"Tayyip Erdoğan'ın, Meclis Başkanı Mustafa Şentop'un ve daha şu kadar sorumlunun gözü önünde Atatürk'e hakaret eden, kendini kaybetmiş biri!.."
Ayasofya Camiinde üstelik dini bir törende, dinin temel kurallarına, barıştırıcı ve uzlaştırıcı niteliğine aykırı olarak, halkı kutuplaştıran, Atatürk'e hakaret ederek, Erdoğan'a ve iktidarına yaranma çabasında biri.
"İmam olmuş ama, daha dini bile anlamamış, geri kafalı biri."
Hacıyatmazlar, her devrin adamları, her iktidarın tabanlarını yalayanlar, ama iktidardan düşünce, onlara sırtını dönenler, patronu iken, önünde dört takla atanlar, patron değişince, yeni patronla aynı resim karesine girmek için çabalayanlar, emrindeki siyasiler, bürokratlar ve de din adamı kılıfına saklananlar...
"Hep birlikte Tayyip Erdoğan'ı gaza getiriyorlar."
Onlar, her fırsatta ve hep bir ağızdan Erdoğan'a övgü üzerine övgü düzüyorlar:
"Hatta ve hatta, değil Türkiye'nin, onun çok ötesinde, Erdoğan'ı dünya lideri" olarak tanımlamaya kadar kaybediyorlar kendilerini, Erdoğan'ın gözüne girmek umuduyla.
Ama siyasetçi, ama bürokrat, ama gazeteci, ama iş adamı, hepsi konumlarını koruma, avanta koparma peşinde.
"Zerre kadar saygınlıkları kalmadığı halde, ortalarda boy gösterenler..."
"Erdoğan dünya lideri!.."
Bıraktım dünyayı, Türkiye'nin hâli ortada!..
Yoksulluk ve açlık sınırında milyonlarca insan, askıya alınmış anayasa, kaybolan hukuk ve adalet, her gün yeniden katledilen çevre, kutuplaşmış bir toplum, ortadan kalkmış temel hak ve özgürlükler, ayyuka çıkan ve fakat kapatılmak istenen yolsuzluk iddiaları, sıradan yurttaşlara bile bol bol hakaretler, çok sayıda cezaevi inşaatı ve özünde:
"98 yıllık Cumhuriyet tarihinin en kötü, Türkiye'nin temel değerlerini yerinden oynatan, komşuları dahil, pek çok ülkeyle kavgalı, ülkeyi her gün yeni bir sorunla karşı karşıya bırakan, keyfi bir iktidar..."
İmam Mustafa Demirkan
Atatürk kıskançlığı
Bu kadar kötü bir yönetimde...
"- İkide bir, Atatürk'e dil uzatmak...
- Çünkü ve sözüm ona, Erdoğan'ı Atatürk ile kıyaslamak!.."
Atatürk'ü kötüleyerek, Erdoğan'ı yüceltmek denenmesi!..
"Boş ve hayal aleminde bir uğraş."
Bunu zaman zaman "din üzerinden, imamlar üzerinden" yapmaya çalışıyorlar.
Son deneme, geçen cuma, "imamları Atatürk'e dil uzatmakla damgalı" Ayasofya Camii'nde.
Erdoğan'ın ve Erdoğan'a bağlı yüksek siyaset erbabının gözleri önünde, başka hiçbir işi kalmamış, Atatürk'e dil uzatan bir adamın sözleri karşısında...
"Hiçbiri kalkıp da o imam denilen adamı uyarmak gereğini hissetmiyor."
Sen ki, Cumhuriyet'i temsil ediyorsun, temsil ettiğin Cumhuriyet'in kurucusuna dil uzatılıyor, sen ağzını açıp tek laf etmiyorsun!..
Ya Meclis Başkanı Mustafa Şentop..?..
"Sen Şentop!.. Atatürk olmasaydı, sen bugün o koltukta oturabilir miydin?.. Öyle bir koltuk var olabilir miydi?.."
Ya diğerleri?..
Aynı gün AKP sözcüsünün "Atatürk bizimdir" gibi, her dil uzatmadan sonra söylediği kalıplaşmış cümleler ne bir anlam ifade ediyor, ne de inandırıcı.
Madem, Atatürk'e sahip çıkıyorsun, o zaman o imamı cezalandır!..
Bir daha mimbere çıkarma!..
Nihai amaç:
"En başta laiklik olmak üzere, Cumhuriyet'in temel değerlerini değiştirmekse, hiç uğraşma, çünkü o mümkün değil. 85 milyonun tamamını bilemem ama, 85 milyona yaklaşan ezici çoğunluğun, olmazsa olmaz kuralı, bağlılığı, vazgeçilmez hayat ilkesi laik Cumhuriyet'tir."
Onun için bir kez daha:
"Boşa kürek çekme!.. Ham hayal peşinde koşma!.."
Taktiği imam verdi ama...
Saçmalık bir değil ki...
Bir yerde başladığında, her alana sıçrıyor.
Geçen hafta TFF Birinci Lige çıkmak için "Kocaelispor ile Sakaryaspor" final maçı oynayacak, O maçtan önce...
Sakarya'da bir imam cuma hutbesinde:
"Bu gece Sakaryaspor'umuzun ikinci ligden birinci lige çıkma maçı var, onlardan bu gece inşallah güzel haberler bekliyoruz. İnşallah bu gece güzel bir mücadele versinler. Kalecimizin kalesinde devleşip, gelen topların elinde yok olmasını, geri dörtlünün kalecimize yardım edip gözlerini dört açıp toplara mani olmasını, gerekirse kendilerini feda etmesini, orta saha oyuncularının oyun kurucu olarak kendilerine gelen topları golcü kardeşlerine vermeleri, gölcülerimizin de ayağına ya da kafalarına gelen topları rakip kaleyle buluşturup güzel goller atmasını ve aziz milletimizi, Sakarya'mızı sevindirmelerini Rabbim nasip eder inşallah."
İmam efendi cuma hutbesinde taktik veriyor ancak, taktik ne yazık ki, tutmuyor!..
"Kalesinde devleşmesi" niyaz edilen Sakaryaspor kalecisi Kocaelispor'dan dört gol yemekten kurtulamıyor.
"Güzel goller atmaları" niyaz edilen golcüler tek bir gol bile atamıyor, maçı Kocaelispor 4 - 0 kazanarak, TFF Birinci Lige çıkıyor.
Demek ki, maç kazanmak için dua etmek yetmiyormuş!..
Atatürk'e dil uzatanlar karşısında sessiz kalmakla da, ülke yönetilmiyormuş!..