“Mein Kampf (Kavgam) dünyayı kana bulayan, izlediği politikalarla insanlık suçu işleyen bir diktatörün çok temel ve en geniş tarihsel kaynağıdır. Etkilerini yıllarca sürdüren bu kitaptaki görüşleriyle Hitler öyle ahım şahım bir teori geliştirmemiş olsa bile, pratiğe dönük kararlarıyla milyonlarca insanın hayatına kastetmiştir.
"O nedenle Kavgam teorik kitap değildir. Buna rağmen, Hitler çılgın eylemlerine temel oluşturan görüşlerini ve ne yapacağını önceden bu kitabında anlatmıştır.”
Masamda koskoca iki ciltten oluşan dev bir yapıt var. Ansiklopedi büyüklüğünde, tam bin dokuz yirmi yedi (bin 927) sayfa tutarında, çok küçük harflerle dizilmiş bir kitap:
“Hitler, Mein Kampf, Eine Kritische Edition” adını taşıyor kitap, (Hitler, Kavgam, Eleştirel bir Araştırma).
Kitap öyle küçük harflerle dizilmiş ki, gazetecilik diliyle, “altı punto”, yani günlük gazete haberlerinin dizgisinden bile küçük harfler. Kitabın büyüklüğüne ve puntolarına bakıldığında, normal kitap boyutuyla yaklaşık dört bin sayfayı bulan bir araştırma.
Hitler çerçevesinde, faşizmi anlatıyor.
İlk baskısı 2016 yılında. Araştırmayı yapan “İnstituts für Zeitgeschichte München - Berlin” Münih-Berlin, Çağdaş Tarih Araştırmaları Enstitüsü.
İddiayı çürüten araştırma
*Kavgam” üzerine yapılan bu araştırmaya sadece Alman tarihçiler değil, çeşitli ülkelerin tarihçileri, yazarlar ve gazeteciler katılıyor. Beş yıl süren uzun ve titiz bir araştırma sonucunda ortaya çıkan dev yapıt, faşizmi bütün yönleriyle inceliyor.
Şu günlerde Türkiye - Almanya gerginliği devam ederken, tartışma bir anda Tayyip Erdoğan’ın Almanları Nazizimle suçlaması üzerine bir başka alana kayıyor. Nazizim, faşizm tartışmalarına, Almanların hala Nazizmin etkisi altında kalarak, eski alışkanlarını sürdürdükleri iddiasına.
Öyleydi, değildi tartışmalarına girmeden, bu kitap Erdoğan’ın iddiasını çürütüyor. Çünkü, Almanlar harıl harıl ve hala faşizm üzerine araştırmalarını sürdürüyor. Son örnek, bu dev kitap.
İçerikte ne var
İki ciltlik kitabın ilk cildindeki konu başlıkları şöyle:
-Hitler’in Çocukluğu,
-Viyana Yılları,
-Münih,
-Birinci Dünya Savaşı,
-Savaş Propagandası,
-Devrim,
-Hitler’in Politik Hayatının Başlangıcı,
-Alman İşçi Partisi,
-Çöküşün Nedenleri,
-Halk Ve Irk,
-Alman Nasyonal Sosyalist İşçi Partisinin Gelişmesi.
İkinci cildin konu başlıkları ise şöyle sıralanıyor:
-Parti ve Felsefesi,
-Devlet,
-Yurttaşlar,
-Parti Felsefesi ve Organizasyon,
-İlk Dönem Mücadele: Hitabetin Anlamı,
-Kızıl Cephe İle Mücadele,
-Tek Başına En Kudretli Güç,
-S.A.’ların Anlamı ve Organizasyonu,
-Federalizm Aldatmacası,
-Propagandanın Organizasyonu,
-Sendikalar,
-Birinci Dünya Savaşı Sonrasında Alman Politikası,
-Doğu Sorunu,
-Hak Olarak Savunma.
Bu başlıklarla “Kavgam” kitabı inceleniyor.
Hitler'in yalanları
Araştırmayı yürüten enstitü amacını şöyle açıklıyor:
“Bilimsel olarak, ayrıca politik ve ahlaki olarak bu insanlık dışı hareketi eleştirel bir araştırma yapmadan, faşizmden rövanş almak yersiz olurdu. Faşizmi anlamak için Hitler’i iyi tanımak gerek. “Kavgam” kitabı Nazi felaketini anlayabilmek açısından bulunmaz bir kaynaktır.
*Kavgam” iyi incelenmelidir ki, Hitler’in yalanları ve aldatmacaları, yol açtığı toplumsal yıkım iyice anlaşılabilsin. Faşizm tek başına Hitler ile açıklanamaz, ama Hitler olmadan da, Nazizmi tanımlamak mümkün olmaz.” (Adı geçen kitap, Önsöz, Cilt 1, s.9).
Faşizm ya da Nazizm karşısında Almanların duruşu bu kadar net ve açık. Her yönüyle, hiç bir komplekse kapılmadan inceliyorlar.
Aradan yetmiş yıl geçtikten sonra bile, hala Hitler’i, faşizmi derin biçimde ele alıyorlar.
“Çünkü, faşizm Pandora’nın kutusu gibi, nerede, hangi ülkede, ne zaman hortlayacağı hiç belli olmaz.” (Önsöz, aynı yerde).
On iki milyon sattı
“Mein Kampf” ilk kez 18 Temmuz 1925 yılında satışa çıkıyor. “Kavgam, Bir Hesaplaşma” başlığı ile.
1925 ile 1945 arasında tam bin yüz yirmi iki (1.122) baskı yapıyor, 12 milyon 450 bin satıyor. On yedi dile çevriliyor, onlar ayrı.
Bir Amerikan ve bir İngiliz kitap evi yayın hakkını satın alıyor, yabancı dillerdeki baskı ve satış sayısı pek bilinmiyor.
1945’te yasaklanıyor.
1945’ten bu yana, özellikle Almanya’da, ama onun yanında Amerika’da, pek çok Avrupa ülkesinde, Japonya’da ve Hindistan’da, evet hatta Türkiye’de faşizm ve Nazizm üzerine yüzlerce araştırma var. Sivil toplum örgütleri ve üniversiteler, tek başına yazarlar tarafından yapılan araştırmalar.
En fazla araştırma da, Almanya’da. Bu çalışma bunlar içinde son örnek, ama belli ki, sonuncusu olmayacak.
Kendi geçmişiyle cesurca hesaplaşan, korkunç yanlışları ve aldatmacaları sergileyen böyle bir araştırma, her zaman, her ülkeye lazım.