22 Aralık 2020

1938 kolera aşısı, hayır hayır ekmek...

Ekmek tüketimine ilişkin veriler Türkiye'nin "geçim manzaralarını" gösteriyor. Bir liraya ekmek alabilmek için uzun kuyruklar oluşurken... Günde ortlama dört ile yedi ekmek!.. On sekiz yıllık AKP iktidarının çok ağır bilançosu!..

O beğenmedikleri Cumhuriyet, beğenmek bir yana, Kurtuluş Savaşı'nı düşman kazansa sevineceklerini söyleyenlerin bulunduğu bir ülkede, "Diyanet Vakfı Ansiklopedisi" hâlâ hınç alırcasına:

"Kurtuluş Savaşı ve kahramanlarına hakaret ve beddua yağdıran vatan hainlerini 'beyefendi'  ya da 'efendi' olarak anmaya devam ediyor." (21 Aralık 2020 tarihli Sözcü Gazetesi).

O beğenmedikleri, fırsat düştükçe eleştirdikleri Cumhuriyet...

O Cumhuriyet'in Sağlık Bakanlığı...

27 Temmuz 1938 tarihinde Başbakanlığa şu yazıyı gönderiyor, o sırada dünyada kolera salgını var:

"Çin Sağlık Dairesi, Cenevre Birleşmiş Milletler Cemiyeti Hıfzıssıhha Şubesi Direktörlüğüne, Çin'deki kolera epidemisi sebebiyle memleketi için kolera aşısı tedariki hususunda müracaatta bulunması ve adı geçen Direktörlükten Çin için kolera aşısı göndermenin mümkün olup olmayacağının Bakanlığımızdan sorulması üzerine..."

Birleşmiş Milletler Türkiye'ye soruyor, yazının devamına bakın şimdi:

"Hıfzıssıhha Müessesemizden  bir milyon santimetre mikabı kolera aşısının gönderilebileceği hakkında taahhütte bulunulmuş olduğunu saygılarımla arzederim."

İmza "Sağlık Bakanı Dr. Ahmet Hulusi Alataş."

1938... 2020...

Tarih AKP'yi sürekli tekzip ediyor.

Günümüzde "herkesin bizi kıskandığı dünya lideri Türkiye" 2020 yılında Çin'den Korona aşısı almak için sıraya girerken...

1938'de, 82 yıl önce Türkiye Çin'e kolera aşısı gönderiyor!..

Yokluk ve kıtlıktan çıkan, küllerinden doğan o beğenmedikleri Cumhuriyet'in daha on beşinci yılında...

"Geber"

Çin'den Korona aşısı şu zaman geldi, bu zaman yapılacak derken...

1938 yılında Türkiye Çin'e kolera aşısı gönderirken, 2020 yılında "kuru ekmek" gerçeği gündeme pat diye oturuyor.

Ondan önce "geber" hikâyesi var. Hatırlayın!..

Korona günlerinde bir kadın "çocuklarım aç kalmasın diye, dilenmekten geliyorum, bana sokağa çıkma diyorlar, gelsinler evimin halini görsünler" diye yakınıyor.

Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı il müdür yardımcısı "Nail Nogay" adında biri o kadının yakınmalarına cevabı yapıştırıyor:

"Geber!."

Çok insani bir yaklaşım!.. Hem de, "Sosyal Politikalar" Bakanlığında!..

"O zaman aç değil"

Geçen hafta Meclis'te bütçe görüşülürken, CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay bir gerçeğin altını çiziyor:

"Millet aç, perişan. Evet, herkesin midesine bir şey giriyor, kuru ekmek giriyor."

Tıpkı "geber" benzeri bir söz AKP Denizli milletvekili Şahin Tin'den geliyor:

"O zaman aç değil demek!.."

Doğru, insanlar kuru ekmeğe muhtaç duruma gelmiş ve ancak kuru ekmekle karnını doyurmaya çalışıyorsa, "demek ki, aç değil..."

Büfe açmaya izin yok

Şahin Tin adındaki milletvekili hakkında AKP'de hâlâ hiçbir işlem yapılmamışken...

Ayrıca, neden yapılsın, halktan iyice kopmuş AKP'de bunlar normal ve normaldir...

"Kuru ekmek" durumuna bakmak ilginç olabilir.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Halk Ekmek halka ucuz ekmek dağıtıyor. 1978'de faaliyete geçen bu kurum şu anda:

- Günde 1 milyon 800 bin ekmek üretiyor ve dağıtıyor.

