Geçen ay enflasyon rakamları yüksek çıkınca, Merkez Bankası Başkanı Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu teşhiste gecikmiyor:
“Siz çekirdek enflasyona bakın”.
Tamam bakıyoruz, çekirdek enflasyon yüksek çıkınca, Kavcıoğlu:
“Siz çekirdek enflasyona değil, cari açığa bakın”.
Tamam bakıyoruz, cari açık fena halde yüksek çıkınca, Kavcıoğlu:
“Türk Lirası’nın dolara karşı değer kaybı bizim rekabet gücümüzü arttırıyor. Rekabet gücümüz artınca, ihracatımız artıyor, ihracat artınca, döviz gelirimiz artıyor, döviz gelirimiz artınca, Türk Lirası değer kazanıyor, Türk Lirası değer kazanınca, enflasyon düşmeye başlayacak”.
Dalga filan geçmiyorum, bir günden diğerine topaç çeviren bu teorinin sahibi “iktisat profesörü, hazret üstüne üstlük Merkez Bankası Başkanı!..”
Kavcıoğlu, bu muhteşem teorilerini anlatırken ve:
“Enflasyon düşmeye başlayacak” dedikten bir kaç gün sonra...
Geçen hafta:
“Merkez Bankası yıllık enflasyon tahminini yüzde 14.1’den yüzde 18.4’e yükseltiyor!..”
Dalga filan geçmiyorum, “düşecek” dedikten bir hafta sonra, tahminini yükseltiyor.
TÜİK’e göre yıllık 19.89
“İktisat profesörünün (!)” enflasyon teorisi bir haftada çöküyor.
Çekirdek, cari hesap, ihracat, bilmem ne derken, TÜİK’e göre, o da TÜİK’e göre, yani TÜİK’e göre, Ekim enflasyonu aylık yüzde 2.39, yıllık enflasyon yüzde 19.89 artıyor.
“İktisat profesörünün” tahmini yeniden çuvallıyor.
“Profesör Başkan” 18.4 derken, TÜİK bile, evet o bile, öyle demezler böyle derler diyor ve 19.98’i yapıştırıyor!..
562 milyar lira ek yük
“Profesör Başkanın” çekirdek, cari hesap, dolar, TL hesabı üzerinden gidersek...
“Enflasyona değil, çekirdek enflasyona bakacağız” dediği gün dolar 8 lira 35. kuruş.
Enflasyon tahmini ilan edildiğinde, 9 lira 55 kuruş.
“Dolardaki 1 lira 20 kuruşluk artış dış borç yüküne 533 milyar lira daha ekliyor.
Yandaş müteahhitlere verilen garantiler nedeniyle, Hazine’ye 29 milyar lira daha ek yük geliyor, kur farkı zararı bir anda 562 milyar liraya yükseliyor”.
Ne enflasyonun yükselişi duruyor, ne de kur artışı. Dün ben bu satırları yazarken, dolar 9.69 ile 9.73 lira arasında gidip geliyor. Kavcıoğlu’nun kulakları çınlasın!..
“Profesör Başkana” ait teoriler iktidar kanadında bile tereddütler yaratmaya başlıyor, artık orada iktisattan kim, ne kadar anlıyorsa!..
Ya da anladığı halde, sözünü dinletebiliyorsa!..
Öyle bir vaziyet doğuyor ki:
“Dön baba dönelim, enflasyon tahminlerini yenileyelim” çırpınışıları içinde halkın sefaleti biraz daha artıyor.
Üretici maliyeti
Bu arada başka önemli bir veri daha var:
“Ekim ayında üretici fiyatları yüzde 5.4 gibi, çok yüksek bir orana fırlıyor.
Üretici fiyatlarında yıllık artış yüzde 46.31 gibi, yine çok yüksek bir oran”.
Maliyetlerin ne kadar arttığını gösteren veriler.
Bu veriler, maliyetleri yeniden yükselten son doğalgaz ve elektrik zamlarından önceki oranlar.
Türkçesi:
Enflasyon artmaya devam edecek.
Bu arada, TÜİKin karşısında enflasyonu her ay hesaplayan bir başka grup var.
Kısa adı “ENAG” olan, bilim adamlarından oluşan, bağımsız sivil toplum örgütü “Enflasyon Araştırma Grubu’nun” hesabına göre:
“Ekim ayı enflasyonu 6.90, yıllık enflasyon 49.87”.
Tablo hızla ağırlaşıyor ve ağırlaşıyor.
Fatura zincir marketlere
AKP enflasyona çare bulmakta aciz kalınca, “faiz enflasyonun sebebidir” gibi, hiç bir iktisat teorisinde yer almayan garip takıntılara saplanınca, üstelik aynı takıntıyı savunan birini Merkez Bankası Başkanı yapınca...
“Bir suçlu bulmak gerek!..
Evet bulunmuştur!..
Zincir marketler!..
Fiyatları onlar yükseltiyor!..
Kes cezayı şunlara!..”
Demokrasi, iktisat bilimi ve de serbest pazar ekonomisi ile uzak yakın ilgisi bulunmayan, sadece “hot - zot polisiye zorlamalarla” zincir marketler günah keçisi ilan ediliyor.
Dünya ekonomi literatürüne girecek, eşine rastlanmamış bir örnek.
Çekirdek enflasyon, cari açık, ihracat derken, torbadan zincir marketler çıkıyor.
Orada yine bir garabet var, zaten olmasa şaşmak gerek.
Zincir marketlere verilen cezaya dönük karar Rekabet Kurulu’nda yazılmıyor.
Karar Saray’da alınıyor. Kurul kararını açıklamadan, dosya yandaşlara servis ediliyor.
Gurabahane-i laklakan
“Dünyada benzeri yok”.
19.yüzyılda Bursa’da leyleklerin ve göçmen kuşların bakım ve tedavisi için açılan dünyadaki ilk hayvan hastanesi, Osmanlı döneminin hayır kurumlarından biri:
“Gurabahane-i Laklakan”.
Türkçesi, ‘Düşkün Leylekler Evi’.
Tekrarlamakta yarar var, dünyada benzeri yok.
Aynı zamanda Ahmet Haşim’in gazete yazılarını topladığı kitabın adı.
Günümüzde ise...
Bizde enflasyonla mücadele...
O mücadeleye ilişkin teoriler... Tahminler... “Para cezası” gibi eşi bulunmayan çözümler...
“Gurabahane-i Enflasyon!.. Bir laklakan olmak üzere!..”
Bir anlamda, ‘Düşkün Enflasyon Evi’.
Bizdeki enflasyonla mücadele öyküleri iktisat teorisini çoktan aşıyor, tiyatronun ve tıbbın alanına giriyor.
Bu arada halk aşırı fiyatların altında biraz daha eziliyor, elde ettiği ücret, enflasyonun çok altında kalıyor.
Desen: Selçuk Demirel