09 Aralık 2015

Bağdat’ın 48 saati bugün bitiyor

Barzani Türkiye’nin katkısı ile Kuzey Irak’ta Kürdistan’ı ilan etmeye hazırlanıyor

Önce bir bilgi:

Irak Merkezi Hükümeti Barzani’ye petrol gelirinden vermesi gereken parayı bir süredir vermiyor.

Oysa, bu para Barzani için hayatı önemde. Kendi bütçesinin çok büyük bir bölümünü bu parayla karşılıyor, yanılmıyorsam, bütçesinin yüzde 80’ine denk düşen bir para. Para olmadığı için Kuzey Irak’taki kamu personeline aylıkları ödemede güçlük çıkıyor, hatta ödenemediği zaman oluyor.

Bu durum Barzani ile Irak Merkezi Hükümetinin ilişkilerini bozuyor.

Merkezi Hükümet parayı neden vermiyor? Barzani gün geçtikçe güçleniyor, Bağdat Yönetimi de bunu istemiyor.

Türk askerini Musul’da görmek isteyen asıl Barzani. Şu günlerde Ankara ile arası baldan tatlı. Ne kadar süreceği ayrı.

Bugün Ankara’ya geliyor. Tüm haber bültenlerinde ikide bir, “Barzani Ankara’ya geliyor” teranesi.

Obama gelse, ancak bu kadar davul çalınır.

Öte yandan, Bağdat’ın Türk askerine dönük tepkisinin altında çok çarpıcı bir kaygı, bir iddia var:

Barzani Türkiye’nin katkısı ile Kuzey Irak’ta Kürdistan’ı ilan etmeye hazırlanıyor.

Bağdat-Barzani-Türkiye üçgeninde meselinin özü bu. Bağdat onun için Türk askerine bas bas “çek git” diyor.

 

Mektup nerede

 

Bizim tarafta ise, konuyla ilgili sadece AKP Hükümetinin açıklamaları var, muhalefet mışıl mışıl.  

AKP diyor ki;

“Musul Valisinin daveti üzerine bizim askerimiz Musul’a eğitim amacıyla gitmiştir”.

Diyelim ki, Hakkari Valisinin daveti üzerine, Irak askeri Türkiye’ye gelse, Türkiye’nin tepkisi ne olur?

AKP diyor ki;

“Bizim askerimizin Musul’a gitmesi için Irak Savunma Bakanının onayı var”.

Diyelim ki, bizim Milli Savunma Bakanı Irak askerinin buraya gelmesi için onay veriyor, adama sormazlar mı,  “hükümetin onayı nerede”, diye.

AKP diyor ki;

“Irak Hükümetinin daveti var”.

Diyelim ki var, o davet mektubu nerede? Bugüne kadar adı var, kendisi yok. O mektubu kim görmüş, nerede görmüş, nasıl bir mektupmuş, bilen yok.

Eğer gerçekten varsa, bizde “yurt dışına asker gönderme” ile ilgili anayasal süreç belli. Asker göndermenin protokolü olmak zorunda:

-Kaç asker gidecek?

-Hangi koşullarda gidecek?

-Nereye, hangi süreyle gidecek?

-Gitme nedeni hangi konuları kapsayacak? Gittiği zaman ne yapacak?

Bu soruların hepsi açıkta.

 

Meclis kararı nerede

 

Bir başka temel soru şu:

Musul’a eğitim amaçlı asker göndermek için Meclis’ten çıkan bir karar var mı?

Sınır ötesine asker göndermeyle ilgili Meclis’ten çıkan iki karar var. İkisi de, terörle mücadele amaçlı. Zamanı ve çerçevesi belli kararlar.

Dün CHP Gurup Başkan Vekili Levent Gök’e soruyorum:

“Hayır, Musul’a eğitim amaçlı asker gönderme ile ilgili Meclis’ten çıkan bir karar yok”.

Yoksa, hükümet Musul’a pat diye asker gönderemez. Bu anayasaya aykırı olur. O zaman hangi yetkiye dayanarak gönderiyor?

Kararlardan birinde mutlaka böyle bir notun düşülmüş olması gerek. Var ise, kamuoyu şu anda bunu bilmiyor.

Toplamında, AKP şunları açıklamak zorunda:

1-Bağdat Yönetiminin davet mektubunu,

2-Ankara ile Bağdat arasında bu yöndeki anlaşmayı,

3-Asker gönderme yetkisini içeren belgeyi.

Bunlar ortada yok ise, iç ve uluslararası hukuka yine aykırı bir durumla karşı karşıyayız.

 

Süre bugün bitiyor

 

Bütün bu ayrıntılı ve fakat hayati hukuk vurgulamalarının ötesinde, bugün bizi bekleyen bir gerçek var.

Irak Başbakanı dün Alman Dışişleri Bakanı ile görüşmede, “Türkiye’ye tanıdığımız 48 saatlik sürenin yarısı bitti, askerini çekmesi için 24 saat kaldı” diyor.

Toplam 48 saat süre bugün bitiyor. Siz bu satırları okurken, bitmiş olabilir.

Bağdat’ın verdiği süre bitince, ne olacak? Rusya gibi, Türk mallarına ambargo mu uygulayacak? Türkiye’nin oradaki yatırımlarını mı durduracak? Türkiye’ye verdiği petrolü mü kesecek? Hepsi mümkün.

Ama, daha önce açıkladığı gibi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine Türkiye’yi mutlaka şikayet edecek.

Ne yapacaksa, Türkiye-Irak arasında bugün heyecanlı bir gün.

Şu geldiğimiz noktaya bakın. Komşularla kavganın dozu hızla artıyor, kavga ciddi biçimde tırmanıyor. Siyasetten ekonomiye, askeri ve sosyal alanlara sıçrıyor. Suriye, Rusya, Irak derken, sırada İran bekliyor.

İş bu kadar tırmanmışken, çek şu askerini geri, neden hala çekmiyorsun?

Yazarın Diğer Yazıları

Zafer çığlıkları gölgesinde parçalanma: Nüfus bilgileri sıfırlandı

İsrail Suriye halkının nüfus, pasaport ve istihbarat kayıtlarının yer aldığı binaları bombalıyor, o kayıtları yok ediyor. Böylelikle kim kimdir, nerede yaşıyor, aidiyeti ne, bunları sıfırlıyor. Bombalayacak başka yer mi yok?

İngiliz + Amerikan planı: Suriye şimdilik Colani’ye emanet

Erdoğan onca kavgadan sonra, nasıl ki Mısır lideri Sisi ile anlaştı, Yunanistan ile anlaştı, AB ile anlaşmaya çalışıyor, diktatör Esad ile de anlaşmak için yollara düştü. Bütün olanların toplamında: İsrail ile yeniden el sıkışırsa... Artık yeni bir “İleri Üçlü” görmeye hazırlanın!.. Türkiye - Amerika - İsrail.

Diyanet imparatorluğunun freni patlamış!

AKP iktidarında artan bütçesi, artan personeli, artan yetkileriyle donatılan Diyanet İşleri Başkanlığı fiili ve sembolik kazanımlarıyla imparatorluk gibi. Kendisine her türlü rolü biçiyor, kendine göre yorumlar icat ediyor, toplumu yanlış yönlendiriyor. Bu kadar yetki tanınırsa, olacağı bu

"
"