TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkındaki, Gezi davasında 18 yıl hapse mahkûm edildiğine ilişkin karar TBMM Genel Kurulu’nda 30 Ocak'ta okundu.
“Mahkemeniz fiilen yok sayılmaktadır.
Anayasa Mahkemesi (AYM) derece mahkemeleri tarafından tanınmamaktadır.
Anayasa Mahkemesi kararlarına derece mahkemeleri tarafından uyulmamaktadır.
Derece Mahkemeleri tarafından Anayasa (de facto) askıya alınmıştır.
Mahkemeniz Can Atalay hakkında ne karar verirse versin uygulanmayacaktır. Vermiş olduğunuz ve vereceğiniz kararlar fiilen ve kısmi olarak uygulamaya kapatılmıştır.”
Bizim Anayasa Hukukumuz açısından tarihi bir hatırlatma. 1961’de kurulan Anayasa Mahkemesi’nin 63 yıl içinde ilk kez karşılaştığı bir durum. O nedenle tarihi bir metin.
Anayasa ihlalleri ortasında, sanki hiçbir şey olmamış gibi, hayatın devam etmesine hukuki bir isyan, anayasal krizin adının konması.
Bu ifadeler Can Atalay’ın avukatları Fikret İlkiz, Evren İşler, Yalçın Deniz Özen, Akçay Taşçı imzasıyla Anayasa Mahkemesi’ne bugün gönderilmesi beklenen metinde yer alıyor.
İmza sahiplerinden avukat Fikret İlkiz bu metni “başvuru değil, Anayasa Mahkemesi’ni bilgilendirme” olarak tanımlıyor.
Uyarı AYM’ye ancak, günümüzde hukuk uygulamalarının da özeti.
Maddeler 2, 11, 13, 36, 67, 83, 138, 148, 153
Can Atalay Gezi davasından tutuklu, geçen yıl 14 Mayıs seçimlerinde milletvekili seçiliyor, buna rağmen tahliye edilmiyor.
Avukatlar İlkiz, İşler, Özen ve Taşçı 1 Şubat 2024’te Atalay’ın tahliyesiyle ilgili AYM başvurusunda Anayasa’nın 2, 11, 13, 36, 67, 83, 138, 148 ve 153. maddelerini hatırlatıyor.
Atalay sürecinde Anayasa’nın uyulmayan maddeleri bunlar. O maddelerin her biri hepimizin anayasal güvencesi.
Kişi hak ve özgürlüklerin, seçilme ve siyasi faaliyette bulunmanın, bireysel başvuru hakkının, AYM kararlarının istisnasız bütün siyasi, idari ve yargısal kurumları bağlamasının güvenceleri.
Aynı başvuru 14 Mayıs seçimlerinden sonra yaşananları da özetliyor.
13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin AYM kararına uymayışı, uymadığı kararı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne göndermesi, her aşamada avukatların bir üst mahkemeye itirazı, o itirazların geri çevrilmesi, hatta 3. Daire’nin Atalay’ın tahliyesi yönünde oy kullanan AYM yargıçları hakkındaki suç duyurusu, AYM’nin bir kez daha hak ihlali kararı vermesi, o karara yine uyulmayışı.
Milletvekilliği düşürüldü
İhlal içinde ihlal devam ederken, uyulmayan AYM kararlarından sonra Yargıtay Meclis’te yarın olağanüstü toplantıya giden yolun adımını atıyor. Meclis’e yazı gönderiyor, “Can Atalay’ın milletvekilliği düşürülmelidir!..”
Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş bir bahaneyle yurt dışına gidiyor, “bu olayda ben yokum” mesajı. Yargıtay’ın yazısını 30 Ocak 2024’te Meclis’te AKP’li eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ okuyor, Atalay’ın milletvekilliği düşürülüyor.
Bu karar da “yok hükmündedir”
Milletvekilliğinin düşürülmesinin iptali için Atalay yeniden AYM’ye başvuruyor.
AYM 22 Şubat 2024 tarihinde “Meclis’in düşürme kararı geçersizdir, Atalay milletvekilidir” diyor.
İşte, yarın Meclis o kararı görüşmek için olağanüstü toplanıyor. Çünkü, AYM’nin o kararı Meclis tatile girdikten bir gün sonra 1 Ağustos’ta Resmi Gazete’de yayınlanıyor. Avukatlara göre, bu kararın yaklaşık altı ay sonra yayınlanması ayrı bir hak ihlali.
Bilgilendirmenin böylesi
Avukatlar İlkiz, İşler, Özen ve Taşçı’nın imzasıyla AYM’ye bugün gönderilecek yazı aynı tonda devam ediyor:
“-25 Ekim 2023 tarihli kararınız yok sayılmış, uygulanmamıştır.
-21 Aralık 2023 tarihli kararınız yok sayılmış, uygulanmamıştır.
-22 Ocak 2024 tarihli kararınız yok sayılmış, uygulanmamıştır.
-Uyarılarınıza rağmen, hak ihlalleri devam etmiştir.
-Kararlarınız uygulanmaya değer görülmemektedir.
-Kararlarınız ısrarla reddedilmektedir.
-Hak ihlalleri giderilmemekte, her geçen gün yeni ihlaller yaratılmaktadır.”
Bu arada isim vermeden, Cumhurbaşkanlığı danışmanlarından Mehmet Uçum’un bu sürecin her aşamasında AYM kararlarını hiçe sayan açıklamaları da AYM’nin dikkatine getiriliyor.
AYM bu “bilgilendirmeye” nasıl bir tepki verir?..
Yarın ne olabilir?
Avukatların bu çıkışı AYM’nin “Atalay’ın milletvekilliği düşmemiştir” kararını görüşmek üzere yarın olağanüstü toplanacak Meclis’e de bir hatırlatma.
Yarın?..
Hukuku filan geçin, karar buz gibi siyasi.
Siyasi olunca da...
“Ben hukuk filan tanımam, ben ne dersem o” hırsının örneği.
Kaldı ki...
Hukukun insafsızca katledilmesinde “AKP’deki MHP gölgesinin” ciddi payı var. Otoriterleşmede MHP zaman zaman AKP’nin de önüne geçiyor.
MHP “Can Atalay hapisten çıkmayacak, Meclis’e gelmeyecek” diyorsa, AKP’nin aksi karar alması zor. Alırsa, büyük sürpriz olur.
Yarın kim bilir ne gibi demagojilere tanıklık edeceğiz.
Bir de AYM’nin ne yapacağına.
Yalçın Doğan kimdir?
Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.
Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.
1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.
Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.
Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.
|