Muhalefet;
"344 kez kadın sorunlarından, 211 kez emek sorunlarından, 150 kez açlık ve yoksulluktan, 43 kez israf ve yolsuzluktan" söz ederken...
AKP ve MHP;
"34 kez kadın, 4 kez emek, bir kez yoksulluktan" söz ediyor.
Buna karşılık, yine iktidar kanadından herhangi bir milletvekili her kürsüye geldiğinde, mutlaka ve en az bir kez "Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde" demeyi ihmal etmiyor. (HDP milletvekili Meral Danış Beştaş, TBMM 18 Aralık 2020 tarihli tutanak, s.14).
Meclis'te on iki gün süren 2021 bütçe görüşmelerinde, on sekiz yıllık AKP iktidarı on dokuzuncu yılına girerken, Meclis'teki görüşmeler AKP iktidarının fotoğrafı.
Muhalefet o kadar başarılı ki, bu görüşmeler, Meclis tutanakları, olduğu gibi kitap haline getirilse, yeridir. Çok fazla bilgi, çok fazla gözlem içeren görüşmeler on sekiz yıllık AKP iktidarının nasıl sapır sapır döküldüğünü, daha da önemlisi "kimlerin iktidarı olduğunu" bütün ayrıntısıyla ortaya koyuyor.
Buna karşı AKP-MHP ortaklığı ne yapıyor?..
Tutanakları okuduğunuzda ya da TV'den canlı olarak izlemek fırsatı bulduğunuzda, herhangi bir konuda doyurucu yanıt vermekten uzak, inancını yitirmiş, sadece "o öyle değil, öğren de gel" gibi harcı alem sözlerle savunma yapmaya çalışan, gardı düşmüş bir ortaklık.
Seçilmişler ve atanmışlar
On sekiz yıllık dökülen bir tarihi, muhalefet iktidarın yüzüne vurdukça, kendi bütçesini savunmaya gelen bakanlar ne yapıyor?..
Meclis tarihinde ilk kez...
Malum, o bakanların hepsi "atanmış", ucube siyasal sistem sonucu, "hiçbirinin siyasal sorumluluğu yok", bununla beraber, eleştiriler karşısında çoğu aynı tepkiyi gösteriyor.
"Seçilmiş milletvekillerine karşı, 'yalancı' ya da başka sözlerle hakaret edebiliyor. Atanmışların seçilmişlere yönelik bu hitap tarzı, bu üslup, Meclis tarihinde bir ilk".
Tek başına bu durum bile, varolan sistemin ne kadar bozuk olduğunu, demokrasiden ne kadar uzak bulunduğunu gösteriyor.
914 fezleke
Muhalefet Türkiye'nin bütün sorunlarını didik didik ediyor, ele almadık konu bırakmıyor. Büyük bir başarıyla.
Eleştiriler zaman zaman esprilerle süsleniyor. Seçilmiş belediyelere kayyum atamalarından söz edilirken:
"Elinizden gelse, komşu ülkelere de, kayyum atayacaksınız, ülkeyi yatırımlarla değil, yaptırımlarla konuşulan bir ülke haline getirdiniz". (HDP milletvekili Hakkı Saruhan Oluç, aynı tutanak, s.19).
Demokratik siyaset, seçilmiş olmak, sayısız kez dile getirilen "sandık ve demokrasi", AKP'nin hele de son yıllarında, çok gerilerde kalıyor.
Bunun somut hali var, "bu dönemde HDP milletvekilleri hakkında toplam 914 fezleke hazırlanıyor".
Dünyada örneği yok.
31 milyar lira
"Ücretsiz izne ayrılanlara, bu salgın döneminde günde 39 lira verilirken...
Yollar, köprüler, havaalanları için, o işleri yapan müteahhitlere 'Hazine garantisi' olarak 2021 bütçesine 31 milyar lira ödenek konuyor". (CHP Milletvekili Abdüllatif Şener, aynı tutanak, s. 48).
AKP döneminin bir başka fotoğrafı...
Bu siyasal tercihler ve devamındaki politikalar sonucu, gelir dağılımı olağanüstü bozuluyor.
"Dünya sıralamasında en bozuk gelir dağılımına sahip beş ülkeden biri Türkiye. Birinci kim?.. Katar!.."
Demek ki, "Katar aşkı" boşuna değil!..
Toplam 180 hapishane
AKP iktidarı başka neler yapıyor?..
Bol bol hapishane!..
"2014 yılında 14 tane, 2015'te 18 tane, 2016'da 38 tane, 2017'de 12 tane, 2018'de 15 tane, 2019'da 26 tane, 2020'de 18 tane hapishane yapılıyor. 2021 için 39 yeni hapishane yapılması planlanıyor". (Abdüllatif Şener, aynı tutanak).
Son altı yılda 141 hapishane, buna şimdi 39 daha ekleyin, toplam 180 hapishane!..
Türkiye'nin bir başka fotoğrafı!.. Tek başına bu dönemin incelenmesi gereken tablosu!..
Suç oranını yükseliyorsa, neden?.. Sadece suç oranı mı, yoksa ağzını her açanın, içeri atıldığı, "tutuklu yargılamanın kural, tutuksuz yargılamanın istisna olmaktan çıktığının" göstergesi!..
Evrensel hukuk ilkeleriyle taban tabana çelişen, "hukuk devletinin, demokrasinin bir kez daha ağır yara aldığını" gösteren bir durum.
Sık sık söylüyorlar ya, "dünya lideri" diye, işte hapishane sayısındaki artışta Türkiye "dünya liderliğini" yakalıyor!..
Her dört kişiden üçü borçlu
Ve ayrı bir hesap...
2002 yılında, AKP'nin iktidar geldiği yılda:
"Bütün hane halklarının toplam borcu 6 milyar lira iken, bugün 140 kat artıyor". (CHP Milletvekili Selin Sayek Böke, aynı tutanak, s.49).
Her dört kişiden üçü borçlu.
Bu arada...
Sık sık övünüyorlar ya...
"IMF ile işimiz olmaz" diye...
Oysa, 2005 yılında IMF ile anlaşma yapıyorlar (stand-by) ve Ecevit önderliğindeki CHP-ANAP-MHP koalisyonunun yaptığı anlaşmada belirlenen, IMF ile sözleşmeye varılan 16,5 milyar doların büyük bölümünü o günkü hükümet harcıyor.
Meclis'te bütçe görüşmeleri 7 Aralık günü başlıyor. 18 Aralık gününe kadar, 18 Aralık günü dahil, aralıksız 12 gün devam ediyor.
12 günde ortaya AKP'nin 18 yıllık döneminin müthiş bir fotoğrafı çıkıyor.
Onun için o görüşmelerin kitap olarak yayınlanması, hem bugün, hem de yarınki tarih araştırımaları, dolayısıyla 18 yıllık gerçeklerin kayda düşülmesi adına, çok yararlı.
Muhalefet unutulmaz bir fotoğraf çekiyor.