- Ekmeğin fiyatı bir lira.

- Ekmeği İstanbul'da 533 büfede satıyor.

Ekmeğe talep artıyor, bunun üzerine İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) daha fazla büfe açmak istiyor, daha çok kişiye ucuz ekmek ulaştırabilmek adına.

Ancak...

"İBB Meclisinde AKP ve MHP çoğunlukta, onların oylarıyla CHP'li Belediyenin yeni büfe açmasını izin verilmiyor."

Sık sık gördüğümüz "partizanlığın, engellemenin" yeni bir örneği.

"Kuru ekmek" deyince, biri "demek ki, aç değiller" diyor, halka daha çok ucuz ekmek dağıtmak isterken, aynı birileri bunu engelliyor!..

AKP ve halk!.. Bu kadar ayrışmış durumda.

500 lira ile 1.500 lira

Kafkas Üniversitesi (Kars'ta) öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Bora Açan İstanbul Halk Ekmek ile ilgili bir araştırma yapıyor.

Bakın o araştırmanın en çarpıcı iki bölümü:

"- Halk Ekmek'ten ekmek alanların ortalama aylıkları 500 lira ile 1.500 lira arasında değişiyor.

- O büfelerden ekmek satın alanlar, günde ortalama dört ile yedi ekmek tüketiyor."

Ayda 500 lira ile 1.500 lira arasında!.. Şu sefalete bakar mısınız?..

Günde dört ile yedi ekmek!.. Engin Altay haklı, insanların midesine "kuru ekmek" giriyor.

Ve insanlar karınlarını "kuru ekmekle" doyurmaya çalışıyor!..

Ve Şahin Tin "demek ki, aç değiller" diyor!..

20 milyondan 27 milyona

Belirttiğim araştırmadan değil, İBB verilerinden hareketle, bir başka çarpıcı bilgi daha var:

"İstanbul Halk Ekmek Eylül ayında ayda toplam 20 milyon ekmek satarken, Aralık başına gelindiğinde, ayda 27 milyon ekmek satmaya başlıyor."

Üç ayda yüzde otuz artış!..

İnsanların karınlarını "kuru ekmekle" doyurmaya çalışmalarının başka bir göstergesi.

Keyif çayı

Manzara bu!..

Hatay Valiliği önünde bir kişi "çocuklarım aç" diye kendini yakmak isterken...

Ankara'da bir kadın çöpten kırıntı toplamak isterken...

Malatya'da bir kişi "eve ekmek götüremiyoruz" dediğinde, ona "al keyif çayı iç" denirken...

Ekmek tüketimine ilişkin veriler Türkiye'nin "geçim manzaralarını" gösteriyor.

Bir liraya ekmek alabilmek için uzun kuyruklar oluşurken...

Günde ortlama dört ile yedi ekmek!..

On sekiz yıllık AKP iktidarının çok ağır bilançosu!..

Yazarın Diğer Yazıları

Colani-Türkiye: “Maslahata destek!”

Colani, bir röportajında “Türkiye ve Suriye’nin arasında geçmişten gelen tarihi ve coğrafi bir bağlılık var. Bunu çok iyi idrak ettik. İki halkın maslahatına destek vermek istiyoruz” diyor. Burada kullandığı “maslahat” sözcüğü İslami bir kavram. Türkiye ile kurmak istediği ilişki diplomatik olmaktan çok İslami temelli bir ilişki mi?

Zafer çığlıkları gölgesinde parçalanma: Nüfus bilgileri sıfırlandı

İsrail Suriye halkının nüfus, pasaport ve istihbarat kayıtlarının yer aldığı binaları bombalıyor, o kayıtları yok ediyor. Böylelikle kim kimdir, nerede yaşıyor, aidiyeti ne, bunları sıfırlıyor. Bombalayacak başka yer mi yok?

İngiliz + Amerikan planı: Suriye şimdilik Colani’ye emanet

Erdoğan onca kavgadan sonra, nasıl ki Mısır lideri Sisi ile anlaştı, Yunanistan ile anlaştı, AB ile anlaşmaya çalışıyor, diktatör Esad ile de anlaşmak için yollara düştü. Bütün olanların toplamında: İsrail ile yeniden el sıkışırsa... Artık yeni bir “İleri Üçlü” görmeye hazırlanın!.. Türkiye - Amerika - İsrail.

"
"