08 Temmuz 2020

3 milyar 750 milyon fide, 2071’e kadar su

Bir takke daha düşüyor, Kızlaryolu Barajı tam skandal, Melen Barajı ise, henüz o biçimde patlamış değil. Veysel Bey hâlâ bir açıklama yapmayacak mısınız?.. Saklanmaya devam mı?..

Çankırı, Devrez Kızlaryolu Barajı...

18 Aralık 2017 günü Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu bu barajın temelini atıyor. "450 milyon liraya çıkacak, ekonomiye 101 milyon lira katkı sağlayacak, 155 bin 650 dekar arazi sulanacak, baraj üç yılda bitecek" diyor.

Bir kaç gün önce Çankırı’ya giden dört CHP’li milletvekili "baraja ilişkin hiç bir iz bulamıyor, ortada ne temel var, ne de baraj!.."

Oysa, o günlerde yandaş TV’ler ve yandaş gazeteler anlı şanlı temel atma törenini, her zamanki gibi, büyük gürültüyle kamu oyuna duyurma yarışında!..

Ama, bugün görülüyor ki, atılan temel atılan nutuk ve yapılan törenden ileri gitmiyor.

Bu palavra karşısında, o günün kahramanı Veysel Eroğlu ya da herhangi bir AKP yetkilisinden çıt yok!..

En basit bir sorumluluk gereği, Veysel Eroğlu’nun çıkıp özür dilemesi gerekmiyor mu?.. Temel attığı törende attığı nutka rağmen, barajın neden yapılmadığını halka anlatması gerekmiyor mu?..

Sorular devam ediyor

Temel atma töreninde barajın 450 milyon liraya mâl olacağı belirtiliyor. 27 Haziran’da Devrez’e giden şimdiki Orman Bakanı Bekir Pakdemirli açıklama yapıyor:

"Barajın ismi değişti, barajın yapımı için ödenek yok."

Soru şu:

"2017 yılında barajın temeli atılırken de, o baraj için ayrılan ödenek yok muydu?.."

Sorudan soru çıkıyor:

"a- Ödenek vardı ise, baraj neden yapılmadı?..

b- Ödenek yoktu ise, olmayan parayla neden baraj temeli atıldı?.. Göz boyamak için mi?..

c- Ve neden üç yılda biteceği ilan edildi?.."

d- Ya da ödenek vardı ve fakat bir başka yere harcandı ise, o zaman nereye harcandı?.."

Halka saygısı olan siyasi iktidarlar dünyanın her yerinde bu gibi durumlarda çıkıyor, doğruları anlatıyor, özür diliyor. Köşe bucak saklanıp, insanların bu skandalı unutmasını beklemek gibi yeni bir ayıba imza atmıyor.

Orman ve su

AKP iktidarı sayısız siyasal ve hukuki aymazlıkların ötesinde, bir de çevreye zarar veriyor.

Herhangi bir köprü, bina, hava alanı, benzer bir yatırıma giderken, binlerce ağaç kesiliyor, göletler kurutuluyor, kentlerin nefes alma boruları tıkanıyor. O yörelerde iklimin değişmesine yol açıyor.

Ya da açılan maden ocakları, HES’ler, termik santrallar ile önce halk sağlığına ve halkın geçimine, sonra da çevreye verilen zararın haddi hesabı yok. Doğa tahrip ediliyor.

Bu yönde Türkiye’nin çeşitli yerlerinde açılan sayısız dava var, halkın direnişi var. İşte, daha geçen hafta Ilgın’da açılmak istenen maden ocaklarına direnen halkın feryatları var.

Orman ve Su İşleri Bakanı'nın önde gelen görevlerinden biri de ne?.. Çevreyi korumak!..

Veysel Eroğlu’nun Bakan olduğu dönemde çevre katliamına ilişkin tepkiler ortaya çıktığında, özellikle de ağaçların kesilmesi, ormanların yok olmasına ilişkin Eroğlu 28 Nisan 2017’de açıklama yapıyor:

"Üç milyar 750 milyon fide dikildi!.."

Bu rakam doğru mu, eğri mi, kanıtlamak mümkün değil. Üç milyar 750 milyon!.. Fideler yetiştiğinde, irili ufaklı binlerce orman eder!..

