03 Ağustos 2020

Düşmez kalkmaz bir Allah; ya UEFA?..

Günümüzdeki siyasetin el atmadığı tek bir alan yok, özerk kurumların her biri tek tek bu niteliğini kaybediyor. Türkiye kaybediyor. Pek çok kurum gibi, bu rejimde futbol da, futbol olmaktan çıkıyor

Kayseri Surlarında ve bir gazetede tam sayfa ilanı görünce, 1981 yılına gidiyorum.

1981... 12 Eylül askeri darbe dönemi... Ankara Stadyumu...

Ankaragücü - Boluspor maçı...

İki takım Türkiye Kupası finalini oynuyor.

Finalden birkaç gün önce askeri rejim tek maddelik bir yasa çıkartıyor:

"Eğer bir takım birinci ligde değilse ve fakat Türkiye Kupasını kazanırsa, birinci lige çıkmaya hak kazanıyor."

Ankaragücü o sırada birinci ligde değil!..

Bu maç kaçmaz!.. İzlemek için ben de maça gidiyorum. Stat hınca hınç dolu. "En başta Evren, darbeyi yapan beş general" devlet erkanı ile birlikte Şeref Tribününde oturuyor.

Maç başlıyor.

Aaaa, o da ne?.. Derler ya, "dakka bir gol bir" diye,  Ankaragücü 1 - 0 önde. On dakika sonra bir gol daha, Ankaragücü 2 - 0 önde.

Seyirci uyanık!.. Evren'i ve Ankaragücü'nü protesto eden sözler.

Protestolar iyice yükselirken, stadyumda saha içindeki kapılar açılıyor, içeriye yaklaşık beş yüz asker giriyor, protesto edenlerin bulunduğu açık tribün kordon altına alınıyor, maç devam ederken, oradaki seyirciler askerler tarafından stattan çıkartılıyor ve gözaltına alınıyor.

Çok iyi haber!.. Ne yazılır ama!..

O sırada Cumhuriyet Ankara Temsilcisi'yim, tanık olduğum olayları yazmak üzere, gazeteye koşuyorum, daha yazıya oturmadan Sıkıyönetim Komutanlığı'ndan arıyorlar, "maçtaki olaylarla ilgili haberleri yazmak yasak!.."

Ya maçın sonucu?.. Malum!.. Ankaragücü Boluspor'u yeniyor ve birinci lige yükseliyor!..

Kendini ele veren ilanlar

Kayseri surlarını "toplar" dövüyor, sevinçten "kendini ele veren ilanlar"!.. Kayseri'nin boydan boya uzanan surlarında "aynı ilan, farklı imzalarla", koca koca pankartlar halinde:

"Başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Gençlik ve Spor Bakanımız Mehmet Muharrem Kasapoğlu ve Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Sayın Nihat Özdemir'e şükranlarımızı sunarız."

İlanların altındaki imzalar AKP Kayseri milletvekilleri, Kayseri Valisi, Kayseri Belediye Başkanı ve Kayserispor Başkanına ait. Ayrıca bir ilan da, tam sayfa, bir gazetenin arka sayfasında, yine Kayserispor ilanı:

"Süper Lige Devam,

HES Kablo Kayserisporumuzun ligde kalmasını sağlama kararı vererek, bize iki bayramı yaşatan, başta,

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere,

Gençlik ve Spor Bakanımız Sayın Mehmet Muharrem Kasapoğlu ve

TFF Başkanı Sayın Nihat Özdemir'e, Erciyes Anadolu Holding olarak şükranlarımızı sunar ve tüm Türkiye'nin kurban bayramını kutlarız."

İlanın altında Kayseri'de faaliyet gösteren çeşitli özel firmaların logoları yer alıyor.

Kayserispor sevinçli, Süper Lig'den düştüğü halde, yine ligde kalıyor. Alınan "siyasi bir kararla" bu yıl Süper Lig ile birlikte TFF 1. 2. ve 3. liglerde düşme kaldırılıyor.

Kayserispor ile birlikte Malatyaspor ve Ankaragücü de, düştükleri halde, Süper Lig'de kalıyor. TFF 1. Lig'den gelen üç takımla birlikte, önümüzdeki sezon Süper lig 21 takıma çıkıyor.

Acar spor muhabiri

Futbolu kovalayan acar bir muhabirle karşılaşıyorum, üç ay kadar önce, o sırada pandemi nedeniyle maçlara ara verilmiş durumda:

"Abi enteresan bir bilgi var, çok büyük olasılıkla Süper Lig ile 1, 2 ve 3. liglerde bu yıl hiçbir takım düşmeyecek, hiçbir takımı düşürmeyecekler. Son ana kadar bekleyecekler, bütün maçlar tamamlandıktan sonra açıklayacaklar."

Futbolun içini dışını yakından izleyen muhabir arkadaşımız haklı çıkıyor.

Hemen aynı tarihlerde Futbol Federasyonu Başkanı, günümüzün anlı şanlı iş adamlarından, dolayısıyla iktidarın gözdelerinden Nihat Özdemir bir soru üzerine kararlılıkla, "bu yıl düşme olmayacak, deniyor, aslı doğru değil, bu kural her yıl olduğu gibi, yine uygulanacak, son üç takım yine ligden düşecek. Böyle bir düşüncemiz yok. Böyle bir karar alırsanız, bunu dünyaya anlatamazsınız. Kesinlikle böyle bir karar yok, kesinlikle".

