08 Ağustos 2022

14 Mayıs 2023: “Izdırap tünelinde” son

Muhalefetin erken seçim çağrısı var. 14 Mayıs 2023 şu anda kulislerde dolaşan bir tahmin. Ama, eğer olursa... “14 Mayıs 2023 yirmi yıllık ızdırap tünelinin, bir daha asla geri gelmemek üzere, sonlanacağı bir tarih”.

Şanlıurfa Valisi yanına AKP İl Başkanını alıyor, İl Müftüsünü alıyor ve dünkü Cumhuriyet’te Mehmet Oflaz’ın haberine göre...

“Yöredeki şeyhlerle bir araya geliyor”.

Bu valinin görevden alınması, hakkında yasal işlem başlatılması gerekirken, KPSS sınavlarındaki yolsuzlukta “kimin parmağı var” sorusu, bu manzara karşısında kendiliğinden yanıtlanıyor:

“Tarikatlar, cemaatler sınavlarda at koşturuyor, sonuçta devleti ele geçirme savaşı!..”

Bunu adı gibi bilen Tayyip Erdoğan bir yandan sınavlarda cemaat gerçeğini kabul ederken, öte yandan olağan siyasal saptırmasını sürdürüyor:

“FETÖ’cü grup mu desek, 6’lı masa mı desek...

(...) Gençleri nasıl aldatırız gayreti içindeler”.

Bu iki cümlede bir ‘itiraf’ var, bir ‘korku’ var, bir de ‘kendi yaptığını unutturmak çabası’ var. 

Erdoğan telaşlı 

‘İtiraf’ var, açıkça ‘FETÖ’cüleri’ anıyor, KPSS’de cemaatlerin varlığını kabul ediyor.

‘Korku’ var, gökten taş yağsa, sorumluluğu ‘6’lı masaya’ atıyor. Muhalefetin her geçen gün yirmi yıllık iktidarını sarstığının farkında, onun için ortaya mantık dışı, akla hayale gelmez tezler sürüyor.

‘Kendi yaptığını unutturma çabası’  var. ‘Gençleri nasıl aldatırız gayreti içindeler’ sözü yine bir saptırma.

2009 yılından bu yana bazı sınavlarda usulsüzlükler saptanıyor.

“Tam on üç yıl süren yolsuzluklar zinciri!.. On üç yıl!..”

Soruların çalınması ya da bir sınavda pek çok kişinin tam puan alması, benzer usulsüzlükler ‘gençleri aldatmak’ değil de, ne?..

Bazı sınavlar iptal ediliyor, bazıları soruşturma konusuna dönüşüyor, dönemin ÖSYM başkanları gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, yargı önünde hesap veriyor.

Üniversite yerleştirme ve değişik meslek sınavlarında ortaya çıkan usulsüzlükler ‘gençleri kimin aldattığını” göstermiyor mu?..

Dahası var. Bunların üstünü örtmek için muhalefetin çeşitli tarihlerde KPSS ile ilgili on dört Meclis araştırma önergesini geri çeviriyor. 

150 bin milyoner daha 

Her türlü hukuksuzluk, adaletsizlik, çevre tahribatı, kadına ve sağlık çalışanlarına şiddet, Cumhuriyet tarihinin en ağır ekonomik krizinin yanı sıra...

“Milyonlarca çalışanın, emeklinin, dar gelirlinin iktidarı değil, AKP sermayenin iktidarı, bu bir kez daha ortaya çıkıyor”.

Son altı ayda ‘Türkiye’deki milyonerlere 150 bin 305 kişi daha ekleniyor’.

CHP milletvekili Veli Ağbaba’nın belirlemelerine göre, “Kur Korumalı Mevduat sistemi” üzerinden Türkiye’deki milyoner sayısı 521 bin 609 kişi iken, 671 bin 914’e yükseliyor.

Sözde doların artışını önlemek amacıyla getirilen bu sistem dolardaki yükselişi, TL’deki erimeyi durduramadığı gibi, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun resmi verilerine göre, milyoner sayısını arttırıyor.

İzlediği politika varlıklı sınıflara yarıyor.  

Bir kulis, bir tahmin 

Türkiye her yönüyle sapır sapır dökülürken, her gün bir skandaldan ötekine koşarken, huzursuzluk, mutsuzluk, güvensizlik insanların günlük ruh haline dönüşürken...

“Seçim ne zaman” sorusu hayati bir soru.

Bu yönde iktidardan ve ortağından gelen açıklamalar var, muhalefetin erken seçim çağrısı var. Ortaya atılan çeşitli kulis haberleri ve tahminler var.

Bunlardan biri...

“Seçimlerin 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılmasına ilişkin bir tahmin”.

14 Mayıs 2023 pazara rastlıyor. 14 Mayıs’ın iki özelliği var.

İlki, Haziran’dan önce yapılacağı için, seçimin biraz önceye çekilmesi Tayyip Erdoğan’ın bir kez daha aday olup olmamasıyla ilgili tartışmaları bitirecek olması.

İkincisi de, 1950 yılında Demokrat Parti’nin CHP karşısında seçimi kazandığı gün olması.

Burası Türkiye, her an, her şey olabilir.

14 Mayıs 2023 şu anda kulislerde dolaşan bir tahmin. Ben o tahmini sadece aktarıyorum, olur mu, olmaz mı, elbette bilemem, hatta buna karar verecek kişilerin de, bu tarih üzerinde ne ölçüde anlaştıkları henüz ortada.

Ama, eğer olursa...

“14 Mayıs 2023 yirmi yıllık ızdırap tünelinin, bir daha asla geri gelmemek üzere, sonlanacağı bir tarih”.

Aslında seçim ne kadar erken olursa, o “ızdırap tüneli” o kadar erken sona erecek.

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi’ni, 1969’da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet’te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989’da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet’te önce Yayın Koordinatörü, 1999’da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003’te Hürriyet Gazetesi’nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24’te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’in çeşitli ödülleri yanında, 2014’te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV’nin ‘Kırılmayan Kalemler’ ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca’dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Acıklı bir güldürü: Asgari Ücret Komisyonu

Kendisine yakın sermaye gruplarının vergilerini defalarca siliyor, onlara defalarca teşvik armağan ediyor. Sildiği milyarlarca lirayı asgari ücretlilere aktarsa... Milyonlarca çalışan hiç böyle “acıklı bir güldürü” izlemek zorunda kalır mı?.

Ecevit, Lenin, Birand, Mengü: Savaşlara basın da ışık tutar

Salih Müslim Temmuz 2013 ile Ekim 2014 arasında Ankara’ya üç kez geliyor, kırmızı halılarda karşılanıyor, o sırada yine PYD’nin başında...

Colani-Türkiye: “Maslahata destek!”

Colani, bir röportajında “Türkiye ve Suriye’nin arasında geçmişten gelen tarihi ve coğrafi bir bağlılık var. Bunu çok iyi idrak ettik. İki halkın maslahatına destek vermek istiyoruz” diyor. Burada kullandığı “maslahat” sözcüğü İslami bir kavram. Türkiye ile kurmak istediği ilişki diplomatik olmaktan çok İslami temelli bir ilişki mi?

"
"