08 Eylül 2018

AKP'nin içten fethi: “Cumhuriyet”

“Cumhuriyet” gidiyor, yerine ne geleceği belli değil

Cumhuriyet gazetesinde hapse giren meslektaşlarımız aleyhine savcı tarafından tanık olarak çağrılanlardan beşi dün ödüllendiriliyor.

Cumhuriyet Vakfı’nın yeni yönetim kurulu üyesi oluyorlar.

Dün Cumhuriyet’te yaşanan hikâye ibretlik.

Dün yaşanan hikâyenin aktörleri çok tanıdık, bazıları malum, bazıları hayal kırıklığı.

Dün yaşanan hikâye “bir gazetenin köprüden önce son çıkışının” ibretlik dramı. Bu hikâyede rol alan aktörler başta olmak üzere, ilerde iletişim fakültelerinde ders olarak okutulacak türde.

Dün yaşanan hikâye günümüz iktidarının, kendisine muhalefet eden medyadan kopardığı yeni bir parçanın hazin bir uzantısı.

“Hazin”, çünkü Cumhuriyet’in AKP tarafından fethine çanak tutanlar, bir ikisi hariç, Cumhuriyet’in içinden yetişenler.

O hariç olanlar, “dış kapının mandalı”.

Şu “vakıf” masalı

Her şey “Cumhuriyet Vakfı’nın genel kurulu” üzerinden ateşlenen tartışmayla başlıyor.

Nisan 2014’te Cumhuriyet Vakfı’nın olağan genel kurulu yapılıyor. Orada yeni yönetim kurulu seçiliyor.

Üyelikleri düşen eski yönetim kurulu üyelerinden Alev Coşkun, Şevket Tokuş, Mustafa Pamukoğlu genel kurulun “geçersiz” sayılıması için dava açıyor. O davaya Mustafa Balbay müdahil olarak katılıyor.

Yargıç karar vermek amacıyla bilirkişi belirliyor. Bilirkişi raporu “genel kurul meşrudur” yönünde çıkıyor.

Mahkeme kararından bir gün önce Mustafa Balbay dilekçe vererek, “meşru değildir” itirazında bulunuyor.

AKP’den kritik adımlar

Şimdi sıkı durun:

1-Vakıf genel kurulunun meşru olduğuna tam karar verecek iken, davaya bakan yargıç emekli oluyor. Bak sen şu işe!..

2-Derken ikinci adım geliyor.

O sırada Vakıflar Genel Müdürü değişiyor. Bak sen şu tesadüfe!..

3-Derken üçüncü adım geliyor.

Yeni genel müdür yeni bir “bilirkişi” atıyor.

Atanan bilirkişi “bir arkeolog”. Bak sen şu işe!..

Ve o “arkeolog” işinin ehli!.. “Genel kurul meşru değildir” diye rapor veriyor.

4-Derken dördüncü adım geliyor. Emekli yargıcın yerine atanan yeni yargıç “genel kurul meşru değildir ve yenilenmelidir” kararına varıyor. Bak sen şu işe!..

Yargıtay mahkeme kararını onaylıyor, yeni bir genel kurul yapılmasına karar veriyor.

5-Derken beşinci adım geliyor, dün genel kurula gidiliyor ve vakıf yönetimi değişiyor.

2014 Nisan - 2018 Eylül, dört buçuk yıl süren, sonu önceden belli hukuk macerası dün öğleden sonra bir ezan vaktinde sona eriyor.

Yoook, bu kadar değil, bu süre içinde medya ve hukuk tarihine geçecek çok önemli bir olay var.

Tutuklamalar

Son üç, dört yılda pek çok kurum ve kişide yaşanan olay Cumhuriyet’te görev yapan on iki meslektaşımızın başına geliyor, onlar bir gece ansızın tutuklanıyor.

Suçlamalar malum, “FETÖ’cülük filan” gibi. Cumhuriyet ve FETÖ’cülük!..

Ve “terör örgütü üyesi olmamakla birlikte, teröre yardım ve yataklık” filan gibi. Yaklaşık yüz yıldır, kurulduğu günden bu yana teröre karşı çıkmış Cumhuriyet’te teröre yardım ve yataklık!..