Nihat Özdemir'in bu kadar "kesin" sözlerinin mürekkebi kurumadan, AKP Kayseri milletvekili, Kayserispor Onursal Başkanı, eski AKP'li Bakan Mehmet Özhaseki katıldığı bir TV programında, Kayserispor o sırada kötü gidiyor ve zaten sonunda düşüyor, "ligden düşme kaldırılsın" diyor.

Futbol Federasyonu Başkanı'nın değli, AKP milletvekili Özhaseki'nin dediği oluyor!..

Danışıklı dilekçe

Siyasetçiler karar veriyor, ligden düşme olmayacak!.. Peki, bunun pratiği nasıl sağlanıyor?..

Görev siyasetçiler tarafından Kulüpler Birliği'ne veriliyor.

Kulüpler Birliği?..

2000 yılında kuruluyor, "Süper Lig takımlarının beraberliğini sağlamak, sorunlara ortak çözüm bulmak, kulüplerin gelirlerini arttırmak, statların dolu olmasına çalışmak, yetenekli futbolcuları desteklemek" gibi amaçları var.

Bu birliğe üye kulüplerden birine "dilekçe verdiriliyor", o dilekçeyi yedi kulüp daha imzalıyor, "Süper Lig'den bu yıl düşme kalksın" yolunda.

Danışıklı dilekçe!..

Kural dışı toplantı

Kurban Bayramı'ndan hemen önce Gençlik ve Spor Bakanı Kasapoğlu başkanlığında TFF Yönetim Kurulu ve Kulüpler Birliği ortak bir toplantı yapıyor, Bakanlıkta.

Bu toplantı kural dışı.

Neden?..

Futbol Federasyonu özerk bir kurum. Federasyon Yönetim Kurulu Bakanlıkta toplantı yapmaz, yapamaz!.. O resmi toplantıya Bakan katılamaz!..

Ama, ne gam!..

Örneğin, Merkez Bankası da kağıt üstünde özerk bir kurum ama, işte ortada, emir - komuta zinciri içinde faizleri düşürüyor, net varlıkları iktidarın kullanımına açıyor, v.s., v.s.

Sonuçta ne oluyor?..

Merkez Bankası'na dünyada şu anda hiçbir mali kurum artık güvenmiyor.

Futbol Federasyonu'nun özerkliği de hem bu toplantı, hem liglerden düşmenin kaldırılması ile birlikte, sizlere ömür!..

UEFA ceza verir mi?

Bu siyasi kararın bir sonucu olabilir. "Mutlaka olur" demiyorum, olabilir.

Nedir o?..

Bir zamanlar Yunanistan Ligi'nde kural dışı bir karar uygulanıyor, UEFA (Avrupa Futbol Federasyonları Birliği) Yunanistan'a ceza vererek, "Yunan takımlarını bir yıl süreyle Avrupa kupalarından ihraç ediyor, özerklik ihlali nedeniyle".

Şimdi benzer bir ceza Türkiye'ye gelebilir, Türk takımları bu yıl Avrupa'da top koşturmaktan men edilebilir.

Nihat Özdemir diyor ya, "bunu dünyaya anlatamazsınız" diye. Sorduklarında, nasıl anlatacak, merak ediyorum.

Şu anda bir gelişme yok. Karar daha çok taze.

Günümüzdeki siyasetin el atmadığı tek bir alan yok, özerk kurumların her biri tek tek bu niteliğini kaybediyor.

Türkiye kaybediyor.

Pek çok kurum gibi, bu rejimde futbol da, futbol olmaktan çıkıyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Zafer çığlıkları gölgesinde parçalanma: Nüfus bilgileri sıfırlandı

İsrail Suriye halkının nüfus, pasaport ve istihbarat kayıtlarının yer aldığı binaları bombalıyor, o kayıtları yok ediyor. Böylelikle kim kimdir, nerede yaşıyor, aidiyeti ne, bunları sıfırlıyor. Bombalayacak başka yer mi yok?

İngiliz + Amerikan planı: Suriye şimdilik Colani’ye emanet

Erdoğan onca kavgadan sonra, nasıl ki Mısır lideri Sisi ile anlaştı, Yunanistan ile anlaştı, AB ile anlaşmaya çalışıyor, diktatör Esad ile de anlaşmak için yollara düştü. Bütün olanların toplamında: İsrail ile yeniden el sıkışırsa... Artık yeni bir “İleri Üçlü” görmeye hazırlanın!.. Türkiye - Amerika - İsrail.

Diyanet imparatorluğunun freni patlamış!

AKP iktidarında artan bütçesi, artan personeli, artan yetkileriyle donatılan Diyanet İşleri Başkanlığı fiili ve sembolik kazanımlarıyla imparatorluk gibi. Kendisine her türlü rolü biçiyor, kendine göre yorumlar icat ediyor, toplumu yanlış yönlendiriyor. Bu kadar yetki tanınırsa, olacağı bu

"
"