12 Aralık 2023

Bir canınız var, o bile ipotekli!

"Tek"li düzen "ipotek"li düzendir!

El koyuyorlar…

Küçücük beyinleri dindar bile değil, AKP'li yapsın diye, çocuklarınıza el koyuyorlar.

"Zorunlu din dersi"nin tartışıldığı ülkeden, "zorunlu itaat-biat dersi"nin tartışmasız dayatıldığı bir ülkeye geldik, çünkü ülkeye el koyuyorlar.

El koyuyorlar…

Çocuğunuz büyüdü, bütün bu dayatmalardan sızıp bir ihtimal azıcık özgür bir üniversite ortamına gelmiş olabilir, onca üniversite arasında bir, ikisi diğerlerine özgürlük, bilim, ufuk açısından "kötü örnek" çıkabilir diye Boğaziçi'ne el koyuyorlar.

Hocalarına, araştırma merkezine, eşyalarını çöp torbalarına doldurup el koyuyorlar…

El koyuyorlar ki çıt çıkmasın, itiraz olmasın, bilim hurafeyi sarsmasın, direnenler kırılsın, anaokulunda, ilkokulda kesip biçemedikleri çocuğunuz kalmışsa, oralarda doğransın.

El koyuyorlar…

Depremin enkazında doğrulmaya çalışan, onca yakınlarını kaybetmiş insanlara mesaj gönderip sanki mütevazı evleri zaten devlete aitmiş gibi, "adınıza kayıtlı tapu üzerinde… Hazineye devir işlemi yapılmaktadır" diye bir darbe daha vuruyor, tutunduğunuz dalınıza da el koyuyorlar.

Bir SMS'le sizi köle, sizi serf, sizi muhtaç yapıyorlar, insan onurunuza el koyuyorlar.

El koyuyorlar…

Akbelen ormanlara, Cennet koylara, tarım arazilerine; dilleri "Adalet, Hak, hak, iman" diye susmazken yalanla, dolanla, talanla el koyuyorlar. 

El koyuyorlar…

Canınızdan çok sevdiğiniz çocuklarınıza, yakınlarınıza bazı hayati ilaçlar lazım olduğunda, "İyileşme ümidi var mı" deyip umuda, mücadeleye, sevgiye, şefkate, dayanışmaya, yahu resmen hayata bile el koyuyorlar.

El koyuyorlar…

Toprağından insanına…

Ormanından hanesine…

Çocuğundan gencine…

Buyruk-kuyruk düzeni daha da yerleşsin, katmerleşsin; itaat-biat betonlaşsın, itiraz-direniş kazınsın, kalan hak ve özgürlükler de boğulsun diye el koyuyorlar.

Mesele bunu zaten bu "Tek dam tek parti" düzenine karşı olanların değil, bir şekilde bunun koyulaşmasına, kesifleşmesine, daha da çirkinleşmesine payanda olanların, hatta gönül verebilenlerin de hissetmesi.

Bilhassa genç kızlar, kadınlar, anneler…

İnanın sizin ruhunuzu, aklınızı, fikrinizi, insanlığınızı eve, hizmetkârlığa, erkek ve maço devlet otoritesine kayıtsız şartsız teslim etmek üzere de bugününüze ve geleceğinize el koyuyorlar.

"Tek"li düzen "ipotek"li düzendir!

Sadece malınızda mülkünüzde, iki göz evinizde değil; hayatınızda, evlatlarınızda, okullarınızda, aklınızda, kalbinizde, sevginizde sevdanızda ipotek zinciri kuran; cesaret yerine esaretin, dirayet yerine vesayetin, hak yerine rehineliğin, özgürlük yerine insanın insana kulluğunun dayatıldığı düzendir.

Bir canınız var ya nihayetinde, son nefesinizi de bırakana kadar ellerine, kafesten kafese nefessiz bırakıp ona bile el koyan düzendir.

Umur Talu kimdir?

Umur Talu, ilk, orta, liseyi Galatasaray Lisesi'nde yatılı okudu. 1980'de Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi'den mezun oldu.

Üniversite döneminde Demiryolu İşçileri Sendikası ve Marmara Boğazları Belediyeler Birliği'nde çalıştı. Günaydın gazetesinde başladığı gazeteciliği, Güneş, Cumhuriyet, Milliyet, Hürriyet, tekrar Milliyet, Star, Sabah, Habertürk'te sürdürdü. Muhabirlik, ekonomi servisi yönetmenliği, yazı işleri müdürlüğü, genel yayın yönetmenliği, köşe yazarlığı, kısa süre Paris temsilciliği yaptı.

Medyakronik başta olmak üzere, çok sayıda web sitesi ile dergide makaleleri yer aldı.

Birkaç dönem Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu'na seçildi, başkan yardımcılığında bulundu.

İstanbul Üniversitesi, Bilgi Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi İletişim fakültelerinde ders verdi.

Türkiye medyasında ilk "ombudsman"lik kurumunun kurulmasını gerçekleştirdi. 1998'de Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi'ni hazırladı.

Çalışmaları Türkiye Basın Özgürlüğü Ödülü, iki kez Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Köşe Yazısı ÖdülüÇağdaş Gazeteciler Derneği Ödülü başta olmak üzere, çeşitli mesleki ödüllere değer görüldü. Aynı yıl, üç farklı gazetecilik örgütünden köşe yazarı ödülü aldı.

Bodrum: Yüzyıllık Yolculuk, Kadınımızın Hatıra Defteri gibi belgesellerde metin yazarlığını yaptı.

Sosyal Demokrasi, Fransa Bölümü (Turhan) Uçuran Bey Postanesi (Milliyet), Dipsiz Medya (İletişim), Bedelli Gazetecilik (Everest), Senin Adın Corona Olsun (Literatür) kitapları yayımlandı. Keynes'in (O. E. Moggridge, Afa Yay.) çevirisini yaptı.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Yeter mi? Yetmez!

Kobani "suç" ise Süleyman Şah ne der, "şehit astsubay" ne düşünür, peşmergelerin Türkiye topraklarından yolculuğu tarihten silinmiş midir?

Vicdan enternasyonali!

Orleck ve gibiler bize şunu da anlatıyor: Tamam kimlikler var ve doğuştan insanı kavrıyor, kuşatıyor, kişiliğinin temellerini de oluşturuyor ama, istisnai kimi durum dışında… Öyle herkesi içine alan bir "kimlik kişiliği" yok. "Bütün Yahudiler, bütün İsrailliler" yok. "Bütün Araplar" yok. "Bütün Amerikalılar" yok."Bütün Türkler" yok. İyiler ve kötüler var kabaca

Sirkte şirk!

Kim size milyonlarca çocuğun zihnini, kalbini, duygularını, ancak gelecekte olgunlaşabilecek inancını veya inançsızlığını, kişiliğini, ruhunu sorgulama, deşme, didikleme hakkını verdi?