Ülkede günün büyük bölümünde internet çalışmıyor. Mesajlar engelleniyor. Halk arasında yönetimin görevlendirdiği "muhbir vatandaşlar" dolaşıyor. Herkese korku salınıyor. Tam "otoriter" sistem.
Buna rağmen...
Akaryakıta yapılan zamlar üzerine halk sokaklara dökülüyor. Hükümeti protesto ediyor. Polisin cop kullanması, biber ve şok bombaları atması toplanan protestocuları dağıtmaya yetmiyor.
İki gün önce OHAL ilan ediliyor, protestolar dinmiyor...
Bunun üzerine...
"Devlet Başkanı Kasım Cömert Tokayev hükümetin istifasını kabul ediyor.
Kazakistan'da..."
"Siz" kimsiniz, "biz" kimiz?
Garip tesadüf...
Kazakistan'da hükümet protesto eylemelerinden dolayı istifa ederken...
Hemen hemen aynı saatlerde...
Tayyip Erdoğan yine bir toplantıda, bizdeki muhalefeti hedef alarak:
"Utanmadan sıkılmadan, sokaklara döküleceklermiş. Siz 15 Temmuz'u görmediniz mi?.. Nereye dökülürseniz dökülün, 15 Temmuz'da sokağa dökülenlere bu millet nasıl dersini verdiyse, siz de aynı dersi alırsınız. Hepinizi önümüze katarız, gideceğiniz yere kadar kovalarız."
Bir yandan yeni bir kutuplaşma, öte yandan tehdit...
Üstelik, yaptığı 15 Temmuz karşılaştırmasıyla muhalefetin yapmayı planladığı mitingler arasında en küçük bir benzerlik yok.
"15 Temmuz açık bir darbe girişimi.
Muhalefet ise, demokratik ve anayasal hakkını kullanmak amacında.
Bu hakkı kullanmanın darbe girişimiyle ne ilgisi var?..
Bu hakkı kullanmanın ‘utanmak ve sıkılmakla' ne bağlantısı var?..
Kaldı ki, ‘gideceğiniz yere kadar kovalarız, ders veririz' ne demek?..
Yine ‘siz ve biz' ayrımı!.. Yine kutuplaştırma!.."
‘Siz' kimsiniz?..
‘Biz' kimiz?..
Katar'da maç
Zamlar ve zamlar, enflasyon ve enflasyon, geçim derdi ve geçim derdi herkesin boğazını sıkarken...
Dün yine garip bir olay daha yaşıyoruz.
"Beşiktaş ile Antalyaspor Süper Kupa Finali oynanıyor.
Nerede?..
Katar'da!.."
Ne alaka?..
İki Türk takımı kendi aralarındaki final maçını Katar'da oynuyor!..
Türkiye'de saha kalmıyor, iki takım Katar'a taşınıyor!..
Nasıl oluyor bu iş?..
"Maçın Katar'da oynanması emri tepeden geliyor."
Majestelerinin Futbol Federasyonu bu emir karşısında gıkını çıkartamıyor ve emri Beşiktaş ile Antalyaspor'a iletiyor.
Antalyaspor'u bilemem ama, Beşiktaş camiası, hele de "çArşı" buna karşı.
Durup dururken o kadar yolculuk, yorgunluk, masraf...
Neden böyle bir emir?..
"Saray bastırıyor, Katar'la ilişkileri sıkı tutmak için, futbolu alet ediyor."
Ama, amaçlarına hizmet etmiyor, çünkü herkes bunu çok gereksiz buluyor.
Tank Palet'ten ses yok
Hazır Katar demişken...
Sakarya'daki "Tank Palet Fabrikası..."
Türkiye üç yıl önce fabrikanın işletmesini 25 yıllığına Katar'a veriyor.
Ne karşılığında?..
O nutukları hatırlıyorum:
"Katar on sekiz ay içinde tank üretecek ve bize verecek."
Hani nerede?..
Aradan iki tane on sekiz ay geçiyor, tank gören var mı?..
Antalya Limanı
Katar aşkı devam ediyor.
"Antalya Limanı..."
Halen Katar işletiyor.
Neden Katar?..
Neden biz değil?..
Orada da bitmiyor:
"Antalya Limanı halen Katar tarafından işletildiği halde, o süre henüz bitmediği halde, limanın işletme süresini şimdiden 49 yıllığına Katar'a devretme hazırlığı var."
Neden şimdiden?..
Yarın bunlar iktidardan düşüyor, giderayak, hâlâ Katar aşkı.
Senin karşında
Sağda solda Katarlıların satın aldıkları arazileri de unutmadan...
Bunlar iktidardan gittiklerinde, "Katar aşkının" nerelere, neden uzandığı ortaya nasılsa çıkar.
Sen Katarla ilişkiyi yakın tutmak için bir maçı oraya aldırmaya kadar adım atıyorsun ama...
"Katar en ciddi siyasal konularda, örneğin Doğu Akdeniz'de petrol ve doğalgaz arama çalışmalarında, seni reddeden, seni dışlayan ülkelerle birlikte aynı safta yer alıyor!..
Senin karşına geçiyor!.."
Sen maçla idare et..