Kızlaryolu Barajı'nın atılan ve fakat yerinde yeller esen temel haberini okuyunca, nedense aklıma bu üç milyar 750 milyon fide geliyor!..

O kadar fide dikilmiş mi, dikilmemiş mi, ister istemez soru işareti doğuyor.

İstanbul'un suyu

Veysel Eroğlu deyince, aklıma bir başka açıklaması geliyor.

O sırada "Su İşleri Bakanı" ya...

İstanbul’un su sorunuyla uzun yıllar ilgileniyor, bu bir gerçek. Bakanlığı sırasında bir açıklama yapıyor:

"İstanbul’un su sorununu 2071 yılına kadar çözdük!.."

Aman ne kadar iyi!..

Eroğlu’ndan sonra Tayyip Erdoğan da İstanbul’un su sorununa ilişkin, "İstanbul’un 2040 yılına kadar su sorunu olmaz" diyor.

Ancak, geçen yıl Ekrem İmamoğlu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazandığında, Erdoğan, İmamoğlu’na hitaben:

"Devletten parayı alıyorsun, parayı yönetme sanatını icra etmen lazım, havalar böyle giderse, üç ay gibi bir süre sonra İstanbul susuzluğa doğru gidiyor" diyor.

E, hani 2040 ya da Eroğlu’nun 2071’i nerede?..

Melen barajı

İstanbul’un su sorunu ne zaman tartışılırsa, Veysel Eroğlu sürekli "İstanbul’un suyu Melen Barajından karşılanacaktır" diyor ve Melen Barajı’nı sık sık ve defalarca vurguluyor.

Bir süre önce ise, İmamoğlu:

"İstanbul’un su sorununu büyük ölçüde çözecek olan Melen Barajı Devlet Su İşleri tarafından söz verilen tarihin üzerinden yıllar geçmesine rağmen, hala bitirilmedi. Ne yazık ki, 20 - 25 yıllık süre içinde Melen Barajı sorunu çözülmemiştir."

AKP’nin siyasi stratejisini bilmeyen yok. İşine geldiği gibi:

- Pireyi deve yapmak, bol bol abartmak.

- Skandalları örtbas etmek.

- Olmayanı olmuş gibi, olanı olmamış gibi göstermek.

- Bunun için birlikte çalıştığı kişileri korkutmak, ağzını sıkı tutmasını sağlamak.

Bir takke daha düşüyor, Kızlaryolu Barajı tam skandal, Melen Barajı ise, henüz o biçimde patlamış değil.

Veysel Bey hâlâ bir açıklama yapmayacak mısınız?.. Saklanmaya devam mı?..

Yazarın Diğer Yazıları

Colani-Türkiye: “Maslahata destek!”

Colani, bir röportajında “Türkiye ve Suriye’nin arasında geçmişten gelen tarihi ve coğrafi bir bağlılık var. Bunu çok iyi idrak ettik. İki halkın maslahatına destek vermek istiyoruz” diyor. Burada kullandığı “maslahat” sözcüğü İslami bir kavram. Türkiye ile kurmak istediği ilişki diplomatik olmaktan çok İslami temelli bir ilişki mi?

Zafer çığlıkları gölgesinde parçalanma: Nüfus bilgileri sıfırlandı

İsrail Suriye halkının nüfus, pasaport ve istihbarat kayıtlarının yer aldığı binaları bombalıyor, o kayıtları yok ediyor. Böylelikle kim kimdir, nerede yaşıyor, aidiyeti ne, bunları sıfırlıyor. Bombalayacak başka yer mi yok?

İngiliz + Amerikan planı: Suriye şimdilik Colani’ye emanet

Erdoğan onca kavgadan sonra, nasıl ki Mısır lideri Sisi ile anlaştı, Yunanistan ile anlaştı, AB ile anlaşmaya çalışıyor, diktatör Esad ile de anlaşmak için yollara düştü. Bütün olanların toplamında: İsrail ile yeniden el sıkışırsa... Artık yeni bir “İleri Üçlü” görmeye hazırlanın!.. Türkiye - Amerika - İsrail.

"
"