“Ben ekonomistim, netice ortada”.
İkide bir aynı sözü söyleyen Tayyip Erdoğan’ı muhtemel ki, kimse uyarmıyor ya da önüne giden rakamlar düzeltiliyor, dolayısıyla gerçekler gizleniyor, halkın neler çektiğini zerre kadar bilmiyor.
Bence de, sence de, bizce de, hepimizce “netice ortada!.. O ekonomist!...”
ENAG’a, yani bilim adamlarının oluşturduğu araştırma grubuna göre:
“Yıllık enflasyon yüzde 121.68, aylık (Ocak) yüzde 9.26”.
İstanbul Ticaret Odası’na göre:
“Yıllık enflasyon yüzde 79.68, aylık enflasyon yüzde 5.94”.
TÜİK’e göre, ki CHP’nin deyimiyle ‘Tayyip’i Üzmeyen İstatistik Kurumu’ diye anılıyor:
“Yıllık enflasyon yüzde 57.68, aylık enflasyon yüzde 6.65”.
Üç ayrı kurumun enflasyon hesabı arasında bu ölçüde fark ilk kez görülüyor. ENAG ile TÜİK arasında yıllık enflasyon iki katından bile fazla!..
Burada kesinlikle ve fakat kesinlikle hesap hatası var. Ya da artık kime ait ise, “makyajlama” var.
“Ortada olan neticeyi” allayıp pullayarak, sergilemek gibi!..
Yüzde 57.68 mi?.. Hiç inandırıcı gelmiyor.
Dünyada en yüksek altıncı
Bütün dünyada enflasyon düşerken, Türkiye hâlâ üst sıralardan kurtulamıyor.
“Netice ortada”.
Türkiye dünyada en yüksek enflasyona sahip altıncı ülke.
Diğer üç ülke hangileri dersiniz?..
“Surinam, Sudan, Zimbabve”.
Haritada yerlerini kim bilir kaç kişinin gösterebileceği ülkeler.
409’dan 143’e
Üç ayrı hesap var, üçü de birbirinden dağlar kadar uzak. Hani, öyle bir kaç yüzde oranında fark olsa neyse, İTO enflasyonu TÜİK’ten yirmi puan yüksek, ENAG’ın verisi zaten iki katını aşıyor.
Burada durmak gerekiyor.
Dururken, bir ilginç nokta göze çarpıyor.
“TÜİK sepetine giren ürünlerin sayısı sürekli azalıyor. Neden?..
Aynı zamanda madde bazında açıklamalar son bir kaç aydır ortadan kalkıyor. Neden?..”
Aralık ayı ile Ocak ayı enflasyon hesabında asıl dikkat çeken nokta...
“Aralık ayında enflasyon hesabına giren 409 kalem ürün, Ocak ayında aniden 143’e düşüyor!..”
Neden?..
Bazı ürünler sepetin dışında mı kalıyor?..
Kalmıyorsa, hangi ürünler, hangileriyle birleştirilerek hesaplanıyor?..
Ürün sayısının aniden düşürülmesi, TÜİK verilerine olan güven kaybını biraz daha derinleştiriyor.
Açıklanan oran ne ölçüde gerçeği yansıtıyor?.. Asıl soru bu.
Yüzde 171 artı
TÜİK verilerine göre bile, Ocak ayı enflasyonu son yirmi beş yılın en yüksek aylık enflasyonu.
Doğru, "netice ortada”.
Yıllık artışta, Erdoğan’ın ikide bir “enflasyon var” dediği Amerika ve Avrupa ülkeleri çoktan geride kalıyor.
O aynı yıl içinde et yüzde 93, süt yüzde 88, peynir yüzde 81, ekmek yüzde 66, pirinç yüzde 108 zam görüyor. Sadece Ocak ayında et fiyatları yüzde 12 artıyor.
Doğalgaz ve elektrik faturaları yüzde 100’ün üstünde zamlanıyor. Yıllık kira artışı yüzde 121’i buluyor.
Kira ve konut fiyatlarındaki artışı artık AKP kendisi de gizleyemiyor ki, ayda bir “halkımızı ucuz konut sahibi yapacağız” nutukları eşliğinde, konut kampanyaları düzenliyor.
Ne var ki, o kampanyalara katılmak mümkün değil, aylık ödemeler asgari ücretin yarısını aşıyor. Kim, nasıl ödeyecek o taksitleri?..
Taksit.... Evet bir taksit daha var.
“Son bir kaç ay içinde taksitli harcamalar yüzde 171 oranında artıyor”.
Ne demek bu?..
“Netice ortada”:
“İnsanlar geçinemiyor, ge- çi ne - mi - yor!.. İnsanlar borçlanarak yaşamaya çalışıyor!..”
Bakın ne oldu
O kadar gürültü patırdı yapılıyor ya...
Asgari ücrete yüzde elli zam yaptık, diye...
Doğru, asgari ücret yüzde elli zamlanarak, 8.500 liraya yükseliyor.
O asgari ücret, yani 8.500 lira insanların eline ilk kez iki gün önce geçiyor, daha yeni yani.
Ocak ayı enflasyonu TÜİK’e göre yüzde 6.65.
“Daha ele geçmesine fırsat kalmadan, 8.500 liranın yüzde 6.65’i, yaklaşık 530 lirası cebe girmeden uçuyor!..”
Bunun adına “yoksullaşma” deniyor.
Erdoğan diyor ya...
“Ben ekonomistin, netice ortada”.
Doğru, ortada.
İnsanlar ancak bir aydan ötekine borçlanarak ve yeniden yoksulluk çıkmazına düşerek, yaşamaya çalışıyor.
“Yoksullaşarak...”
TÜİK, İTO ve ENAG verileri arasındaki uçurum ve hepimizin çarşı, pazarda karşılaştığı fiyat artışları, hayat pahalılığı...
TÜİK’e olan inancı biraz daha törpülüyor.
TÜİK... Bir devlet kurumu...
Yazık!..
Merkez Bankası yine ofsaytta
Bu arada Merkez Bankası’na da yazık. Her zamanki gibi, yine ofsayta düşüyor.
Kısa süre önce...
“2023 yıllık enflasyon tahminini yüzde 22.3 olarak ilan ediyor”.
2023’ün daha ilk ayında o yıllık tahminin yüzde otuzuna ulaşılmış bulunuyor.
Malum...
“Erdoğan gibi, Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu da, ekonomist!..”
Şu Merkez Bankası’nın tek bir tahmini tutsun, ekonomi Oscar’ına aday gösterilir!..
Yalçın Doğan kimdir?
Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.
Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.
1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.
Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.
Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca'dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.
|