05 Temmuz 2023

Arda Güler spor olsun diye oyuna alınırken, göklerden inen Jesus'un bir bildiği vardı!

Sonuçlar iyi, keyifler tıkırındayken adını anan yoktu

Transferi yılan hikâyesine dönen Türk futbolunun yeni umudu Arda Güler, seçimini Real Madrid'den yana kullanarak, belirsizliklere noktayı koydu.

Türkiye'de uzun yıllardan beri bu denli heyecan yaratan bir oyuncuya rastlamamıştık. Bu yüzden sezonun bitmesiyle beraber sadece yurt içinde değil, yurt dışında da manşetleri süsledi. Fenerbahçeli taraftarlar, Arda Güler'in seçimi nedeniyle biraz öfkeli ve tepkili.

"Haksız da değiller" demeyi isterdim ancak ne yazık ki, sonuna kadar haksız bir topluluk var karşımızda.

Fenerbahçe, 2022-2023 sezonuna iyi bir başlangıç yaptığında, Arda Güler pek çok maçta 90. dakikanın sonlarında, son düdük çalınmadan, artık skor belli olmuşken oyuna lütfen alındı. Fenerbahçe'yi basından takip eden yazarlar, dijital mecralardaki yeni nesil yorumcular Arda Güler'in ismini sadece "Jesus'un bir bildiği var" cümlesiyle birlikte kullandılar.

Çünkü Fenerbahçe o dönem hiç eşi benzerine rastlanmamış bir oyun oynuyor, Jesus, ülke futboluna göklerden inmiş bir nimet gibiydi (!)

O yüzden de verdiği kararlar sorgulanamazdı, sorgulanamayacak kararlar arasında Arda Güler'in oynatılmayışı da vardı. Sahada yetersiz olmasından, adalelerine yük bindirmemeye kadar pek çok neden sayıldı.

Taraftarlar da bu rüzgârın arkasında yerini aldı. Sonuçlar iyi, keyifler tıkırındaydı. Oynadığı maçlarda varlık gösteremeyen İrfancan Kahveci'nin ısrarla neden oynatıldığını sorgulamadı.
Sahada bar fedaisi misali, kavga dövüşten başka hiçbir numarası olmayan Mert Hakan Yandaş'ın Arda Güler yerine oynatılması kimseye dokunmadı. Zira Jesus'un bir bildiği vardı, o yüzden oynatmıyordu.

Kısır ve yaratıcılıktan uzak Fenerbahçe orta sahasında tek parlayan isim Arda Güler, tüm orta saha oyuncularından daha az süre almasına rağmen, sonuçlar iyi olunca adı bile geçmiyordu..

İşin rengi değişince, şampiyonluk şansı zora girince, daha önce 90+4lerde dalga geçer gibi laf olsun diye oynatılan Arda Güler birdenbire kurtarıcı rolüyle sahaya atıldı. Atıldı atılmasına ama, biraz geç kalınmıştı, çünkü Galatasaray yolun sonuna ulaşıyordu. Ona rağmen, Fenerbahçe yarışta kaldıysa, 18 yaşındaki bu genç oyuncu sayesinde oldu.

Bunca olup bitene ses çıkartmayan taraftar, şimdi 18 yaşındaki bir gencin dünyanın en büyük kulüplerinden birine gitmesine öfkeleniyor. Kusura bakmayın ama yerden göğe kadar haksızsınız. "Neden Arda Güler oynatılmadı?" sorusunu sormayı unuttunuz, unutmayanlarınızın sayısı çok da fazla değil.

Madrid'in banliyösünde ev versen takla atarak gidecek insanlar, Arda Güler'in dünyanın en büyük birkaç kulübünden birine gitmesini eleştiriyor. Hobi olsun diye yine eleştirin ama komik olduğunuzu bilmenizde fayda var. 

Öfkenin sebebi bonservis bedeli gelirinin az olması

Fenerbahçeli taraftarların öfkesi Arda'nın gidişine değil, Arda'nın serbest kalma bedeli üzerinden gidişine. Arda Güler 17,5 milyon euroya değil de, 35 milyon dolara gitse, taraftar ağzını açmaz, sesini çıkartmaz, hatta ve hatta gurur duyardı. Bütün sorun aslında gidişinden çok, giderken kulübe kazandırdığı meblağın yetersiz bulunuşu.

Real Madrid'e her gün futbolcu gönderemezsiniz, o yüzden aslında Fenerbahçe adına oldukça iyi bir reklam ve tanınırlık avantajı Arda Güler'in gidişi. Bunun tek bir isimle kalmaması borç içindeki kulüpler içinse bir örnek olmalı.

Arda'nın kazandırdığı bonservis ücretiyle yeni Arda'lar bulabilmeniz mümkün. Ama tabii çok da uzak olmayan bir zamanda göreceğimiz üzere, 35 yaş üstü futbolcuların bir yıllık maliyetlerini karşılamak için kullanılacak bu bonservis.

Arda Güler kendi hikâyesini yazacak

Arda Güler'in önünde büyük bir sınav var. Onun için her şey yeni başlıyor. Burada ne kadar çalışıyorsa çok daha fazlası beklenecek ondan, yetersizliklerini kapatmak için herkesten çok çaba göstermesi gerek. Günümüz futbolu standartlarında Real Madrid'e gider gitmez forması garanti olmayacaktır. Açıkça söylemek gerekir ki, o seviyeden uzak.

Her transfer yeni bir hikâyenin başlangıcıdır. Arda kendi hikâyesini yazmak için muazzam bir fırsat buldu. Bunu nasıl yazacağı, mutlu sonla bitip bitmeyeceği büyük oranda kendi ellerinde. Futbolseverler de bu yeni hikâyeyi merakla bekliyor.

Yazarın Diğer Yazıları

TFF Başkanı'nın tehditlerine tutunacak kadar düştünüz mü?

Bu tehditleri "dobra" bulmak, "delikanlı" diye tabir etmek "mert" sıfatını yakıştırmak acizliğin geldiği son nokta

Acun Bey'i yasa dışı bahis konusunda dinlemek lazım, ne de olsa kanalı ceza yiyen tek patron!

21 ayrı yasa dışı bahis firmasının reklamını dakikalarca ekranda tutulması nasıl bir akıl tutulması acaba

Dursun Özbek ve yönetimi utanmayı biliyor mu?

Utanmak, insanın ahlâki pusulasıdır ama bu pusula bir süreden bu yana yönünü şaşmış durumda

"
"