbrıs’a çıkarma yapıyor. Başkan Nixon Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’e mektup gönderiyor, Dışişleri Bakanı Kissinger ve İngiltere Ecevit’i defalarca uyarıyor.

Ankara o uyarıları dinlemiyor. 1959-60 Zürih ve Londra Anlaşmalarıyla, İngiltere ve Yunanistan’la birlikte Kıbrıs’ta garantörlük hakkına sahip, Türkiye o hakkını kullanıyor.

Uyarısına rağmen, Kıbrıs’a çıktığı için intikamın devamı geliyor. Amerika üç yıl süreyle askeri ve ekonomik ambargo uyguluyor. O ambargo Türkiye’yi 1979 ekonomik krizine sürüklüyor.

Kıbrıs’a çıkarmanın ellinci yılında perde aralığından, her zaman ders olur, unutulmaması gereken bir sayfa.

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Kandil önce Apo’yu mu dinler, yoksa Amerika’yı mı?

Apo gelecek, DEM Grubunda konuşacak, PKK’ya “silah bırak” diyecek, PKK ve YPG de silah bırakacak!.. Meclis’e gelip konuşması gibi, hiçbir politika ile örtüşmeyen öneri bir yana...

Bahçeli’nin baştankara çıkışına karşı: İspanya modeli

Hiçbir partiyle konuşmadan hatta, belki kendi partisinin organlarıyla bile görüşmeden, Bahçeli’nin çıkışı elbette pek çok kuşkuyu beraberinde getiriyor. Ortada devlet kurumlarının hazırladığı böyle bir plan var mı?..

Erdoğan uğruna: Bahçeli 55 yıllık birikimi sildi attı

DEM’in aklından asla geçirmediği “Apo’ya af” önerisine sırtını dönmesi imkânsız. Karşılığında anayasa değişikliğine onay vermesi, yıllardır eleştirdiği Erdoğan’a yeniden adaylık fırsatı tanıması ne ölçüde mümkün, orası da ayrı

"
"