"-Geçen akşam iftara davetliydim, bazı illerden gelen ahilerin temsilcileriyle birlikte. Orada ben Sayın Cumhurbaşkanımıza, alkol yasağı var mı, yok mu, alkol meselesi diye soramam. Çünkü, genelgede yok, ayrıca Ramazan...
-Belki Sayın Cumhurbaşkanımızın da bu yasaktan haberi yok, belki İçişleri Bakanımızın da haberi yok.
-Ben Sayın Cumhurbaşkanımıza her zaman anlatıyorum esnafın durumunu ama, mesele ülkenin ekonomik yapısı".
Bu sözleri söyleyen Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu Başkanı Bendevi Palandöken. Dün sabah FOX TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu programda anlatıyor bunları.
Önce, konu dışı, Ramazan başladığında, kendi açıklamasında "toplu iftarlar yasak" demesine rağmen, Tayyip Erdoğan kendi getirdiği yasaklara hâlâ kendisi uymuyor ve Saray'da verdiği iftarların arkası kesilmiyor.
Bu Ramazan'da Saray'daki bu kaçıncı toplu iftar?..
Ve parası kimden çıkıyor?..
Sonra da, halktan bu yasaklara uymasını istiyor!..
Nasıl haberi yok
Palandöken "Belki İçişleri Bakanımızın alkol yasağından haberi yok" diyor. Nasıl yok?.. Bakan Süleyman Soylu'nun kendisi bir soru üzerine, "alkol satışı yasaklandı" diyor.
Kaldı ki, genelgede olmasa bile, Tayyip Erdoğan'ın alkol yasağından haberinin olmaması mümkün mü?..
Ve şimdi esnaflar...
Bendevi Palandöken, Erdoğan ile sık sık görüştüğünü söylüyor, esnafın dertlerini hafifletecek bir paket sunmuş olsa da, belli ki, Saray'la arasını bozmak istemiyor, onun için de, bir yandan verilen desteği az bulurken, diğer yandan "devlet bize çeşitli destek verdi" diyebiliyor!..
Oysa, oturduğu koltuk esnafın hakkını sonuna kadar çatır çatır savunmaktan geçiyor ama, yok işte!..
On dokuz yıl içinde kurumlar adım adım böyle çöküyor.
415 meslek dalı
Esnaf dediğiniz kim ve bizdeki durumu ne?..
"Kendi dükkanında günlük geçimini sağlamaya çalışan kişiye" esnaf deniyor.
Sayısına gelince...
"Toplamda 2 milyon 250 bin kişi, tam 415, evet dört yüz on beş meslek dalı giriyor esnaf faaliyetine. Toplamda on iki milyon işçi istihdam ediliyor".
Aileleriyle birlikte, nüfusun yaklaşık yüzde 10'unu biraz geçiyor, buna rağmen, salgına karşı alınan "tam kapanma" önlemlerinden en çok esnaf etkileniyor, artık ne kadar tam kapanma ise!..
Ve hâlâ en ağır yük onların sırtına bindiriliyor. Devamı var:
"Şubat ayı itibariyle esnafın toplam kredi borcu 670 milyar liraya ulaşıyor".
Yirmi günlük yeni yasaklar esnafa iki milyar lira daha ek yük getiriyor. Ama, esnafın temsilicisi Palandöken'e göre, "en azından devletin yanımızda olduğunun işareti!.."
Hani, nerede o işaret?..
En az destek veren ülke
Milli gelirine oranla, halkına destek veren ülkeleri IMF sınıflara ayırıyor.
"Meksika ve Arnavutluk ile birlikte, dünyada halkına en az destek sağlayan üç ülkeden biri Türkiye, milli gelirinin sadece 1.1'ini destek olarak veriyor".
Bu da, ekonominin durumunu bir kez daha ortaya koyuyor, "çok başarılı, şahlanan ülkemiz", dünyada yeniden az gelişmiş ülkeler sınıfına düşüyor.
Salgın döneminde sağlık harcamaları açısından da, Türkiye yine en geri ülkeler arasında.
Ve de alkol ve vergisi
Dün beş, altı market dolaşıyorum. Alkol satışı 17 Mayıs'a kadar yasaklanıyor ya...
"Marketlerde alkol satışı kapış kapış!.."
Alkol satışı neden yasak, belli değil.
"Hukuki değil, Anayasaya aykırı" filan, doğru da, onları geçiyorum, Anayasa zaten delik deşik, diğer iki konu:
"1-Ramazan ayı... Buna rağmen, alkol satışı patlıyor.
2-Ve herkesin vurguladığı gibi, alkol yasağı özel hayata müdahale".
Sana ne benim içkimden!..
Ben öyle içki içen biri değilim ama, bu yasak karşısında özel hayata müdahale açısından herkesin şiddetle bu yasağa karşı çıktığını görüyorum.
Kaldı ki...
Türk halkı en çok rakı ve bira tüketiyor.
"4 Ocak 2021 tarihinden itibaren, 70'lik rakının fiyatı 175 lira, o rakının yüzde 74.1'i vergi, başka bir deyişle, o kadar vergi bindirilmese, 70'lik rakının fiyatı 175 lira değil, 45 lira 50 kuruş.
Ya da bira... Biradaki vergi yükü yüzde 61.3..."
Hem diyor ki, "tulumbada su bitti", hem de kendi bindiği dalı kesiyor, yirmi gün için bile olsa, o vergiden vazgeçiyor.
İdeolojik takıntı vergiden önce geliyor.
AYM bozar
Bu yasak çok açık Anayasaya aykırı.
Birileri Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvursa, Anayasa Mahkemesi bozar. Gerçi, AYM bozuncaya kadar, yasak süresi sona erer.
Buna rağmen, en azından bunlar bir daha böyle bir yasağa kalkamazlar.
Ne bu be?..
"21. yüzyılda IV. Murat kafası!.."
Şu hale bakın!..
AKP sayesinde, Türkiye nelerle uğraşıyor!..