Duruşmalar boyunca bu iddialar iflas edince, devreye vakıf iddiaları giriyor:

“Tutuklanan ve hakkında dava açılan kişiler Cumhuriyet Vakfı tüzüğüne uymadılar, tüzüğü ihlal ettiler”

Bak sen şu işe!..

Vakıf özel bir vakıf, kim uyar, kim uymaz, kime ne?.. Hele de tutuklama ne oluyor?..

Tüzük, müzük o kadar havada ki, o meslektaşlarımız hapis yattıkları ile kalıyor ve aylar sonra tahliye ediliyor.

Ama, o sırada ne oluyor?

Zurnanın zırt dediği yer

Meslektaşlarımız tutuklu iken, görülen davada ortada elle tutulur bir suç yok, mahkeme vakıfla ilgili duruşmalar serisine geçiyor.

Savcı iddialarını pekiştirmek amacıyla oraya kimleri tanık olarak çağırıyor?..

Alev Coşkun, İnan Kıraç, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Aykut Küçükkaya’yı...

Bu kişilerin ifadeleri kem küm ama, yine de savcılık tarafında...

O duruşmalar sırasında ayyuka çıkan iddialar var.

Bu iddialar arasında en önemli olanı şu, yani zurnanın zırt dediği yer:

AKP bu davayla yakından ilgileniyor.

Çünkü, Cumhuriyet’in yayınlarından elbette memnun değil.

Zırtın da zırtı var

Peki, dün vakfın yeni yönetim kuruluna kimler seçiliyor?..

Zurnanın zırt dediği yerin zırtı burada. Yeni üyelerden vurgulanması gerekenler şöyle:

Mahkemede savcının tanıkları, Alev Coşkun, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, İnan Kıraç...

Vakfın genel kurulunun yenilenmesi için dava açanlardan Şevket Tokuş, müdahil Mustafa Balbay...

Yeni genel yayın yönetmeni ise, Aykut Küçükkaya.

Bir de, isimlerini geçiniz, gökten zembille inen bir kaç kişi. Bak sen şu işe!..

Ama, şunu eklemek isterim:

Çok eski arkadaşım Ali Sirmen’in bu listede yer almasına şaşırıyorum.

Ali hariç, yıllarca birlikte çalıştıkları insanlar aleyhine tanıklık edenler, şimdi vakıf üzerinden  Cumhuriyet’i ele geçiriyor.

Onlar mı ele geçiriyor yoksa gerçekte kimler?..

Bir çınar devriliyor. Medya tarihinin yazacağı bir hikâye. 32 kısım tekmili birden.

“Cumhuriyet” gidiyor, yerine ne geleceği belli değil.

Yazarın Diğer Yazıları

Zafer çığlıkları gölgesinde parçalanma: Nüfus bilgileri sıfırlandı

İsrail Suriye halkının nüfus, pasaport ve istihbarat kayıtlarının yer aldığı binaları bombalıyor, o kayıtları yok ediyor. Böylelikle kim kimdir, nerede yaşıyor, aidiyeti ne, bunları sıfırlıyor. Bombalayacak başka yer mi yok?

İngiliz + Amerikan planı: Suriye şimdilik Colani’ye emanet

Erdoğan onca kavgadan sonra, nasıl ki Mısır lideri Sisi ile anlaştı, Yunanistan ile anlaştı, AB ile anlaşmaya çalışıyor, diktatör Esad ile de anlaşmak için yollara düştü. Bütün olanların toplamında: İsrail ile yeniden el sıkışırsa... Artık yeni bir “İleri Üçlü” görmeye hazırlanın!.. Türkiye - Amerika - İsrail.

Diyanet imparatorluğunun freni patlamış!

AKP iktidarında artan bütçesi, artan personeli, artan yetkileriyle donatılan Diyanet İşleri Başkanlığı fiili ve sembolik kazanımlarıyla imparatorluk gibi. Kendisine her türlü rolü biçiyor, kendine göre yorumlar icat ediyor, toplumu yanlış yönlendiriyor. Bu kadar yetki tanınırsa, olacağı bu

"
"