DEM Partili Ahmet Türk ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli
“Ahmet Türk Bey değerli bir şahsiyet. Ağalık vasfına sahip bir insan. Görüşme talebi bize intikal etmedi ama, görüşme arzusu olursa, her zaman görüşebiliriz.”
Bu söz MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye ait.
Terörünün sona erdirilmesi amacıyla Bahçeli yaklaşık bir ay önce bir öneri ortaya atıyor:
“Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM’de DEM Parti grup toplantısında konuşsun, terörün tamamen bittiği, örgütün lağvedildiğini haykırsın!"
Tayyip Erdoğan düne kadar bu öneriye doğrudan vurgu yapmadan, “terörü bitirmekte kararlıyız’” gibi beylik laflarla Bahçeli’ye destek veriyor.
Ama, dün ilk kez “Bahçeli’nin çağrısı ortak vizyonumuzdur” diyor.
Ne var ki, o “ortak vizyonun” yol haritasından, tanımından, ayrıntılarından söz etmiyor.
Bu sefer DEM İmralı’ya
Bahçeli fikir değiştiriyor, bir ay önce “Apo Meclis’e DEM’e gelsin” derken, şimdi:
“DEM İmralı’ya gitsin, Apo ile görüşsün.”
Apo’nun Meclis’e gelmesine Erdoğan itiraz etmiş olabilir mi?..
Bahçeli’nin “DEM İmralı’ya gitsin” lafından birkaç saat önce DEM Genel Başkan Yardımcısı Sevtap Akdağ ile Diyarbakır’a bağlı Kayapınar Belediye Başkanı Cengiz Dündar gözaltına alınıyor, Dündar’ın yerine kayyım atanıyor.
DEM yönetimi İmralı’ya gidecek ama, partinin genel başkan yardımcısı gözaltında!.. Bazı belediyeler kayyıma emanet, başkanları gözaltında!..
Erdoğan’ın sözünü ettiği “ortak vizyonda” bir gariplik yok mu?..
Üç kez görevden alınıyor
Gariplikler dizisi devam ediyor.
Bahçeli Kürt siyasetinin en önde gelen temsilcilerinden Ahmet Türk’ü öve öve bitiremiyor, Türk’ü “değerli bir şahsiyet” olarak tanımlıyor.
Çok güzel!.. Türk’ü birebir tanıyorum ve bu nitelemeye katılıyorum.
Ancak, ciddi bir sorun var.
Bahçeli’nin ölümüne ortaklık kurduğu AKP 2014, 2019 ve en son 2023 seçimlerinde Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığını ezici çoğunlukla kazanan Ahmet Türk’ü üç seçim sonrasında da görevden alıyor, yerine kayyım atıyor!..
Üstelik, ‘terör örgütü üyesi olmak, terör propagandası yapmak” suçlamasıyla.
Bahçeli’nin tanımıyla Ahmet Türk madem “değerli bir şahsiyet” o zaman üç seferdir yerine neden kayyım atanıyor?..
Ahmet Türk siyasette çok çile çekmiş, hakkında pek çok dava açılmış, hapislere girip çıkmış, 12 Eylül askeri darbe döneminde Diyarbakır Askeri Cezaevi’nde işkence görmüş seçkin bir kişi.
Yoksa...
Ahmet Türk’e Erdoğan’ın dile getirdiği ‘ortak vizyonda’ bir görev mi düşünülüyor?..
O zaman belediye başkanlığından neden alınıyor?..
Unutmak yanlış
Bunlar yaşanırken, AKP-MHP ortaklığının temel amacını unutmak yanlış.
DEM ile anlaşmak gerek ki, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adaylığını bir kez daha sağlayacak düzenlemelerde DEM onların yanında olsun.
Anlaşılan “ortak vizyon” kayyım atayarak, DEM’e gözdağı vererek birlikte yürütülecek, DEM bunu nereye kadar, nasıl kabul edecek, sonuçta ortaya ne çıkacak?..
* * *
DMM’den saklamaya değer bir açıklama
Milli Savunma Bakanlığı bütçesi görüşülürken tartışma çıkıyor, komisyon başkanı toplantıya ara veriyor, Bakan Yaşar Güler salondan ayrılıyor. Her zaman görülen, sıradan bir olay. Bazı siteler ve sosyal medya bu sıradan olayı doğal olarak haberleştiriyor.
Ardından Cumhurbaşkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nden (DMM) gelen açıklama dudak uçuklatıyor.
Şöyle:
“Bazı basın yayın organlarında yer alan ve sosyal medya hesaplarında paylaşılan ‘Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler komisyonu terk etti’ iddiası doğru değildir. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda toplantı düzeninin bozulması nedeniyle Komisyon Başkanı oturuma ara vermiş, Bakan Yaşar Güler de verilen ara dolayısıyla salondan ayrılmıştır. Bakan Güler ara sonrasında komisyondaki yerini almıştır.”
Buraya kadar sorun yok, normal bir açıklama. “Terk etti” demek yerine “salondan ayrıldı” demek neden bu kadar önemli anlamak zor ama, yine de açıklama açıklamadır.
Ancak, açıklamanın bundan sonrası “AKP’nin medya baskısı merakını” gözler önüne serecek ölçüde vahim. İnanmayacaksınız, aynı açıklama şöyle devam ediyor:
“Milli Savunma Bakanlığı kamuoyunu manipüle etmeye yönelik asılsız iddialar hakkında hukuki işlem başlatacaktır.”
Ne?..
“Terk etti” demek manüplasyon mu?.. Yani, kasıtlı ve yanlış bir yönlendirme mi?..
“Hukuki işlem” mi?..
Arkadaşlara Türkçe Sözlük armağan etmek gerek. Türkçe Sözlük’te “bir kişiden ya da bir yerden ayrılmak manasına gelen terk kelimesi etmek yardımcı fiili ile birlikte kullanılır” diye yazıyor. Türkçe Sözlük “terk etmek ile salondan ayrılmak” arasında fark var mı, yok mu, bu arkadaşların anlamalarına yardımcı olabilir.
Hele de bundan “hukuki işlem” çıkarmak mı?
Yoksa, altını çizmeye bile değmez böyle bir ayrımdan “hukuki işlem” çıkarma çabası medyaya yönelik baskıların tırmandığı bir dönemde yeni bir parmak sallama mı?..
Bu açıklamayı saklamak gerek, bir dönemi anlatması açısından ilerde yararlı olabilecek örneklerden biri çünkü.
Yalçın Doğan kimdir?
Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.
Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.
1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.
Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.
Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.
|