05 Mart 2020

"Ayı ile dans, ayı yorulduğunda sona erer"

Her yıl 3 Mart’ta aynı kutlamayı yapıyor mu, bilmiyorum. Ama, tam Erdoğan - Putin görüşmesinden iki gün önce bu kutlama, sanki bir başka "mecaz" niteliğinde

"Makarov"... 1877 - 78 savaşında, tarih kitaplarına "93 Harbi" olarak geçen Osmanlı - Rus Savaşı'nda, Rus donanmasına komuta eden "Amiral Makarov" Osmanlı donanmasına ilk darbeyi indiriyor.

Geçen hafta boğazdan iki Rus savaş gemisi geçiyor ve Akdeniz’e iniyor. O gemilerden birinin adı, "Makarov"... Rus donanmasında onca savaş gemisi varken, Rusların boğazdan geçerek Akdeniz’e gönderdikleri iki gemiden biri bu!.. Tam da, bugünlerde!.. 93 Harbi’nde Osmanlı donanmasında gemi batıran amiral!..

İdlib saldırısında Türk - Rus ilişkilerinin gerildiği, son anda bir değişiklik olmaz ise, Tayyip Erdoğan’ın bugün Moskova’da Putin ile bir araya gelmesinden kısa süre önce...

Malum, Ruslar dış politikada "mecazı" çok sever. Yani, karşı tarafa mesaj vermek isterken, onu doğrudan dile getirmek yerine, bu tür manevralardan hoşlanır.

Ayastefanos'u hatırlamak

Önceki gün, 3 Mart günü, Ruslar bir başka "mecaz" ile karşımıza çıkıyor. Önceki gün Rus Dışişleri Bakanlığı kendi resmi hesabından bir tweet atıyor, şöyle:

"1877 - 78’de Bulgaristan’da acımasız bir Rus - Türk Savaşı meydana geldi. Bulgaristan bu günü ulusal bayram olarak ilan etmiş, Ulusal Bağımsızlık Günü olarak, Osmanlı’nın egemenliğinden çıkan San Stefano Anlaşması'nın imzalandığı günü seçmiştir."

Rus Dışişleri Bakanlığı'nın sözünü ettiği "San Stefano", bizim tarihimize "Ayastefanos Anlaşması" diye geçen 3 Mart 1878 tarihli Osmanlı - Rus Anlaşması. Ayastefanos, bugünkü İstanbul Yeşilköy, anlaşma Yeşilköy’de bir köşkte imzalanıyor. Osmanlı’nın, kaybettiği savaşın ardından imzalamak zorunda kaldığı en ağır anlaşmalardan biri. Buna göre:

"- Kars, Ardahan, Batum, Artvin, Doğu Beyazıt, Eleşkirt Rusya’ya bırakılıyor.

- Ruslara 30 bin ruble savaş tazminatı ödeniyor.

- Sırbistan, Romanya, Karadağ Osmanlı’dan kopuyor ve bağımsızlığına kavuşuyor.

- Bağımsızlığına kavuşan bir başka ülke, Bulgaristan’da yeni bir krallık kuruluyor".

Bu anlaşma ile Ruslar Balkanlar'da çok ciddi biçimde söz sahibi oluyor. Gerçi, bunun ardından Avrupa ülkelerinin müdahalesiyle imzalanan Berlin Anlaşması Rusları Balkanlar'da durdurmaya çalışıyor ama, Balkanlarda Sovyetler Birliği’nin 1990’larda çöküşüne kadar sürecek bir egemenliğin kapısı açılıyor.

Ve Rus Dışişleri Bakanlığı 3 Mart günü, iki gün önce Rusya 1877 - 78 Savaşı'na gönderme yaparak, Bulgaristan’ın ulusal gününü kutluyor.

Her yıl 3 Mart’ta aynı kutlamayı yapıyor mu, bilmiyorum. Ama, tam Erdoğan - Putin görüşmesinden iki gün önce bu kutlama, sanki bir başka "mecaz" niteliğinde.

Kutlamanın ötesinde, anlaşmadaki koşullar, Osmanlı’nın toprak kaybı, ödemek zorunda bırakıldığı tazminat... Bugün beklenen Erdoğan - Putin görüşmesi öncesinde hiç hoş olmayan hatırlatmalar. Ancak, Rusların dış politika meşrebine uygun manevralar...

Ve de Soçi'ye gönderme

"Mecaz" dün son buluyor. Ruslar dün doğrudan ve net dil kullanıyor. Rus Dışişleri Bakanlığı dün resmi açıklama yapıyor:

"Türkiye Suriye’de asker sayısını arttırarak, uluslararası hukuku ihlal etmiştir. İdlib’de silahsızlandırılmış bölge yaratmayı başaramamış, militanlara yardım etmiş, Soçi Mutabakatı’na uymamıştır."

Haydi bakalım!.. Erdoğan kim bilir kaç kez, "Rusların Soçi Mutabakatı'nda verdiği sözü tutmadıklarını" tekrarlarken, Ruslar ilk kez ve dün, Erdoğan - Putin görüşmesinden 24 saat önce, araya "mecaz" sokmadan, doğrudan ve resmen Türkiye’yi suçluyor. "Militan" dedikleri, Özgür Suriye Ordusu, Esad muhalifleri.

Perşembenin gelişi

Şu sürece topluca bakıldığında, Moskova’da bugün neler yaşanacağı az çok belli.

Erdoğan "İdlib saldırısına açıklık getirmesini" isteyebilir. "Hava sahasının açılmasını" isteyebilir. Asıl "Soçi Mutabakatı'nda verilen sözlerin yerine getirilmesini" isteyebilir. Ancak, o konuda Ruslar tersini düşünüyor.

Putin "Türkiye’nin gözlem noktalarıyla ile ilgili yeni bir sınır" önerebilir. "Ateşkes" önerebilir. Kim bilir başka neler? Kaldı ki, bunlar yaşanırken, başından beri, Rusya ile Amerika’nın el altından görüşme yürüttüğüne ilişkin hiç kuşkum yok.

Bugün perşembe, Moskova’da zor bir gün... Bir Rus atasözü var:

"Ayı ile dansa kalkarsan, dans sen istediğin zaman değil, ayı yorulduğu zaman sona erer!.."

Yazarın Diğer Yazıları

Ecevit, Lenin, Birand, Mengü: Savaşlara basın da ışık tutar

Salih Müslim Temmuz 2013 ile Ekim 2014 arasında Ankara’ya üç kez geliyor, kırmızı halılarda karşılanıyor, o sırada yine PYD’nin başında...

Colani-Türkiye: “Maslahata destek!”

Colani, bir röportajında “Türkiye ve Suriye’nin arasında geçmişten gelen tarihi ve coğrafi bir bağlılık var. Bunu çok iyi idrak ettik. İki halkın maslahatına destek vermek istiyoruz” diyor. Burada kullandığı “maslahat” sözcüğü İslami bir kavram. Türkiye ile kurmak istediği ilişki diplomatik olmaktan çok İslami temelli bir ilişki mi?

Zafer çığlıkları gölgesinde parçalanma: Nüfus bilgileri sıfırlandı

İsrail Suriye halkının nüfus, pasaport ve istihbarat kayıtlarının yer aldığı binaları bombalıyor, o kayıtları yok ediyor. Böylelikle kim kimdir, nerede yaşıyor, aidiyeti ne, bunları sıfırlıyor. Bombalayacak başka yer mi yok?

"
"