Türkiye İstatistik Kurumu Başkanı Erhan Çetinkaya
Büyüklerinden öğrendiğini uyguluyor.
Açıkladığı enflasyon oranlarına kimsenin inanmadığı TÜİK'in Başkanı Erhan Çetinkaya basın toplantısı düzenliyor.
Kimleri çağırıyor?.. Yandaş medyayı!..
Neden?.. Büyüklerinden gördüğü gibi, "gerçek gazetecilerden kaçmak" için.
Ancak, kapasitesi işi "gerçek gazeteci sorularına" bırakmaya ihtiyaç göstermiyor. Çetinkaya açıklamalarıyla hem kendi ayağına sıkıyor, hem de bağlı olduğu Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e. Bilgi, mantık ve hesap hatalarıyla dolu sapır sapır dökülen bir toplantı.
Muhatap kim?
Meslektaşımız Alaattin Aktaş yazdığı yazıyla enflasyon hesabında madde sepeti sırrına son veriyor. Doktor muayene ücretinin 34 lira, kiranın 6 bin lira olması gibi, enflasyonun komedi ötesi verilerle hesaplandığı ortaya çıkıyor.
Çetinkaya'nın toplantısı ilerledikçe skandallar da ilerliyor.
"Enflasyon zam döneminde düşük mü açıklanıyor" sorusuna, aslında iktidarı koruyan çanak bir soru, "yok canım öyle şey olur mu" demesi beklenirken, Çetinkaya:
"Muhatap biz değiliz!.."
Ne?.. Sen muhatap değilsen, enflasyonu kim hesaplıyor, kim açıklıyor?.. Önü arkası düşünüldüğünde, kritik bir yanıt.
Arkadaş belki de sorumluluğu üstünden atmak istiyor.
Enflasyonu TÜİK hesaplıyor ama, TÜİK gölgesinde başka bir açıklayıcı mı var?..
Sorgulanması gerekir.
Zamdaki zamanlama
Bağlı olduğu AKP iktidarına bir darbe daha indiriyor:
"Elektrik zammını 1 Temmuz veya 1 Haziran'da yapmanın farkı var. Tercih bu yönde kullanıldı".
Aylardır vurgulanan tez birinci elden doğrulanıyor. Tez şu:
1 Temmuz'da yaparak, zammın altı aylık enflasyona girmesi önleniyor, oranın biraz düşük çıkması sağlanıyor. Böylece bütün işçi, memur ve emekli ücretlerinde artışı düşük tutuluyor.
"Tercih bu yönde kullanıldı" diyerek, Çetinkaya kendisini dışarıda tutuyor.
"Tercihi" kim yapıyor?..
Elbette AKP iktidarı.
"Bir gün daha çalişmak"
Farkında değilmişiz, bu arkadaş meğer bir derya!..
Fiyatların ay sonunda toplandığını, TÜFE açıklamasını her ayın 3'üne yetiştirmek için bir gün daha fazla çalışmak gerektiğini söylüyor.
E, bir gün daha fazla çalış!..
Elini tutan mı var, ayın 4'ünde, 5'inde açıkla!.. 3'ünde açıklamak yasal zorunluksa, söyle büyüklerine, yasanın o kuralı bir gece yarısı KHK ile anında değişir.
Asgari ücretin etkisi
Çetinkaya'dan bir başka itiraf, bakın ne diyor:
"Asgari ücret artışının enflasyona etkisi yüzde 4.5".
Madem öyle, asgari ücret neden sabit tutuluyor?..
Mehmet Şimşek enflasyonun nedenlerden biri olarak ücret artışlarını göstermiyor mu?.. Sırf bundan dolayı bu yıl Temmuz'da asgari ücret sabit tutulmadı mı?.
Yüzde 70'i aşan enflasyon yanında, yüzde 4.5 nedir ki!..
Enflasyonu düşürmek için ücretleri frenlemeye öncelik tanıyan Mehmet Şimşek bu sözleri duyunca, herhalde deliye dönmüştür.
Ha 45 ha 75
Bu Başkan başka Başkan!.. Üstelik, istatistik Başkanı!.. Diyor ki:
"Bir ürünün fiyatı bir yıl sonra 100 liradan 175 veya 145 liraya çıkacak, can yakıcılığı açısından bir fark yok!.."
Sen az mı uyudun, hükümetten fırça mı yedin, kabus mu gördün, bu zırvanın izahı var mı?.. Bunu söyleyen istatistik kurumu başkanı!..
Nasıl anlatsak acaba, diyelim ki sen 15 sopa yedin, canın acır, 45 sopa yedin bir yerlerin kırılabilir, 75 sopada belki ölebilirsin. "Can yakma acısı aynı" mı?..
145 - 175, orta sınıfı yok eder, düşük gelirlileri iyice yoksullaştırır, ahlakı bozar!..
İşte vergi kaynaği
TÜİK Başkanı Mehmet Şimşek'e bir kaynak gösteriyor, vergi kaynağı. Diyor ki:
"Türkiye'de şirketler enflasyonist ortamı kullanarak, normalde alması gereken karlardan daha fahiş karlar elde ediyorlar".
Yeni vergi paketinin ele alındığı bugünlerde, Mehmet Şimşek garsonun bahşişiyle, yurt dışı harcıyla, dolaylı vergilerle uğraşacağına, kaynak gözünün önünde, "fahiş karlardan", yani haksız ve aşırı karlardan vergi alabilir.
Alabilir mi?..
Alamaz!.. Çünkü, sermayeye dokunamaz!..
Yalçın Doğan kimdir?
Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.
Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.
1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.
Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.
Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.
|