Özlem Hanım...
Duyarlı bir yurttaşımız.
Din sosyolojisi alanında yüksek lisans yapmış bir hukukçumuz.
"Kaba konuşulmasından çok rahatsız olan bir milletvekilimiz."
O kadar ki...
"AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin Hanım" kaba konuşmalara hiç ödün vermiyor, tepkisini hemen dile getiriyor. Meclis'te tartışmalar sırasında bir muhalefet milletvekilinin kendisine "sen" diye hitap etmesi üzerine:
"Şu üsluba dayanamıyorum. Bana sen denilmesine tahammül edemiyorum. Şiddetle reddediyorum." (TBMM Tutanak, 23 Kasım 2021, s.16).
İkince kez AKP Grup Başkanvekili seçilen Özlem Zengin Hanım'a sormak istiyorum:
"Sayın Zengin, Meclis'te temsil ettiğiniz partinin bakanları komisyonlarda hakaret üstüne hakaret yağdırırken, hatta artık küfür bile ederken, sizin söyleminizle, buna nasıl tahammül ediyorsunuz?..
Bir adım ötesi, Meclis'te vekili olarak temsil ettiğiniz partinizin genel başkanı Tayyip Erdoğan'ın hemen herkese, öğrencilere, kadınlara, öğretmenlere, çeşitli mesleklerden insanlara, muhalefet liderlerine ettiği hakaret dolu sözlere nasıl tahammül ediyorsunuz?..
‘Sen' denilmesinden bu ölçüde rahatsızlık duyduğunuza göre ki, bence yerinde bir rahatsızlık, Erdogan ya da Bakanlarınızın hakaret dolu sözlerini duyunca, ne hissediyorsunuz?.."
Yanıtız?..
Neyse, Sayın Özlem Zengin'i kendi dünyası ile baş başa bırakalım.
"Bina öldürür"
İki gün önceki Düzce depremi...
Depremin şiddeti 5.9, çürük binalarda hasara yol açıyor, o binalarda oturan bazı insanlar yaralanıyor. Bazı binalar oturulamaz hale geliyor.
Buna rağmen, çok hayati ve bugün için sürpriz sayılacak, istisnai bir durum var:
"1999 Düzce depremi sonrasında başlatılan kentsel dönüşümle birlikte, Düzce'de binaların yüzde sekseni yenileniyor. İnşaatlarda deprem yönetmeliğine sonuna kadar uyuluyor. Yüksek yapılara izin verilmiyor."
Yani, rant vurgununa izin yok.
Bunun sonucunda, Düzce'de son depremde ciddi bir yıkımın önüne geçiliyor.
Kentsel dönüşüm, kurallar yerine getirildiğinde, "deprem öldürmez, bina öldürür" tezini doğruluyor ve insanların canı, malı kurtuluyor.
Düzce tam bir ders.
"Ancak, sadece Düzce ile sınırlı olan bir ders, çünkü devamı yine bildiğimiz, yaşadığımız gibi."
Rapor var ama
Depremlerde zararlarının en aza indirilmesini sağlamak amacıyla Kasım 2020'de TBMM'de Araştırma Komisyonu kuruluyor.
Her partiden milletvekilinin katılımıyla çalışan komisyon 520 sayfalık rapor hazırlıyor. Rapor 16 Temmuz 2021'de, yani bir buçuk yıl önce konuyla ilgili on üç ayrı Bakanlığa gönderiliyor.
Raporda toplam 268 öneri var. Önerilerin bazıları yeni yasa çıkarılması, bazıları yeni yönetmelik hazırlanmasına dönük. On üç bakanlığa, özellikle de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na görev veriyor.
"Aradan bir buçuk yıl geçmiş durumda, ortada raporun öngördüğü henüz tek bir yasa ya da yönetmelik yok!.."
Özellikle kentsel dönüşüm ve toplanma alanlarıyla ilgili yapılması gerekenler yerinde sayıyor.
Acil 300 bin konut
Kentsel dönüşüm en acil, en hayati, en kaçınılmaz önlem, hele de İstanbul'da.
7 ya da 7 üzerinde şiddetinde bir depremin İstanbul'da beklendiğini sağır sultan biliyor artık. Yüksek şiddetteki böyle bir depremin İstanbul'u, İstanbul üzerinden Türkiye'yi tehdit ettiği sır değil.
On gün önce Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum bir TV kanalında:
"İstanbul'da 5 milyon 900 bin konut var. Bunun 1.5 milyonu riskli. 300 bini acilen dönüşmesi gereken yapılar."
Demek ki, bir depremde binlerce insanın hayatı tehlikede.
Tespit iyi de, şu soru kaçınılmaz:
"Yirmi yıldır İstanbul'da kentsel dönüşüm için ve o rapor doğrultusunda ne yaptınız?..
Deprem vergisi
Kentsel dönüşüm için para gerek.
1999 Yalova ve Düzce depremi sonrasında, dönemin koalisyon hükümeti DSP - ANAP -MHP deprem vergisi getiriyor, özellikle kentsel dönüşüm ve depremle bağlantılı harcamalarda kullanılmaz üzere.
O tarihten sonra alınan vergilerle oluşan Deprem Fonu'nda bugüne kadar, yine Bakan Kurum'un on gün önceki açıklamasına göre:
"147 milyar lira toplandı."
Nerede bu para?..
İki yılı önce Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan:
"Tüm gelirler halkımıza hizmet için yapılan tüm giderlerin karşılanması amacıyla kullanılmaktadır."
2011'deki Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek aynı soruya:
"Deprem vergisi adı altında sürekli hale gelmiş ÖTV var. Sağlığa, duble yollara, demir yollarına, hava yollarına, çiftçimize, eğitime gidiyor."
Yani, deprem amaçlı toplanan vergi genel bütçeye dahil ediliyor ve deprem amacı dışında kullanılıyor.
Belki de bitmiş olacaktı
İstanbul en büyük tehlike olduğuna göre...
En büyük kentsel dönüşümün acil olarak İstanbul'da gerçekleşmesi gerektiğine göre...
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu bir süre önce:
"İstanbul'da kentsel dönüşüm için 25 milyar dolara ihtiyaç var."
25 milyar dolar...
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık iki gün önce:
"Suriyeli sığınmacılar için 45 milyar dolar harcadık."
45 milyar dolar...
İstanbul'da kentsel dönüşüm için 25 milyar dolar yetecek iken, Suriyeliler için 45 milyar dolar harcamak!...
Ve on bir yıl boyunca kavga ettiği Esad'la şimdi barışma hazırlığına giren Tayyip Erdoğan!..
Kavga etmeseydi, o 45 milyar dolar cepte kalacaktı!..
İstanbul'da kentsel dönüşüm belki de, büyük ölçüde bitmiş olacaktı!..
AKP'nin ülkeyi nasıl yönettiğinin çok ama, çok pahalı bir fotoğrafı olmak üzere!..
Yalçın Doğan kimdir?
Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.
Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.
1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.
Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.
Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca'dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.
|