11 Nisan 2019

AKP seçmeni: “Eee, yetti artık”

İstanbul’da seçimin yenilenmesi halinde, AKP seçmeni nasıl davranır?..

Binali Yıldırım yeniden aday olur mu?.. Yeniden aday olmak istiyor mu?.. Yoksa, artık böyle bir niyeti yok mu?..

Ankara kaynaklı bazı kulis soruları bunlar.

*

Bizim siyasi tarihimizde eşi, benzeri görülmeyen bir “skandalın” yaşanması halinde, skandal ötesi, görülmemiş anti demokratik bir karara giderse, unutulmaz kara bir leke olarak, İstanbul’da seçimler yenilenirse...

1-Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli tarihe nasıl geçer?..

2-Seçimlerin yenilenmesi kararını alan Yüksek Seçim Kurulu tarihe nasıl geçer?..

Çünkü, hiç bir anti demokratik uygulama aradan elli yıl, altmış yıl geçse de, unutulmuyor. Ve demokrasiye aykırı uygulamalara imza atanlar, kuşaklar boyunca hep o kararları, o tavırları ile anılıyor.

Binali Yıldırım bilmecesi

Bu arada...

AKP adına ekranlarda görünen bir, iki kişi, biri eskiden bilinen, diğeri yeni zuhur eden kişi, İstanbul seçimleri üzerine sürekli açıklamada bulunuyor.

Ama...

AKP İstanbul adayı Binali Yıldırım’dan hiç ses yok!.. Ne bir ses, ne bir nefes!..

Neden?..

Ankara kulislerinde dolaşan bir rivayete göre...

Binali Yıldırım, seçimin yenilenmesi halinde, acaba yeniden aday olmak istiyor mu?..

En azından kulislere böyle bir sorunun düşmüş olması bile, AKP’deki karmaşayı, seçime dönük birbiriyle çelişen farklı görüşlerin varlığını gösteriyor.

Gerçekten yeniden aday olmak istiyor mu?..

İstemiyorsa, onu yeniden ikna etmek mümkün olur mu?..

Bunlar da, arkadan gelen sorular.

Rahatsız bir seçmen kitlesi

Hemen ardından gelen diğer soru şu:

İstanbul’da seçimin yenilenmesi halinde, AKP seçmeni nasıl davranır?..

Gelen bilgiler AKP için hiç parlak değil.

-AKP seçmeni günlerdir süren oy sayımından bıkmış bulunuyor.

-İleri sürülen iddiaların çoğunun gerçek olduğuna inanmıyor.

-Ekrem İmamoğlu’nun seçimi kazandığını ve mazbatasının bir an önce verilmesi gerektiğini düşünüyor.

-AKP’nin bu süreçte yıprandığına inanıyor.

-Ve... Seçim yenilenirse, İmamoğlu’nun yüzde elliyi aşan oranla seçileceğini tahmin ediyor.

AKP seçmeni ile parti on yedi yıl sonra ilk kez bu ölçüde ayrışıyor.

Seçmeni ile partisi arasına ilk kez mesafe giriyor.

Ve bu mesafenin siyasi sonuçlar yaratması kaçınılmaz.

Bekir Bozdağ’dan inciler

Dün söylenenler bugün tutmuyor. Bugün söylenenler ise, dün söylenenlere taban tabana zıt.

Seçim, sandık, demokrasi, hepsi birbiriyle çelişiyor. Kural, ilke filan hak getire, o gün için hangisi geçerli ise, ön planda o vurgulanıyor.

Son örneklerden biri, sosyal medyaya düşen Bekir Bozdağ’ın bir konuşması.

On üç ay önce 5 Mart 2018’de, o tarihte Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü olan Bekir Bozdağ Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında kameralar karşısına geçiyor. Bakanlar Kurulu’nda “seçim güvenliğinin” görüşüldüğünü açıkladıktan sonra:

“Sandıklarda hile yapıldığı öne sürülüyor. Oysa, her sandıkta her partinin bir üyesi var. Oyların sayımı ve dökümünde her şey sandıktaki parti temsilcileriyle birlikte yapılıyor. Her sandık sonucu YSK tarafından verilen bir link üzerinden partilerin genel merkezlerine gönderiliyor.

Bir sandıkta bütün partilerin anlaşması olmadıkça, oradaki kamu görevlisinin hile yapması imkansız hale geliyor”.

Ve daha sonra bugünlere ışık tutan, AKP’nin bugünkü iddiaların çürüten şu cümleyi söylüyor, AKP Başbakan Yardımcısı:

“O yüzden Türkiye’de, kim ‘sandıkta hile yapılıyor’ diyorsa, bilin ki, kaybetmiş ve kaybetmesine bahane arıyor demektir”.

“Hile var” diyen, demek ki, kaybetmesine bahane arıyormuş!..

Bozdağ “çok net” konuşuyormuş

Deştikçe, arşivden inci yağıyor!.. Bozdağ hızını alamıyor:

“Çok net söylüyorum, muhalefetin ana amacı başarısızlıklarına kılıf bulmak, suçu seçim kuruluna atmak, suçu hileye, hurdaya atmak”.

Üstelik, Türkiye’deki seçim dünyaya örnekmiş!..

“Türkiye’de hilenin hurdanın olmadığı yer seçimdir. Seçim Türkiye’de dünyaya örnek şekilde yapılıyor. Yüksek Seçim Kurulu bu anlamda Türkiye’nin güvenilir kurumlarından biridir”.

Madem bu kadar güvenilir, madem hile, hurda yok, o zaman AKP günlerdir neden “hile var” diye bağırıyor?..

Tıpkı, AKP Başbakan Yardımcısının söylediği gibi, “başarısızlığa kılıf mı arıyor?..”

Yine de, bu ölçüsüzlükler içinde ana soru, baştaki soru:

Ya Binali Yılıdırım yeniden aday olmak istemiyorsa?..

Yazarın Diğer Yazıları

Bu karanlıkta Tuncer Bakırhan’ın “demokratik zemini müsait!..”

Orta Çağ benzeri, hiç olmadığı kadar karanlık, karanlık, karanlık günler!..

Acıklı bir güldürü: Asgari Ücret Komisyonu

Kendisine yakın sermaye gruplarının vergilerini defalarca siliyor, onlara defalarca teşvik armağan ediyor. Sildiği milyarlarca lirayı asgari ücretlilere aktarsa... Milyonlarca çalışan hiç böyle “acıklı bir güldürü” izlemek zorunda kalır mı?.

Ecevit, Lenin, Birand, Mengü: Savaşlara basın da ışık tutar

Salih Müslim Temmuz 2013 ile Ekim 2014 arasında Ankara’ya üç kez geliyor, kırmızı halılarda karşılanıyor, o sırada yine PYD’nin başında...

"
"